Süper Lig'de sahasında Galatasaray'ı konuk eden Bellona Kayserispor'da alınan mağlubiyetin etkisi derin oldu diyebilirim. Karşılaşma öncesinde galibiyet veya puan alabilir mi düşüncesi içerisindeki taraftarın, maç sonrasında tepkisi kulüp yönetimine kadar sirayet etti. Özellikle kale arkasındaki taraftar grubunun masa içerisinde gerek Teknik Direktör Sinan Kaloğlu'na gerekse kulüp yönetimine istifa söylemine bir anlam vermek benim açımdan kolay değildi. Kasasında parası olmayan, transfer konusunda tahtası kapalı olan ve elinden geldiği kadarıyla sağdan soldan bulduğu paralarla kulüpteki futbolcusunun veyahut da diğer spor ailesi dediğimiz kurum ve kuruluşların ödemelerini yapabilen bu yönetimin, istifa etmesini istemek; iki ya da üç farklı durumu ortaya çıkartır. Birincisi akıllarda yeni bir yönetim vardır, başkan adayı vardır. Kendine güveniyordur, parası pulu da vardır ki ortaya çıkacak. İkincisi ise cahil cesareti ve akılların almadığı bir eylem. Mevcuttaki kadroya herhangi bir katkı yapamayacağınız belliyken, ligin en güçlü ekiplerinden bir tanesinin karşısında çok da kötü olmayan bir oyun ortaya koyan bu takım için ve Sinan Kaloğlu için istifa söylemine gerçekten anlam veremedim. Gerçi karşılaşma sonrası Kulüp Başkanı Ali Çamlı istifa ettiğini açıkladı. Bu istifa açıklaması ne kadar değerlendirilir bilemiyorum ama bu şehrin yöneticileri artık bu takımla ilgili kimin ne yapacağına karar vermelidir. Birkaç siyasetçinin veya birkaç iş adamının eline bırakılabilecek bir değer değildir Kayserispor! Kayserispor, tüm şehrin temsil edildiği bir değerdir. Bu yüzden şu anda yaşananları anlatmak için farklı kelimeler kullanılabilir ama birazcık daha soğukkanlı olmak ve mevcutta yer alan çalışmaların devam etmesi için işin başındaki isimlere destek olması gerekir diye düşünüyorum. Kayserispor'un öncelikle parasal konularına çözüm bulunmalıdır. Bunu kim yaparsa o kulübün başına geçmekte özgürdür.
Bu arada Sinan Kaloğlu maç sonrası yaptığı açıklamada kulübü sahiplenmiş bir söylemi vardı ki, keşke herkes takımı böyle sahiplense. Tribündeki olaylar bakalım başımızı ne kadar ağrıtacak...