Süper Lig’de bir hafta daha geride kaldı. Temsilcimizin ortaya koyduğu oyundan tutun da saha içindeki tepkilere kadar bir hayli farklı gündem maddeleri ile karşı karşıya kaldık. Hele bir de güvenlik konusundaki zafiyetlere her geçen gün bir yenisinin daha eklenmesi ise işin içinden çıkılmaz bir hal aldırmaya başladı. Konuya biraz sonrasında değinmeyeceğim ama önce Kayserispor taraftarının Bilal ile olan sürtüşmesine kısa bir değinmek isterim. Nasıl ki tepkiler sonucu Bilal’in tribünlere herhangi bir hareketi olmaması gerekiyorsa, tribünde yer alan taraftarımızın da futbolcuyu oyundan soğutacak tepkileri ortaya koymaması gerekir. Yani anlayacağınız sıkıntı okta da var, yayda da var. Futbol bu, bakınız benim geçen sezon Beşiktaş maçında en çok eleştirdiğim isim Kartal Kayra idi. Ama bu maçtan sonraki ilk yazımda bu oyuncunun sahada olmasını istedim. Bu yüzden maç maç veya hafta hafta motivasyon farklılaşabiliyor. Kim bile isteye kalesinde gol görmek ister ki? Hele hele bir de 100. maçına çıkan bir futbolcu olarak.
Bu konuda umarım bir çözüm noktası bulunur ancak bir de tribünlere kısaca bakmak gerekiyor. Bu konudaki derdimiz nedense her sene artarak devam ediyor. Şunu belirtmek gerekir ki, her ‘güvenlik görevlisiyim’ diyen arkadaş yanına aldığı birkaç kişiyle bu tribünlere elini kolunu sallaya sallaya rahatça giremez. Hele ki kendi sorumluluğu olmayan bir yerde asla bulunamaz. Bir büyüğümüze yapılan hareketi buradan bir kez daha kınıyorum. Kayseri Emniyeti göz bebeğimiz dedikçe ne yazık ki bu söylemimizin altı boşaltılmak isteniyor. Umarım bu konuda Emniyet Müdürümüz gerekeni yapar. Böylesi nahoş olaylar bir daha yaşanmaz. Herkes buraya görev yapmaya geliyor. Karşılıklı diyalog varken bu sert üslup, insanın üzerine yürümek ne yazık ki kimseye bir şey kazandırmaz…