Hüseyin Döngel

Tarih: 22.09.2021 12:37

Türkiye hala 12 Eylül ile yüzleşebilmiş değildir- 2

Facebook Twitter Linked-in

Darbe gecesine saatler kala bir kısım siyasetçilerin az çok bildikleri darbeyi, Washington çoktan haber almıştı. 27 Mayıs ve 12 Mart’ta olduğu gibi sözde Amerikan yardım heyeti JUSMAT, çok önceden hazırlıklarını bildikleri darbeyi Pentagon’a, Washington’a bildirmişlerdi. 12 Eylül haberi “SituationRoom”a, Balgat’taki Jusmat’tan gelmişti. “Türk ordusunun komuta heyeti yönetime el koydu. Herhangi bir kuşku ve kaygıya gerek yok. Müdahale etmesi gerekenler etti”.

JUSMAT’ın başındaki General Thompson, CIA İstasyon Şefi Paul Henze, ABD Elçisi James Spain gibi isimler, darbeyi yapanların ABD ve NATO’nun dostları olduğunu söylüyorlardı. Darbenin şefi Kenan Evren, her şeyi ABD ile el ele ve NATO’nun amaçları doğrultusunda yapmıştır. Pentagon için Amerikan yanlısı darbeci generaller, “Bizim Çocuklar”dı.

 

MHP DÜŞMANI BAŞSAVCI NURETTİN SOYER, MHP’Yİ KAPATTIRMAK İSTİYOR

Saat 02.30’du. İhtilal anonsu daha yapılmamıştı. Aynı saatlerde Bolu’daki komando tugayının Ankara’ya gönderilmiş olan taburundan bir “özel tim” Mamak Nizamiyesi’nden dışarı çıktı. Hedefi Bahçelievler’di.

MGK Genel Sekreteri Haydar Saltık ve Başsavcı Nurettin Soyer ikilisinin MHP ve Ülkücü harekete yönelik planlı ve programlı çalışmaları doğrultusunda, emirleri altındaki özel güçler devreye sokuldu ve karanlık MHP baskını böyle başlamıştı. 12 Eylül gecesi, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nın bünyesinde yer alan Başsavcı Nurettin Soyer’in emriyle Pol-Derli Solcu polisler ve askerler, kanunsuz bir şekilde MHP Genel Merkezi’ni bastılar.

Hiçbir siyasi parti, MHP hariç, ihtilal gecesi aranmadı ve basılmadı. Ama MHP, gece saat 02.30’da asker, polis karışımı özel timler tarafından basıldı. MHP Genel Merkezi’nin baskınında başta Nurettin Soyer olmak üzere Pol-Derli Zeki Kaman ve Dürüst Oktay gibi özel tim görevlilerinin bulunması da bu baskının gerçek amacını ortaya koyuyordu.

MHP Genel Merkezi’ne gece gelerek, her türlü arama ve tarama işlerini yaparak, kamuoyunda MHP’yi suçlu duruma düşürmek isteyen Nurettin Soyer’in tek amacı, milliyetçi hareketi 12 Eylül mahkemelerinde yargılamaktı.

 

EVREN: “SOYER, ARKANDAYIM, İSTEDİĞİNİ YAPABİLİRSİN”

Hava Hâkim Albay Nurettin Soyer, 1980 başında darbeyi planlayanlar tarafından Ankara 4. Kolordu Komutanlığı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Başsavcılığı’na atanır.

Nurettin Soyer, Kenan Evren’i ve Konsey üyelerini ziyaret etmiştir. Ardından onlarla toplantı yapmıştır. Konseyin, başta Türkeş olmak üzere MHP yöneticilerinin, Ülkücü kuruluşların yöneticilerinin tutuklanmaları taleplerini yerine getirecekti. Beşli çeteye, MHP aleyhine hazırladığı sahte delilleri, gerçek dışı düzmece haberleri göstermiş ve onların onayını almıştır. Evren’den cesaret alan Soyer, Konsey üyelerine “sizin desteğiniz devam ettiği müddetçe Türkeş ve arkadaşları asla cezaevinden çıkamaz.” diyordu.

12 Eylül 1980 tarihinde de darbe yapıp, yönetime el koyanlar tarafından, hareketin lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş, MHP ve Ülkücü kuruluşların yöneticileri dâhil 50 binden fazla ülküdaşımız, gözaltına alınmıştır. Binlercesi, uydurulan senaryo, tertip, düzmece belge ve yalancı şahitlerle haksız yere suçlanarak, tutuklanmıştır.

12 Eylül askeri müdahalesiyle, MHP ve Ülkücü kuruluşların lider kadroları başta olmak üzere on binlerce Ülkücü tutuklanmıştır. C-5, Harbiye, Hasdal gibi askeriyeye ve emniyete ait olan viranelerde işkencelerden geçirilmişlerdi.

1944 yılında Sansaryan Han’da işkencecilerin “beyin tavası” dediği tabutluk işkencelerini gördük. 12 Eylül döneminde C-5’lerde benzerlerini yaşadık.

Mamak’ta C-5’te, Zincidere’de Malatya’da, Bursa’da, Eskişehir’de; Türkiye’nin dört bir yanında işkencehanelerde Ülkücüler şehit edildi. Dava arkadaşlarımızı şehit ettiler, intihar süsü verdiler.

Ülkücü hareket düşmanı bazı askeri savcı ve hâkimler, işkenceli sorgulara bizzat eşlik ediyordu. Asker ve polis karışımı özel işkence ekibi Ülkücülere işkence ederken, Mamak Cezaevi komutanı Raci Tetik ise zevkle seyrediyor ve kimi zaman işkencecilere nezaret ederek “Gerekirse ölsünler, sakat kalsınlar, hiç önemli değil. Devam edin” diyordu.  

Soyer ve emrindeki asker-polis karışımı Solcu çete, Beşli Konsey’i arkalarına alarak Mamak’ta her türlü hukuksuzluğu yapmışlardır.

12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü gençlik hareketinin lideri olan Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere, binlerce Ülkücü, Ankara Mamak’taki 4. Kolordu Komutanlığı 28. Mekanize Piyade Tümeni içerisinde bulunan C-5 adlı işkence merkezinde 1 ay işkencelerden geçirildi.

Türkiye’nin dört bir yanından Ankara Mamak Askeri Cezaevi’ne C-5 adlı özel işkence merkezine getirilen Ülkücülere, Başbuğ Türkeş ve Muhsin Başkan başta olmak üzere Ülkücü hareketin önde gelen isimlerinin aleyhine ifade vermeleri için büyük baskı ve işkenceler yaptılar.

77 yıl önce 23 Türk milliyetçisi, “tek parti diktatörlüğünde” tabutluklara kondu. 1500-2000 mumluk ampulleri tabutluklarda başlarına koydular.  36 yıl sonra bu sefer Amerikancı Kenanist rejim, yine Türk milliyetçilerini, Ülkücüleri tabutluklara koydu,

 

MHP VE ÜLKÜCÜ DÜŞMANI SAVCI

NURETTİN SOYER, 220 ÜLKÜCÜNÜN İDAMINI İSTEDİ

Türk mahkemelerinde, Türk milliyetçileri yargılanmaya kalkışıldı. 12 Eylül 1980 sonrası açılan MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın iddianamesini de askeri savcı, Ülkücü düşmanı Nurettin Soyer Genelkurmay karargâhında, ordu içindeki mezhepçi “Saltık Çalışma Grubu” ile birlikte hazırlamıştı.  29 Nisan 1981’de “MHP ve Ülkücü kuruluşlar davası” açıldı. Davanın savcısı, Ülkücü düşmanı Nurettin Soyer idi.

Darbeden hemen sonra bazı gazetelerde, “İyi ki 12 Eylül olmuş. Yoksa MHP, Türkiye’de büyük bir darbe ve katliam yapacaktı” haberleri çıkmıştı. Bu haberin arkasında, MHP aleyhine bilgilerin sızdırılmasında, yazdırılmasında, Nurettin Soyer’in parmağı vardı.

29 Nisan 1981 tarihinde 945 sayfalık bir iddianame ile başlayan davada milliyetçi hareketin lideri Alparslan Türkeş ve Ülkücü gençlik lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu 220 Ülkücünün idamı istenmiştir.

 

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ MAHKEMELERDE 12 EYLÜL DARBESİNİ YAPANLARA BOYUN EĞMEMİŞ, CUNTA REJİMİNE MEYDAN OKUMUŞTUR

‘MHP ve Ülkücü kuruluşlar davası’ ile 3 Mayıs 1944 olayları nedeniyle yapılan yargılamalar arasında büyük bir benzerlik vardı. 1944 yılının ardından 37 yıl geçtikten sonra 19 Ağustos 1981’de Mamak’ta yapılan ilk mahkemede milliyetçiler yine benzer iddialarla suçlanmıştı.

1944 yılında Türk milliyetçilerine kumpas kurdular. İddianameyi, Çankaya Köşkü’nde hazırladılar. 12 Eylül 1980 sonrası açılan “MHP ve Ülkücü kuruluşlar davası”nın askeri savcısı, Ülkücü düşmanı Nurettin Soyer de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın iddianame dedikleri iftiranameyi Genelkurmay Karargâhı’nda, ordu içindeki mezhepçi “Saltık Çalışma Grubu” ile birlikte hazırlamıştır.

1944 yılında Çankaya Köşkü’nde, 12 Eylül sonrası Beşli Konsey-Evren-Saltık çalışma merkezinde Türk milliyetçilerine kumpaslar kurdular. Milliyetçi hareketin lideri Türkeş, bir ABD/NATO projesi olan 12 Eylül darbesine eğilmedi, küresel diktatör ABD’nin “Bizim Çocuklar” dediği “Beşli Çete”ye, cuntanın mahkemelerinde meydan okudu, masa başında hazırlanan yalanlarla, iftiralarla dolu 945 sayfalık düzmece iddianameyi, Mamak mahkemelerinde suratlarına fırlattı. 3 Mayıs 1944’te, 19 Ağustos 1981’de Mamak mahkemelerinde Türk milliyetçileri ‘hak, hukuk, adalet’ diyerek tarih yazmışlardır, destan yazmışlardır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-F0G61HQYBB