https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Nasuh Durmaz


Nasreddin Hoca'dan, emeklilerle ilgili kıssadan hisse

Nasreddin Hoca'dan, emeklilerle ilgili kıssadan hisse


Son dönemlerde artan enflasyon ve fiyat artışları nedeniyle başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere iktidar sözcüleri sık sık “Vatandaşlarımızın çektiği sıkıntıların farkındayız” mealinde açıklamalar yapıyorlar.

Oysa bu konuda sadece açıklama yapmak yetmez, bu sıkıntıları yaşamak, o acıyı hissetmek ve duygudaşlık yapmak lazım.

Çünkü vatandaşın yaşadıklarını yaşamadan gerçekten farkında olmak mümkün değil.

Ben bir emekliyim ve vatandaşların yaşadığı sıkıntıların farkında olduklarını söyleyen ilgili ve yetkililerden kirada olan bir emeklinin ayda 2500 TL ile nasıl yaşayabildiğini bizzat yaşamasını arz ve talep ediyorum.

Belki o zaman emeklilerin yaşadığı sıkıntıların gerçekten farkına varabileceklerini düşünüyorum.

2022 yılı için asgari ücrete yapılan yüzde 50.51'lik zamla birlikte memur ve emeklilere yapılan ilave iyileştirmeler sonucunda emekli ikramiyelerin de de bir artış beklentisi oluşmuştu.

Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in "Bayram ikramiyeleri zammı konusunda henüz bir kararımız yok. Buna göre şu an için bayram ikramiyesi bin 100 lira olarak 28 veya 29 Nisan'da ödenecek. Zam konusu her zaman değerlendirilebilir ama ben şu an mevcut durumu söylüyorum" şeklinde ki açıklaması Emeklilerde tepkilere ve hayal kırıklığına neden olmuştur.

Bu konuda,  sözü anlayana ders niteliğinde mesaj veren Nasreddin Hoca'ya bırakalım.

Malumunuz olduğu üzere Nasreddin Hoca dendi mi önce Eşeği akla gelir. Ne Hoca eşeksiz ne de eşeği Hoca’sız yapabilir.

Zira Hoca Efendi’nin eşeği yüzünden başına gelmeyen kalmamıştır ve Hoca birçok mesajını da Eşeği üzerinden vermiştir.

"Zorlu bir kış olmuş… Nasrettin Hoca’nın parası tükendikçe tükenmiş. Ne yapacağını şaşırmış. Sonunda çareyi masrafı kısmakta, aza katlanmakta bulmuş. Bu arada, eşeğinin yemini kıstıkça kısmış Nasrettin Hoca.

Azaltmış…

Azaltmış…

Her gün biraz daha azaltmış…

Hayvancağız, yavaş yavaş gücünü yitirmeye başlamış.

Yemini azaltmasına karşın, eşeğin yaşadığını gördükçe seviniyormuş Nasrettin Hoca. Ve günbegün, yemi azaltmayı sürdürmüş.

Ama bir sabah ahıra gittiğinde ne görsün, hayvan ölmüş.

Nasrettin Hoca: Ahh çekmiş derinden, tam açlığa alışırken öldü zavallıcık…

........

 

Bir kış, neredeyse adam boyu kar yağmış. Aylarca bir toplu iğne başı kadar bile toprak görünmemiş. İnsanlar burunlarını dahi dışarıya çıkaramamış. Hazıra dağ dayanmaz hesabı, halkın yiyeceği de tükenmeye başlamış. İnsanlar lokmalarını sayar hâle gelmişler. Kıtlık sadece insanları değil hayvanları da vurmuş; bir deri bir kemik kalmışlar.

Hoca’nın emektar eşeği de kıtlıktan fazlasıyla nasibini almış; günden güne kötülemiş. Elinde avucunda bir şey kalmayan Hoca, eşeğin kulağına bir umut eğilip:

– Ölme eşeğim ölme, demiş, yonca bitecek. Sen de yersin ben de!"

(Mehmet Akif Erdem. 2 Eylül Gazetesi )

Takdir ve yorum Sizin.