Kayseri son yıllarda yapmış olduğu atılımlarla adından sıkça söz ettiren bir şehir oldu. Yalnızca sanayisiyle, üretimiyle, ticaretiyle değil; kültürel ve uluslararası arenadaki adımlarıyla da adından sıkça söz ettirmesini biliyor. Bu anlamda yapılan çalışmalara, atılan adımlara bir yenisi daha eklendi. Büyükşehir Belediyesi, TÜRKSOY çatısı altında verilen ‘Türk Dünyası Başkenti’ unvanına adaylığını açıklayarak kendisine yeni bir hedef belirlemiş oldu. Başkan Memduh Büyükkılıç’ın “Bu işi de başarıyla sonuçlandıracağız” sözleri ise hem özgüveni hem de Kayseri’nin bu süreç için uzun soluklu bir alt yapı oluşturarak ön plana çıkmasıyla başkent unvanına ne kadar hazır olduğunu gösteriyor.
Gerçekçi olmak gerekirse, bu kadar tarihi misyonu olan, kültürel, sportif ve birçok anlamda dolu olan bir şehrin böylesi önemli bir hedefin altından kalkacağını düşünen birisi olarak, bu cesareti ve girişimi bir kez daha alkışladığımı ifade etmek isterim. Yoksa bu olay her şehrin altından kalkabileceği bir iş değil. Türk dünyası ülkelerinin ortak kültürel değerlerini taşıma, tanıtma ve yaşatma sorumluluğu; güçlü bir organizasyon kabiliyeti, köklü bir kültürel altyapı ve uluslararası temas becerisi gerektiriyor ki, Kayseri bu açılardan oldukça donanımlı bir şehirdir.
Tarihi mirası, kadim ticaret yollarına ev sahipliği, stratejik konumu, gelişmiş şehircilik anlayışı ve kültürel etkinlikleriyle Kayseri, Türk dünyasının ortak paydasını temsil etme konusunda en güçlü aday diye düşünüyorum. Eğer bu unvan Kayseri’ye verilirse, şehrin tanıtım potansiyeli tahmin edilenden çok daha geniş bir coğrafyaya ve topluluğa uzanmış olacaktır.
Bu hedefin gerçekleşmesi, sadece şehrimizin değil, aynı zamanda ülkemizin kültürel diplomasisine yapılmış önemli bir katkı anlamına gelse de unutulmamalıdır ki; bu konuda tüm Kayseri ve Kayserililerin de sahiplenmesi gereken bir durum diye düşünüyorum. Biz sadece aday olduk diyerek kendimizi bir kenara çekemeyiz. Tıpkı Vali Gökmen Çiçek, Başkan Memduh Büyükkılıç gibi isimler gibi bu memlekette yaşayan her bir bireyin bu adaylık sürecinde elinden geleni yapması ve taşın altına elini koyması gerekiyor. Çünkü Kayseri’nin bu unvanla birlikte ev sahipliği yapacağı kültürel programlar, festivaller, sanat etkinlikleri ve uluslararası buluşmalar hem ekonomiye hem de turizme ciddi ivme kazandıracaktır. Üstelik bu adaylık süreci Türk dünyası ülkeleriyle olan gönül bağlarımızı daha da güçlendirecek ve yeni bağların oluşmasına vesile olacaktır.
Bugün gelinen noktada Kayseri, artık sadece Anadolu’nun üretim üssü değil; aynı zamanda kültürel ve diplomatik bir merkezi olma yolunda önemli adımlar atıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bu girişimi, şehrin vizyoner duruşunu ve geleceğe dönük iddiasını bir kez daha teyit ediyor.
Eğer süreç başarıyla sonuçlanırsa (ki Büyükşehir’in hazırlığı ve deneyimi bunu fazlasıyla mümkün kılıyor) Kayseri, Türk dünyasına açılan bir kültür kapısı hâline gelecektir.
Şimdi gözler hem adaylık sürecinde hem de Kayseri ve Kayseri’de yaşayanların ortaya koyacağı proje ve performansta. Şunu da şimdiden belirtmek isterim ki, bu şehir, büyük hedefleri olan bir şehirdir. O hedeflere yürürken attığı her adım, Kayseri’nin değerini daha da artıracak ve hedeflerini her zaman daha da büyütecektir.