https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Nasuh Durmaz


Üç isimden Cumhuriyet’in anlam ve önemi

Atatürk ve Cumhuriyet


Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Cumhuriyet nedir?’ diye soran, vatandaşa;

“Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir” diye cevap vermiştir.

Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa’ya gidiyordu.

Kalabalık bir halk kitlesi iskelede etrafını çevirmişti.

İhtiyar zayıf bir kadın elinde bir kâğıtla Atatürk' e yaklaşarak titrek bir sesle:

"Beni tanıdın mı oğul?’ Ben sizin Selanik’te komşunuzdum.

Bir oğlum var; devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış.. Ne olur bir kere daha söyleseniz" dedi.

Atatürk’ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı.

Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle,

"Oğlunu almadılar mı?’ dedi.

Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar?

Ne kadar iyi olmuş.

Çok iyi yapmışlar.

İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak."

Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu.

Ve Atatürk adeta vecd (coşku) dolu bir sesle:

"İşte Cumhuriyet’ten beklediğimiz netice budur"  diyordu.

İslamköy'den Çankaya'ya

Süleyman Demirel'in, Atatürk, Cumhuriyet ve demokrasi sevgisini doğduğu köy olan Isparta'nın İslamköyü'nde kendi ağzından dinlemiştim.

Baba evini bize gezdirirken, başımızı eğerek girdiğimiz kerpiç odaya bir göz gezdirdikten sonra şöyle demişti:

"İşte ben bu odada doğdum ve kardeşlerimle yaşadım.

Elektrik yoktu. Gaz lambasıyla okur-yazardık.

Köy okulunu bitirdim.

Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik.

Sonra Afyon Lisesi.

Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız.

Size cevabım şudur:

Cumhuriyet BENİM işte!

İslamköy'den çıkmış bir köylü çocuğunu Cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet'tir.

Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk'e borçluyuz."

Demirel'in "Cumhuriyet" tarifi beni etkilemişti. Doğru bir tarifti.

17.06.2015 - FİKRET BİLA

Milliyet gazetesi

Mardin’den, Nobel’e Aziz Sancar

DNA onarımı mekanizmaları konusundaki çığır açan çalışmaları ile Nobel ödülü kazanmış olan Prof. Dr. Aziz Sancar, İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Endüstrisi’ni ziyaret ederek yaptığı konuşmada

"Ben Atatürk’ün yaptığı devrimlerin ve Cumhuriyetin çocuğuyum beni yetiştiren Köy Enstitüsü, Mardin Lisesi ve İstanbul Tıp Fakültesi’dir. Ben onların bir ürünüyüm.

Bu ödül Atatürk’ün ve Cumhuriyetin ödülüdür.

O nedenle oraya vermeye karar verdim. Birinci gün Nobel verildikten sonra tam bir kaostu, düşünecek vakit yoktu. İkinci gün eşimle konuştuk ve Anıtkabir’e konulmasına karar verdik. Çünkü bu onların malıdır.

Atatürk hakkında ben çok kitap okudum. Ama Sakarya savaşı ile ilk defa biz Batıyı yendik ve Türkiye’yi kurduk. İstiklal Savaşı’nın ilk günlerinde eğitim üzerinde sıkı tartışmalar oluyordu. O dönem bile eğitime önem veriyordu. Cumhuriyeti kurmak kolay ama korumak için eğitim lazım.

Gençlere ilkokuldan üniversiteye kadar aman gözünüzü seveyim politika ile uğraşmayın, bilim yapın” dedi. (İHA)

14 Mayıs 2016 -

Takdir ve yorum sizin.