https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Nasuh Durmaz


Vur ama dinle

Vur ama dinle


Son günlerde  Bütün Dünya'da ve özellikle  Avrupa'da bir enerji krizinin  yaşandığı her türlü  iletişim kanallarında çok yaygın bir şekilde  yer aldığı  görülmektedir.
Söz konusu kriz her ne kadar Avrupa ağırlıklı  hissedilse de Dünya genelinde bir sıkıntıya sebep olacağı öngörülmektedir.
Bu nedenle  birçok ülkede hızla artan  enerji giderlerini karşılayabilmek için kaçınılmaz olarak Doğalgaz, Petrol  ve Elektrik fiyatlarının arttırmak  zorunda kalmakta ve durumda halkın canını yakmakta ve canı yanan vatandaşlarında haklı olarak Hükümete vurmasına acımasızca  eleştirilmelerine neden olmaktadır.
BOTAŞ'tan 1 Kasım 2021 tarihi itibariyle yapılan açıklamada, "Konutlarda kullanılan Doğalgaz tarifesinde Kasım ayında bir değişiklik yapılmamıştır. Artan maliyetlerden dolayı büyük sanayi ve ticari kuruluşları abone grubuna yüzde 48,40 ve elektrik üretim amaçlı kullanılan doğalgaz tarifesine yüzde 46,82 oranında artış yapılmıştır." denilmektedir.
Kış daha tam olarak gelmiş olmasa da  enerji krizinin  Tüm dünyayı şimdiden etkilemeye başladığı görülmektedir. 
Zira son günlerde Çin’in bazı bölgelerinde fabrikaların yeterli enerjiyi bulamadığı için üretime kısa aralar vermek zorunda kaldığı haberleri  gelmektedir.
Hiç şüphe yok ki enerji krizini tetikleyen birçok sebebin olduğu; bazıları  küresel olmakla birlikte  bazılarının da  Ülkelerin kendi ne  has sorunlarından kaynaklandığı   gözlenmektedir.
Özellikle dünyanın son iki yıldır yaşamış olduğu  COVİT salgını nedeniyle bütün Dünyada  hayatın büyük ölçüde normale dönmeye başlamasıyla birlikte  ekonomik hayatın canlanması  enerjiye olan ihtiyacın  artmasına ve bununda  enerji sıkıntısına neden olduğu düşünülmektedir.
Dünya'nın ikinci ekonomisi olan Çin' in  Avustralya’dan yeterince Kömür alamaması neticesinde  üretimde sıkıntı yaşaması nedeniyle ABD ve Rusya’ya yönelmesi, sonucunda  elektrik üretim inde kullanılan kömür fiyatlarının  3 - 4 katına ve doğalgaz fiyatlarının da rekor seviyeye çıkmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Her türlü iletişim kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre doğalgaz fiyatları 2020 yılına göre 2021 yılında  yüzde 500 artış gösterirken kömür fiyatı ise 2011’den beri en yüksek seviyeye çıktığı görülmektedir.
Tüm bu gerçeklere rağmen Türkiye de henüz bir enerji ‘KRİZİ YAŞANMAMAKTADIR.’
Ancak  fiyat artışlarının   en önemli  nedenlerinden birisi kurlardaki yükseliş ve TL in hızla değer kaybetmesidir.
Zira Türkiye enerjide özellikle de Petrol ve Doğalgazda çok büyük oranda dışa bağımlı bir Ülkedir ve bu nedenle dış kaynaklı her türlü olumsuzluktan ziyadesiyle etkilenmesi kaçınılmaz bir gerçektir.
Dolayısıyla ithal kömür dolar TL bazında aldığınızda fiyatı 360 TL’den 1670 TL’ye çıktığı görülmektedir.
Bu durumda geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 20,5’ini gerçekleştiren ithal kömür santralleri artık bu paylarını yüzde 10 seviyesine kadar düşürerek  Ekim ayında ancak  10.37  oranında elektrik üretebildikleri görülmektedir.
Bu durumda  ithal kömürle enerjiyi üreten santraller kapatılmaya ya da  düşük kapasite ile çalıştırılmaya başlayınca  enerji  sıkıntısının
baş göstermesi kaçınılmaz olmaktadır.
Ayrıca Brent petrolün varil fiyatı günlük değişmeler le birlikte  son günlerde  85 dolara  çıkarak  Ekim 2018'de bu  yana en yüksek seviyeye çıkarak  2021 genelinde yüzde 67 artmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Önümüzdeki günlerde daha da artması beklenen enerji sıkıntısının ana sebebi PARİS İKLİM ANLAŞMANIN gereği  olarak karbon salınımını azaltmak amacı ile uygulamaya konulan kısıtlamalar   sonucunda özellikle kömürle çalışan santrallerin kapatılmaya  başlanmasının olduğu gözlenmektedir.
Önümüzdeki günlerde Glasgow da yapılacak olan ‘İKLİM ZİRVESİ’nden hangi kararların alınacağını henüz bilmesek de Türkiye'ye ve Dünyaya çok daha fazla maliyet yükleyeceği kaçınılmaz olacaktır.
Her ne kadar Türkiye'ye Paris İklim Anlaşmanı imzalanmasının karşılığında 3 milyar Euro  verileceği vaade dilmiş olsa da maliyetin önümüzdeki yıllarda  çok daha  fazla olması kaçınılmaz olacaktır.

Hatta bütün Dünya da karbon salınımı nedeniyle BÜYÜK BAŞ HAYVAN BESLEME NİN YASAKLANMASININ söz konusu olabileceği ve insanların YAPAY ETE mecbur bırakabil bileceği bile konuşulmaktadır.
Türkiye son yıllarda  elektrik üretimi içindeki doğalgazın ve ithal ürünlerin payını, daha çok yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönelerek düşürmeye başlamıştır.
Fakat halâ yenilenebilir enerji kaynaklarından Kara ve Deniz üstü rüzgâr potansiyeli ile
Güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyelinin halâ çok düşük bir kısmını değerlendirebildiğimiz  gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Süleyman Demirel, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlediği ‘Türkiye 2. Enerji Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada,
"En pahalı elektrik olmayan elektriktir. Günde 6 defa kesilen enerjiyle sanayi olmaz."
(Süleyman Demirel
22.11.1999 -Hürriyet )
Takdir ve yorum sizin.