Tarih: 06.08.2025 13:09
Prof. Dr. Eraslan: "Tercihinizi son güne bırakmayın"
Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, "Kontenjan azaltımı istihdamla program arasındaki dengeyi gözetmek adına bu yapıldı. Fakat vakıf üniversitelerin de yapılmadı, bu ilginç. Burada da karşımıza ticarileşen bir üniversiteler sistemi karşımıza çıkıyor" dedi.
SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından 1-13 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek tercih sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Tercihinizi son güne bırakmayın"
Eraslan, gençlerin sadece bir liste açıklamadığını aynı zamanda geleceklerinin rotasını çizdiklerini ifade ederek, "Sadece okulların üst üste alt alta sıralanması değil, gelecek kimliklerini inşa etme süreci bu. Bu yüzden çok önemli bir veri analizinden bahsediyoruz. Bu verinin de en büyük kaynağı biliyorsunuz ÖSYM'nin geç de olsa açıkladığı tercih rehberi. Öncelikle gençlere birinci önerimiz tercih rehberini iyi incelemeleri. Oradaki kontenjan sayısından tutun özel şartlara kadar. Okulun olduğu yerden diğer kotalara kadar hepsinin çok iyi incelenmesi gerekiyor. Bunu yaparken de mutlaka ve mutlaka uzmanlar eşliğinde bunu yapmalarını öneriyoruz. Lütfen son güne bırakmayın. Lütfen kendi özel şifrelerinizi, özel bilgilerinizi tercih sistemine girişte kullanılacak verileri kimseyle paylaşmayın" ifadelerini kullandı.
"Kontenjan azaltımı vakıf üniversitelerinde yapılmadı burada da karşımıza ticarileşen bir sistem çıkıyor"
Bu tercih döneminde temel önceliğin bazı bölümlerde uygulanmaya başlayan kontenjan azaltımı olduğunu belirten Eraslan, "Geçen yıllarda böylesi bir durum söz konusu değildi. Biliyorsunuz sürekli kontenjanlar artıyordu. Bu sene özellikle devlet üniversitelerinin bazı bölümlerinde çok dramatik kesintiler görüyoruz. Bunlardan en önene geleni hukuk fakülteleri, iktisadi idari bilimler fakülteleri oldu. Asgari ücrete avukat çalışıyorsa devlet de buna dönük daha önce kendi açtığı bölümlerde kesintiye gidiyor. Olay bu çünkü mezunlar iş bulamıyor. Hukuk mesleğine girişte sınavlarda bazı kotalar konuldu. Fakat binlerce avukat, binlerce işletmeci, binlerce İktisadi ve İdari Bilimler mezunu işsiz. O yüzden istihdamla program arasındaki dengeyi gözetmek adına bu yapıldı. Fakat vakıf üniversitelerin de yapılmadı, bu ilginç. Burada da karşımıza ticarileşen bir üniversiteler sistemi karşımıza çıkıyor. Vakıf, Türk İslam geleneğinde çok önemlidir. Bedelsiz hizmet verme amaçlı okullarda çok büyük astronomik fiyatlar görüyoruz. 2 milyon 300 bine tıp fakültesini görüyoruz. En az 500 binden başlayan, 2 milyona çıkan bir skalada ücretlendirme görüyoruz" dedi.
"Büyük kentlerde çocuk okutmak büyük maliyet"
Tercih döneminde öğrencilerin aileleriyle karar almaları gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Eraslan, "Büyük kentlerde çocuk okutmak büyük maliyet. Ben bunu 'UBB' diye kodladım. Ulaşım, beslenme, barınma problemleri çok yüksek. Bu yüzden de aileler çocuklarını büyük kentlere değil de periferisinde yanındaki kentlere gönderiyor. İstanbul yerine İzmit, Bursa'yı tercih ediyor. İzmir yerine Manisa'yı tercih ediyor. Bu anlamda gençlerimizin aileleriyle anlaşarak, ailelerimizin de gençleri zorlamayarak bir konsensus sağlamaları lazım. Bakın çok önemli bir süreç bu. İstemediği bir bölüme gidip daha sonra vazgeçip döndüğünde bunun bir vazgeçme maliyeti var. Çok yüksek oranlarda hem çocuğun bütün gelecek kariyerini etkiliyor, hem de ekonomisini etkiliyor. Bu yüzden sakince bunu yapmak lazım" şeklinde konuştu.
"200 bininci olan bir çocuğa şimdi sıralamada 220 binde dur diyoruz"
Kontenjan sınırlamasının tercihlere nasıl yansıması olacağına da değinen Eraslan, şu tavsiyeleri verdi: " Kontenjan azaldı dedik, peki bu tercihlere nasıl yansıyacak? Bir kere çocukların artık sıralama yükseldi. Yani eskiden kontenjan artırma sürecinde rahat tercihler yapılabiliyordu, esneyebiliyordu. Şimdi esnemiyor. Yani 200 bininci olan bir çocuğa biz 250 bine kadar çık diyorduk. Şimdi 220 binde dur diyoruz. Bu yüzden gerçekçi rasyonel tercihler yapmak zorunda. 24 tercihte mutlaka buna dikkat etmeleri lazım. 2-3 tane istediği bölümü koyabilir ama atlarda en az 15 tane kazanabileceği bölümü koymalarını biz buradan öneriyoruz."
"İhtiyaç olmayan yere insan yetiştirirseniz diplomalı işsiz oluşturursunuz"
İhtiyaç olmayan bölümlere insan yetiştirildiğinde diplomalı işsiz oluştuğunu ve Türkiye'de de bu durumun görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Eraslan, "Şu anda 3 harfli marketlerde üniversite mezunu çocuklar çalışmakta. İktisadi idari bilimler, uluslararası ilişkiler, iktisat, işletme, fizik, kimya, biyolojik ve matematik bölümlerine öğrenci gitmiyor. Gidenler de işsiz kalıyor. Geçen yıl puanı alıp mezuna bırakma yönelimini sergileyen çocuklar şu anda büyük sıkıntı yaşıyorlar. Hukuk fakültesini istiyor çocuk, puanı almış ama istediği okulda değil. 'Seneye kazanırım' ifadesi şu anda hüsranda sonuçlandı. Bu da önemli bir problem. Kontenjan azaltım kararının daha önceden açıklanması önemli olabilirdi" ifadelerini kullandı.
"Sağlık bilimleri şu anda popüler"
Gençlerin rahat iş bulabilecekleri alanları sıralayan Eraslan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sağlık bilimleri şu anda popüler. Tıp fakültelerinin kontenjanları çok küçük de olsa arttırıldı. Bununla beraber otomotiv endüstrisi çok yoğun bir şekilde iş bulabiliyor. Sanayi bölgelerinde kurulan meslek sitesinde mezun çocukların tamamı iş bulabiliyor. Çok önemli bir şey bu. Bunun yanı sıra pilotaj bölümleri, uçak bakım bölümleri bunlar çok yaygın şekilde iş bulabilen alanlar. Sosyal bilimlere baktığımız zaman hukuk fakültesi diyorduk eskiden ama şu anda kesintiye uğradı. Psikolojinin hala bir ağırlığı var. Eğitim fakültesinde özel eğitim öğretmenliğinin bir ağırlığı var. Genel olarak baktığımız zaman bazen ülkemizde meslekler popülerleşiyor. Mesela, psikolojik danışmanı rehberlik çok modaydı. Moda olduğunu nereden anlıyorduk? Bütün vakıf üniversiteleri öğrenci kapmak için açıyorlardı, şu anda ihtiyaç yok. Yine yapay zekaya gönderme yapalım. Böylesi bilişim sistemleri, bilgisayar programcılığı popüler iş bulabilen meslekler ama çocuklar sadece diplomayla değil sertifikasyonlarla, yabancı dilleriyle ve uluslararası linklerle çok güzel ilerleyen günlerde, dönemlerinde iş bulabiliyorlar."
Ayrıca Eraslan, gençlerin mesleki teknik eğitime yönelmesini, bir meslek lisesi mezunu gencin altı ayda iş bulabilirken lisans mezunu çocukların bir yıla kadar iş bulamadığına dikkati çekti.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB