Bununla kalsa iyi, şehirdekiler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler. Bakmışlar ki böyle olmayacak, şehrin ağaları hoca’ya gelerek: 'Aman hocam, nedir bu filden çektiğimiz, hünkâr seni dinler; hünkârla konuş da şu fil belasını başımızdan alsın.'
Hoca; sakalını sıvazlar, bir yol düşünür:
'Hadi o zaman hep beraber gidelim Timur’a , bu fil başımıza dert oldu, geri almanızı rica ediyoruz, diyelim' der.
Hoca önde, ağalar arkada, huzura çıkmak için yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde hoca, durumu tekrar görüşmek üzere arkasına döner bakar ki, ne görsün… Ağalardan eser yok, in-cin top oynuyor.
'Ben yapacağımı bilirim size, hem söz verirsiniz, hem de kaçarsınız ha!' der.
Timur, Hoca’yı huzuruna kabul eder:
-Hayırdır Hoca, yine ne istiyorsun?
Hoca:
-Devletlim, şehrin ağaları beni size ricaya gönderdiler.
Bize hediye ettiğiniz fili bizimkiler çok sevmişler, filin yalnızlıktan canı sıkılıyormuş, ferman buyurursanız yanına bir de dişi fil isterler.
Timur:
-Hay hay!
-Ne demek hoca var git müjdeyi hemen ver.
Nasreddin Hoca, otağın kapısından çıkınca, ağalar hemen hocanın etrafını sarar:
-Müjde bekleriz Hoca, fil ne zaman gidiyor?
Nasreddin Hoca;
-Alın size müjde, dişisi de yarın geliyor.
Kıssadan hisse gelelim ülkemizde ki Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacılar sorununa .
En az Türkiye kadar Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Ürdün’de, Suriyeli sığınmacıların kamplardan çıkmaları yasak. Ancak bir “Kefalet” ya da “Kefillik” sistemi ile çıkabiliyorlar.
Yani bir Ürdün vatandaşı kamptan çıkacak bir Suriyeliye kefil olursa ve geçimini temin edeceğine dair devlete garanti verirse kamptan çıkış oluyor.
Çalışmaları da aynı şekilde bir kefillik sistemine bağlı. Ve ancak “Belirli sektörlerde” çalışmalarına izin veriliyor.
Canlarının istediği işi yapmaları, ticarete girmeleri, şirket kurmaları falan mümkün değil.
Ürdün vatandaşlığına geçmeleri ise söz konusu değil.
Yine 2 milyon civarında Afgan sığınmacıya ev sahipliği yapan İran, 250 bin Dolar nakit parası olana en fazla 5 yıllık oturma izni verirken aynı rakama biz vatandaşlık veriyoruz.
Bu bilgiler ışığında Suriyeli ve Afgan sığınmacıları savunanlara bu kefalet işini teklif etsek ve kefil oldukları kişi yada ailelerin her türlü ihtiyaçlarını karşılamalarını istesek acaba nasıl bir sonuçla karşılaşırız.
Ben şimdiden fikrimi söyleyeyim "Nasreddin Hoca'nın fil hikayesine döneriz diye düşünüyorum."
Takdir ve yorum sizin .