https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Hüseyin Döngel


RAMAZAN AYI MÜMİNLERİ TEVHİDİ BİR ÇİZGİYE TAŞIR.

Ramazan ayında her Müslüman yeniden iman tazeler, Kur’ani ve Peygamberi bir hayatın planlamasını yapar ve elinden geldiğince tatbik etmeye odaklanır.


Zikrin ve Şükrün , tevekkül ve teslimiyetin, duaların  zirve yaptığı aydır Ramazan ayı. Bu ayda, Kur’an’ı anlamak  ve yaşamaktır mü’minlerin dertleri. Onlar Kur’an’a tâbi olmak, ona itaat etmek için okurlar. Bilirler ki, Kur’an hüdâdır, hidâyettir, yol göstericidir. Onlar Kur’an’ı yaşama niyetiyle okuyup anlamayı en büyük zikir, en önemli ibâdet kabul ederler.

Evet, Ramazan güzel alışkanlıkların edinileceği aydır. Teravihlere, nâfile ibâdetlere, sahurlara , teheccüd saatinde kalkıp gece namazına alışmak için büyük bir fırsattır. 
Giderek dünyevîleşen, bireyselleşen insanımızın unutmaya yüz tuttuğu ikrâmı, misafir ağırlamayı, infakı hatırlatır ve yeniden alışkanlık haline getirtir Ramazan; iftarlarla, sadaka-i fıtır ve zekâtlarla bu ayda fakirlere ekstra yapılan yardımlar müslümanlar arasındaki kaynaşmayı pekiştirir.

Bu ayda , cehennem kapıları kapandığı gibi, cennet kapıları da sonuna kadar açılır . Allah’ın rahmet , mağfiret ve af kapıları bu ayda hiç kapanmaz kendisine yönelenler için.
Enes’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre, Şâban ayının son günü Allah’ın Rasûlü ashâba şöyle hitap buyurdu: “Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay gölgesini üzerinize saldı. Bu ayda bin aydan daha hayırlı olan bir gece (Kadir gecesi) vardır. Allah bu ayın orucunu farz kıldı. Gecelerini ibâdetle (değerlendirmeyi) öğütledi. Allah’ın sevgisine ermek için kim bu ayda bir hayır yaparsa Ramazanın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevap kazanır. Kim de bu ayda bir farz yaparsa bu ayın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevap alır. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın mükâfâtı ise Cennettir. (Bu ay) yardımlaşma ayıdır. Mü’minlerin rızıklarının arttırılacağı aydır. Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına ve nefsinin Cehennemden kurtulmasına (sebep) olur. Ayrıca, oruçlunun sevabından bir kısmı eksiltilmeksizin ona oruçlunun mükâfâtı gibi mükâfât verilir. Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret/bağışlanma ve sonu da Cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Her kim, yönetimi altında bulunan kişinin işini azaltırsa Allah onu bağışlar ve onu Cehennemden kurtarır. Bu ayda dört ameli çok yapınız. (Bunlardan) İkisi ile Rabbinizi râzı edersiniz. İkisini yapmaya ise daima muhtaçsınız. Rabbinizi râzı edeceğiniz iki amel Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehâdet (etmeniz) ve O’ndan affınızı dilemenizdir. Yapmaya muhtaç olduğunuz iki amel ise, Allah’tan Cenneti istemeniz ve Cehennem ateşinden O’na sığınmanızdır. Her kim oruçluya su içirirse, Allah ona benim havzımdan su içirir ve o Cennete girinceye kadar bir daha susamaz.” 

Kur’an’sız Ramazan, İçi Boş Sahte Cennet Gibidir . 
Ramazan ayını diğer aylardan üstün kılan nedir? sorusuna cevap bulmak için, Ramazan’ın özelliklerini sayarak diğer aylardan farkını anlamaya çalışalım:
Ramazan, oruç ve az yeme  ayıdır.
Ramazan, nefisle cihad ayıdır, olgunluk ve sabır ayıdır.
Teravih başta olmak üzere nâfile ibâdetlerin daha çok yapıldığı ibâdet ayıdır. Zekât ve fıtır sadakasının verildiği bereketli bir aydır.
Fakirlerin hatırlanıp gözetildiği cömertlik ayıdır. 
Şeytanların ve şeytânî arzuların bağlandığı rahmet ve mağfiret ayıdır.
Ramazan, kötü alışkanlıkların terk edilip iyi alışkanlıklar edinilmeye çok müsait bir aydır.

Evet, Kur’an’a göre Ramazanın en önemli özelliği, bu ayın Kur’ân-ı Kerim ayı olmasıdır. Ramazan gücünü, şerefini ve güzelliğini Kur’an’dan almaktadır. “Ramazan ayı ki, insanlara dosdoğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırma ölçüsü ve hidâyet için belgeler içeren Kur’an onda indirilmiştir…”
Ramazan ayının değerli oluşu, insanlığı kurtaracak mesajın bu ayda indirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kur’an’ın indirildiği gece bin aydan hayırlı olduğuna göre, Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya ayrılan bir günün de, bin aydan daha hayırlı olacağı bilinmelidir.
Her gün ve gece Kur’an’a ve Hz.Peygamberin sünnetine uygun olarak ihyâ edilmelidir. Kur’an’ı indiriliş gayesine uygun olarak okuyup hükümlerini ferdî olarak itikadî, ibâdî, ahlâkî ve iktisadi  yönleriyle yaşarsak, sosyal ve siyasal hayata hâkim kılıp tatbik ettirme çabasında bulunursak, yani vahyi gönlümüze ve yaşayışımıza indirirsek, o zaman Ramazan her mümin için bir rahmet çeşmesi olur. 
Çeşme, bindört yüz yıldır akmaktadır. Bu güne kadar onun hayat veren lezzetli suyunu içenleri  nimetlendirmeye devam etmektedir. Ama biz, kabımızı o çeşmenin altına tutmuyor, çeşmeden yararlanmayı bilmiyorsak suç elbette çeşmenin değil; bizimdir.