Siyaset arenası ısınmaya başladı. Özellikle son günlerde birçok ismin yeniden kamuoyunda boy göstermeye çalıştığını net bir şekilde görebiliyoruz. Genel seçimlere bir yıldan daha az bir süre kaldı ve bu uğurda yarışacak olan isimler aday adayı olmak, ardından da sıralamada yer almak için yoğun bir mücadele içine girdiler. Aslında bu çalışma bir yıldan fazla bir süredir vardı. Bildiğiniz üzere siyasette ne kadar uzun soluklu bekleyiş olursa, bu arenada sorunlar da o kadar çok karşınıza çıkabiliyor. Hele isminiz daha öncesinde gündeme geldiyse, işiniz bir kat daha zorlaşıyor. Bu nedenledir ki, bazı isimler seçim zamanında nasıl bir şekillenme olacağına odaklanarak çıkışlarını yapıyorlar. Şimdilerde ilimizde gerek bürokrasiden, gerekse de iş dünyasından birçok isim genel seçimler için vaziyet almaya başladı.
Öncelikle mevcutlara bakmak ve sonrasında kendilerine rol biçmek isteyenlerin de sayısı azımsanmayacak kadar çok diyebilirim. Bürokrasiden gelecek olanların büyük bir bölümü ilimizden olsa da, bir bölümü de Ankara’dan olacak ki, bu konuda bir iki isim hala sıcak temasını koruyor. Mevcutlar konusunda her ne kadar açıklamalar yapılsa da, yine söylüyorum şu dakika itibariyle konuşmak erken olur. Geçtiğimiz günlerde hatırlayacağınız üzere AK Parti’den Mehmet Özhaseki bir konuşma yapmış ve o konuşmasından yola çıkılarak, ‘Özhaseki siyaseti bırakıyor’ tamtamları çalınmıştı. Bu açıklama sonrasında ‘gümbürtü ta Ankara’dan koptu’ dersem yanlış bir ifade olmaz. Ama daha sonrasında bir seçim dönemini hayırlısı ile geride bıraktıktan sonra denilince, ‘Ha Özhaseki siyaseti bırakmamış’ denildi. Etrafımıza bakıyorum da, siyaset ve bu uğurda mücadele edenler, hep bir noktaya odaklanmışlar. O da, ‘seçilebilecek sırada yer alsam’. Mevcut isimlerin dışında hem iktidar partisinde hem de diğerlerinde birçok ilçe ve beldelerdeki teşkilat mensuplarının da istekli olduklarını duyuyorum. Hatta merkezdeki ilçe başkanlarından bazıları, bu konuda uzun süredir mücadele veriyor. Kimi il başkanları da bu uğurda Ankara’da nabız yokluyor. İyi de ben her zaman için soruyorum; ‘Kim hangi koltukta oturacak, hangi koltuk boş? Kimlerle bu yolda yürünecek?’ Hani bir söz var ya, ‘Şoför mahallide dolu, nereye oturacaksın diye?’
Seçim için biz çok zaman var desek de, bir yıldan daha az bir zaman kaldı. Kimin nerede olacağından daha çok partilerin oyları konusunda son günlerde farklı anket şirketleri vatandaşların arasında dolaşıyor. Kimi zaman partilerden, kimi zamanda işleyişten sorularla vatandaşın nabzını tutuyorlar. Kayseri ölçeğinde fazla bir değişim olur mu, olmaz mı şimdiden kestirmek zor ama şunu belirtmek isterim ki; Kayseri ker zaman ülke genelini ortaya koyan bir tablo ile göz önüne çıkmıştır. Oyların dağılımından daha çok burada liderlerin de faktörü çok büyük. Hangi parti seçim gününe kadar nasıl bir yol izleyecek, kim ne kadar oy alabilecek? Yapılan anket çalışmalarından yola çıkılarak bazı açıklamalar olsa da, ben bu halkın son güne kadar karar aşamasında olmayanlarını da gördüm. Netice olarak söylemlere bakacak olursak, milletvekili çıkartacağına kesin gözüyle baktığımız partilerin dağılımında; 5 veya 6 vekille AK Parti’den, 2 vekille İYİ Parti’den, 3 vekille MHP’den 2 vekil ile CHP’den isim çıkacağı iddia ediliyor. Bakıyorum ilimizde toplam vekil sayısı 10 kişi. Ama burada fazlalık ortaya çıkıyor. Bu nedenledir ki, bazıları yine hüsrana uğrayacak. Hele iktidar partisinde kan kaybı olacağını iddia eden muhaliflerin Kayseri ölçeğinde ancak 4 vekil çıkartırlar sözü de, hala kulaklarımda. Yani anlayacağınız şimdilerde her kesim gönlünden ne geçiyorsa onu söylüyor. Gerçekler ise kısa zaman sonra ortaya çıkacak ve kimin ne yapacağını o günlerde de kaleme alıp ifade etmeye çalışacağım…
