https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Hüseyin Döngel


MİLLİYETÇİLİK, IRKÇILIK ve İSLAM

İslam’da milliyetçilik tasvip ve teşvik edilirken “ ırkçılık “ anlamına gelen “asabiyecilik “ yasaklanmıştır.


Bununla beraber Kur’an, soy ve sopu bir gerçeklik olarak kabul etmiş ve Allah’ın insanları “ soy - sop “ yaptığını bildirmiştir.

Furkan suresinin 54. Ayetinde Allah, insanları soy  (ırk) ve sop ( evlilikten gelen akrabalık bağı) yaptığını bildirmesi ile bir gerçekliği vurgulamaktadır. Durum böyle olunca , o halde yasak olan ne veya yasak olmada ölçü nedir? Bunların açıklanması , hem ırkçılığın hem milliyetçiliğin anlaşılmasını sağlayacaktır.

Irk bir realite ve Allah’ın yaratması olmasına rağmen , ırkçılık İslamiyette yasak olan fiillerdendir. Irkçılığın yasak olmasında , adaletsizlik , hakir görme temel ölçü olarak alınmıştır. İslamın yayıldığı dönemlerde , Araplar arasında soyuyla -sopuyla övünmek ve başkalarını hakir görmek , aşağılamak yaşayan adetlerindendi. Bu konuda Bilal- i Habeşi ile ilgili olay , bilinen meşhur örneklerdendir. Siyah bir köle olduğu için Bilal- i Habeşi  Ebu Zer el - Gıfari’ nin hakaretine uğramıştır. Hz. Peygamberimiz(sav) bu olayla ilgili olarak Ebu Zer’i şöyle uyarmıştır : “ Ey. Ebu Zer! Onu sen annesinden dolayı mı ayıplıyorsun? Sen, içinde cahiliyet(ahlakı) kalmış bir kimse imişsin. Yine Hz. Muhammet(sav)’me “ Ya Resulallah, kişinin kendi kavmini sevmesi kabilecilik / ırkçılık mıdır? diye sorulduğunda O, “ Hayır, lakin kabilecilik / ırkçılık , kişinin kendi kavminin haksız davranışına sahip çıkmasıdır. “ diye cevap vermiştir. Bu rivayetlerden ; kişinin soyunu sopunu , milletini , ülkesini ve değerlerini sevmesi ile başka milletleri aşağılaması , hakir görmesi ve başka milletlere hayat Hakkı tanımaması gibi bir ayrımın yapıldığı açıkça ortadadır.

Dolayısıyla , aşırılığa gitmediği, başkalarını yok etmeye çalışmadığı , kendi soyunu öne çıkarırken ve yaptığı iyi işlerle övünürken diğer soyları ve milletleri aşağılamadığı müddetçe sakınca olmadığı şeklindedir. Çünkü her insan , yaratılışı gereği , anasını babasını, akrabalarını, milletini ,vatanını sevmesi; Onların varlığıyla , huzuruyla, mutluluğuyla , başarısıyla , kuvvetiyle gurur duyması en tabi hakkıdır.

Türk milliyetçiliği , Batı milliyetçiliği gibi ete kemiğe bürünmüş bir milliyetçilik değildir. Türk milliyetçiliği , kültürü , müşterek değerleri ve ülküleri esas alan bir milliyetçiliktir.

Türk tarihinin bütün safhalarında yer alan , Selçuklular’la Anadolu’ya gelen , Osmanlılarla dünyaya yayılan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ortaya konulan ve günümüzde devam eden milliyetçilik anlayışı budur.

Irkçılık genel anlamda , bir ırkın üstünlüğünü kabul etmek ve başka ırklara hayat Hakkı tanımamaktır ; zulüm üzere olan kavmime yardım etmektir. Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) bunu , şu hadislerinde açıklamıştır: “ Asabiyete davet eden bizden değildir. Asabiyet üzerine savaşan bizden değildir. Asabiyet üzere ölen bizden değildir.” yani Müslüman değildir, buyurmuştur. Bunun üzerine , Ya Resulullah , asabiyet nedir? diye sorulmuştur. O da , asabiyet (ırkçılık) , Zulüm üzerine olan kavmime yardım etmendir, diyerek açıklığa kavuşturmuştur. Bu hadislerden , asabiyetin( ırkçılığın) , bir kavmi körü körüne sevmek, haksız da olsa onu korumak ve kayırmak olduğu anlaşılmaktadır.

Yasak olan , İslamın yasakladığı , reddettiği ırkçılık , dar kavmiyetçilik / kavimciliktir. Biyolojik ırkçılıktır.

Hedefi barış ve huzur olan İslam  Dininin ırkçılığı kabul etmesi özüne de aykırıdır. Çünkü İslam barışa, huzura , mutluluğa , adalete , ehliyete , liyakata , takvaya , insan hak ve hürriyetine önem veren bir dindir.

Doğal olarak , böyle bir dinde ırkçılığa yer olmasına imkan yoktur. Irkçılığa kapalı olan İslam Dini, milliyetçiliği ise teşvik etmektedir. Çünkü milliyetçilikte çalışma ve gayret vardır.Sevgi ve saygı vardır, barış ve huzur vardır, başkalarını düşünme vardır. Zaten milliyetçilik denildiğinde akla , vatanını milletini , dinini , dilini ,insanlarını sevmek ; örf ve adetlerini, geleneklerini korumak ve geliştirmeye çalışmak gelmektedir. Bunların da hepsi İslama göre muhteremdir.

İslamın muhterem saydığı ve önem verdiği bu değerler , bugün tartışma konusu yapılmaktadır , itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Tartışmaya açılan ve itibarsızlaştırılmaya çalışılan konular arasında ; soyumuzun adı olan Türk/ Türklük , ülkemizin adı olan Türkiye, milletimizin adı olan Türk milleti , bağımsızlığımızın sembolü olan Türk bayrağı ve İstiklal marşımız ile diğer milli kimlik unsurlarınız vardır.

Türk milliyetçiliği , bazı kesimlerce hep olumsuz olarak algılanmış ve ırkçılık olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Türk milliyetçiliğini ısrarla ırkçılık gibi göstermeye çalışanların ve İslamda yerinin olmadığını savunanların bir kısmı kasıtlı olarak,  bir kısmı bilmeyerek bu yola gitmişlerdir. Bilmeden bu yola girenler mazur görülse bile , diğerlerini mazur görmek mümkün değildir. Çünkü onlar , kasıtlı ve şuurlu olarak adı İslamla özdeşleşmiş, en az bin yıl aynı değerler ve ülkülerle bir arada yaşamış Türk milletini bölmek istemektedirler. Bu sinsi emellerine dün olduğu gibi bugün de İslamı şemsiye yapmaktadırlar. Türk milleti bu oyuna asla gelmeyecektir.