Öyle bir zamandan geçiyoruz ki, söylenen söz mü daha vahim, o sözü söyleyenin niyeti mi daha problemli, inanın karar vermekte zorlanıyorum. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde görev yapan, üstelik bugün itibarıyla bağımsız sıfatını taşıyan bir meclis üyesinin gazete sayfalarına düşen açıklamaları da tam da bu kafa karışıklığının bir ürünüdür.
“Asfalt bile krediyle alınıyor” demek, kulağa ilk anda büyük bir skandal gibi gelebilir. Ama gazetecilik refleksiyle durup sormak gerekiyor: ‘Ne asfaltı, hangi krediyle, kimden, nasıl?’
İşte tam bu noktada söz konusu açıklamanın ya bilgisizlikten ya da art niyetten beslendiğini söylemek zorundayım. Öncelikle şunu bir ortaya koyalım: Bu belediyenin asfalt plenti vardır. Yani asfalt hazır alınıp serilen bir ürün değildir. Belediyenin kendi tesislerinde üretilir. Burada dışarıdan alınan şey asfalt değil, bitümdür. Bitüm de öyle her köşeden alınan bir madde değildir; devlet rafinerilerinden temin edilir. Bu teknik detayı bilmeden konuşmak, en hafif tabirle konuya yabancı olmak demektir ki, öyle olduğunu düşünüyorum. Gelelim asfalt karşılığında alınan kredi meselesine!
Bir belediye kredi kullanabiliyorsa, her şeyden önce o belediyenin kredibilitesi olduğunu gösterir. Bankalar, ‘borcu borçla kapatan’ kurumlara değil, ödeme gücü ve mali disiplini olan yapılara veya kurumlara kredi verir. Yani burada anlatıldığı gibi bir acziyet değil, aksine alabilen tarafın mali güvenilirliği söz konusudur.
Ayrıca bu şehir, bazı belediyelerde gördüğümüz gibi milyonlarca Avro’yu yurt dışından çekip, karşılığında şehre ne kazandırıldığı belli olmayan projelerle borç batağına sürüklenmiş bir şehir değildir. Kredi kullanımı varsa, bu yatırım içindir, hizmet içindir, üretim içindir.
Şimdi bu açıklamayı yapan meclis üyesine sormak gerekir, gerçekten bu söylediği ile ilgili bilgisi mi yok? Ya da elindekiler neyi anlatıyor?
Yoksa bildiği halde sadece ön planda olmak için olayı mı çarpıtıyor?
Eğer bilmiyorsa, Meclis’te bunu net bir şekilde sorarak bilgi sahibi olabileceğini düşünüyorum. Eğer bilip de böyle konuşuyorsa, bunun adı çamur atmaktır, onu da parantez içinde belirtmiş olayım.
Ha şunu da belirtmek isterim ki; seçildiği partiden ayrılmış, kendisini seçen seçmene sırtını dönmüş bir ismin, bugün ‘bağımsız’ kimliğiyle kamuoyuna seslenirken kullandığı dil, eleştiriden çok hesaplaşma kokmaktadır. Belediye yönetimiyle kişisel bir terslik mi vardır, yoksa gündemde kalma çabası mıdır, bunu zaman gösterecektir.
Ama şu bilinmelidir ki, bu şehir dedikodu ile değil, gerçekle yönetilir.
Asfalt polemikle değil, emekle dökülür. Bu açıklama için iki ihtimal var.
Ya işi bilmiyorsunuz… Ya da niyetiniz hiç iyi değil. Başka ihtimal yok.