Çocuk eğitiminin ne denli önemli olduğunu bilmeyen var mıdır? Endişemiz gelecek yıllarda okumayıp eğitim almayanlar ya da bir meslekî formasyona sahip olmayanlar için pek kolay olamayacak gibi görünüyor.
Çocuk eğitimi elbette ki çok önemlidir. Çocuğa iyi davranışlar kazandırmak, kendi kültür değerlerini ve inancını yaşayabilmelerini sağlamak, kişilikli ve bilgili yetiştirmek daha da önemlidir.
Okullarda okumak, bir meslek edinmek için diploma almak da yeterli olmuyor. Bir çocuğun geleceğe hazırlanması, ona güzel ahlâk kazandırma, iyi bir insan olarak yetiştirilmesi için eğitim şarttır.
Veliler çocukların okula düzenli devam etmeleriyle ve dersleriyle ilgilenmeli, eve geldikleri zaman, bugün neler öğrendiğini sormalı. Yanlış bir şey öğrenmişse uygun bir dil ile doğrusunu öğretmeye çalışmalı.
Çocukların kimlerle, nerede ve nasıl arkadaşlık yaptıklarına dikkat etmeli... İyi kimselerle arkadaşlık etmelerini, onlara güven aşılayıp, sorumluluk verilmeli. Onlara asla kaldıramayacakları şeyleri yüklenmemeli..
Çocuklara en iyi model kendi anne-babalarıdır. Bu nedenle çocuklarımıza öncelikle her açıdan kendimizin iyi örnek olmamız gerekir.
Neslimizin devamı ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ne kadar önem veriyoruz?
Bu konuda herkes üzerine düşeni yapıyor mu?
Aslında bizim inanç geleneğimizde “Her çocuk dünyaya temiz olarak gelir. Sonradan onun Müslüman veya gayri Müslim olmasına ailesi yada çevresi vesile olur.
Çocuklar, annelerin koruması altında, uzun ve yorucu bir çabayla hayata hazırlanırlar. Her çocuk düşünce ve fikir yapısı yanında duygu ve sevgi değerlerine de sahiptir.
Bugün “çocuk ıslahevlerinde” anasız-babasız büyüyen çocuklarda psikolojik bozukluklar görülmektedir. “Ağaçlar su ile beslenmeli, çocuklar sevgiyle, ilgiyle büyütülmelidir”.
Su nasıl kabın şeklini alırsa, hamur elde nasıl şekillenirse çocuk da iyi huylarını aile ortamından alır. Eğer anne-baba çocuğuna iyi örnek olursa o çocuk, meyveli ağaç gibi verimli olur.
Aile ortamından uzak, eğitimsiz, sevgisiz yetişen çocukların bunalıma düştüklerini biliyoruz. Aslında çocukların sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamakla da onların problemleri çözülmez.
Çünkü çocuk her gördüğünü taklit eder ve her şeyi olduğu gibi alır. Bu bakımdan çocuğa doğruyu, yanlışı, güzeli, çirkini öğretirken daima hoşgörülü davranmak gerekir.
Dünyaca bilinen ünlü bilim adamı Einstein der ki, “Bugünün gençleri çabuk iş gören bir makine gibi yetişmektedir. Fakat insan asla bir makine olmamalıdır. İnsanın iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ayıracak bir kafası olmalıdır.
Bu kafa yerinde değilse onun hiç makineden farkı kalmaz. Ben bugünkü gençlikte en büyük eksikliği bu noktada görmekteyim. Biz çocuğa başka türlü terbiye vermeliyiz. Yoksa bu çocukların talimli köpeklerden hiç farkı kalmayacaktır” diyor.
Çocuğu tek başına bilgiyle donatmakta yetmez, Onları etik açıdan da takviye etmeliyiz. İlimle ahlak, etle tırnak gibi birbirlerini tamamlayan unsurlardır.
Çocuğun terbiyesine önem vermeyen aileler onu tehlikeye kendi eliyle atmış olurlar. Bunun zararını hem kendisi hem de çevresi görecektir.
Her çocuğun özünde, mayasında iyiliğe, kötülüğe yatkınlık vardır. Onları güzellikle, hoşgörüyle düzeltmek gerekir. Terbiye hiçbir zaman baskıyla yapılmaz.
Çocuğa tatlı dille, güler yüzle yaklaşmalı, gereksiz yere şiddet gösterilmemelidir. Çünkü aşırı baskı çocuğu isyana sürükler.
Çocuğun ileriki dönemde mutlu yada mutsuz, başarılı ya da başarısız olmasında aileden almış olduğu bu eğitim önemlidir.
Çocuğa anne ve baba güven telkin etmeli, onların yanında başkaları aleyhinde asla konuşmamalı.
Çocuklar bizim geleceğimizdir. onları iyi birer insan olarak hayata hazırlamalıyız. Çünkü Çocuk terbiyesi zordur ve aynı zamanda sabır isteyen kutsal bir görevdir.