https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Mustafa GÜRBÜZ


VELİ ABİM NUR İÇİNDE YATSIN…

Son yolculuğuna uğurlayalı 5 gün oldu.


Cep telefonuma bakıyorum, gazetelere bakıyorum, televizyon ekranlarında yapılan konuşmalarda ne kadar iyi bir insan, erken ayrıldı deniyor.

Ben Veli Abi’yle neredeyse 10 yıldır birlikte mesai yaptım. Yıl 2011’di. Göreve başlamadan önce Eraslan Grubun’ndan ayrılmış ve Kay Grup’ta görev alacağını belki de ilk paylaştığı isimlerdendim. O gün telefon açarak, buluşalım ve seninle konuşacaklarım var dediğinde işin iç yüzünü bilmediğim için ‘Veli abi beni neden arıyor ki?’ diye düşünmüştüm. Kayseripark’ın karşısında yer alan Divan Pastanesi’nde buluşmuş ve o gün kurumun başına geçeceğini belirterek, ‘Mustafa içlerinde en yakından tanıdığım sensin. Seninle bu işi yapacağız’ demişti. O gün Kay Grup’ta teşviki mesaimize başlamıştık. Kay Grup, Alpaslan Mahallesi’ndeki adresinden Farabi’ye taşınmış ve çalışmaya orada devam etmiştik. Sabah programları yapılıyor ve Veli Abi haber merkezindeki arkadaşlarla bu programı yaparken, sonrasında yaşanan gelişmelerle ‘Mustafa bundan sonra sabah gazete programını beraber yapacağız, ona göre kendini hazırla demişti’. O günden bu zamana kadar yani bir ay öncesine kadar da beraber her sabah gazete programı yaptık. Bu zaman içinde özellikle programlar içinde birbirimize espriler yapar, bazı zamanlarda da sorularımdan sonra reklam arasında, ‘Mustafa bana gaz verme. Veriyorsun gazı bak benim ağzımı açtırıyorsun’ derdi. Rahmetlinin tarih bilgisine hayrandım. Sabah programlarında özellikle onun için sabahları tarihte neler oluyor diye ilk dakikalarda bölüm yaptım ve neler olduğunu öğrenmeye çalışırdım. Rahmetli, Kayseri siyaset tarihinden tutun da, yaşanmış tüm gelişmeleri olduğu gibi anlatırdı. Zaman zaman “Abi yayındayız, biraz fren” desem de, “Ben olduğum gibiyim Mustafa. Televizyonda beni izleyenler de böyle bilirler” derdi.

Rahmetliyle 10 yıllık süreçte o kadar çok anım vardı ki, burada bunları belirtsem inanın sayfalar almaz. Veli Abi başka bir insandı. İçinde öyle şuna şöyle yapayım veya böyle olsun demezdi. Son zamanlarda özelikle bizzat şahit olduğum konu kendisine ne kadar laf söyleseler de, hep affedici olduğu ve “Abi bu kişiler ayıp ediyor sana” dediğimde de, “Mustafa, Allah’a havale ediyorum, herkes yaptığını bilir” derdi. İşyerinde hemen hemen her gün bir araya gelirdik. Bazen sinirlenir, bazen de duygulanırdı. Çocukluğunun geçtiği Sarız’ın Yalak Köyü, Binboğa Dağları, tarlada çalıştığı zamanlar konu olduğunda çok duygulanır, hep oraların özlemini içinde bir yerde saklardı. Bu yazıyı şu anda yazarken bile ağlamamak için çok mücadele ediyorum. Sabah özellikle birkaç dakika geç kaldığım zaman yayından gönderme yapar, radyoda araçta bu sözleri duyarken de gülümseyerek “Veli Abi bana sesleniyor derdim. İş yerinde çalışma koşulları ve bununla birlikte kendimi geliştirmek için bir adım atacak olsam, “Mustafa yapabildiğini yap, bu zamanlar bir daha geri gelmez” diyerek destek olan bir abi, yöneticiydi. Hatta siyaset konusundaki çalışmalarımda bile “Durma, yoluna devam et” diyerek başlıca destek olan isim oldu. Hep derdi ki, derneklerin organ seçimlerinde “Ben varsam Mustafa da burada demektir, o varsa ben de oradayımdır” diyerek aslında hiç ayrımızın olmadığını dışarıdaki kişileri de ifade eden ‘koca yürekli bir Abi’ydi. Kolay mı 10 yıldır birlikte görev yaptığım, kimi zaman abim, kimi zaman büyüğüm dediğim insan, artık yok.

Son zamanlarda hastanede olduğu dönemlerde sadece mesajla haberleşiyorduk. Daha önceleri de sorun ettiği kilolarının bu aşamada sıkıntı yaşattığını duydum, üzüldüm. Orada da kendisinin eski toprak olduğundan ve bu illetten kurtulacağını ifade ederek moral vermeye çalışıyordum. Nerden bilelim bu illetin onu aramızdan ayıracak bir durum olduğunu? Ah abi be çok zamansız ayrıldın. Hala dün gibi yayında bıraktığın vasiyetler kulağımda çınlıyor. “Mustafa eğer ben ölürsem, bu hızlı tren işini sen takip et, benim gözüm açık gider, haberin olsun” derdin. Ve öldüğün gün gözünün biri açık kalmıştı. Ben şimdi kime ne diyeyim. Kime dert yanayım. Hala son görüntün aklımdan çıkmıyor. Bembeyaz olmuş bedenin, ne diyeyim… O hızlı tren işini takip edeceğim. Merak etme abi. Sen rahat uyu.      

Allah mekânını cennet etsin. Nur içinde yat. Veli Abi’yle birlikte Kayseri basınında bir devir kapandı diyebilirim…