(20 Aralık 1873- 27 Aralık 1936, İstanbul)
Merhum Mehmet Âkif Ersoy,Türkiye Cumhuriyeti'nin Ulusal marşı olan İstiklâl Marşı'nın yazarıdır. Türk şair, veteriner hekim, öğretmen ve siyasetçidir. "İstiklal Şairi" ve "Millî Şair" unvanları ile anılır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM'de yer almıştır.
Çanakkale Destanı, Bülbül ve 1911-1933 yılları arasında yayımladığı yedi şiir kitabındaki şiirleri bir araya getiren Safahat, en önemli eserlerindendir.
Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk sivil Veteriner Yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebine (Tarım ve Veterinerlik Okulu) kayıt olup mezun olduktan sonra 1893–1913 yılları arasında Bakanlıktaki ilk olarak Veteriner Müfettiş Yardımcılığına getirildi.
Akif, hayatını vatan için mücadeleye vakfetmiş, yoğun acılar çekmiş ama daima umutlu, samimi ve ahlaklı bir ömür sürdürmüştür.
Vatan şairimiz merhum M.Akif Ersoy bir şiirinde;
"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım..
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım..."
“Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem...
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.” diyor.
Mehmet Akif Ersoy; inancı güçlü, samimi, iyi niyetli vatansever gerçek bir gönül adamıdır.
27 Aralık 1936'da dünya hayatına veda eden bu büyük insan, Milli mücadele dönemlerinde yazdığı bu İstiklal Marşı, Türk milletinin kükreyen sesi olmuştur.
Merhum Akif Ersoy ; cehalete ve haksızlığa her zaman karşı olması nedeniyle bu milletin gurur kaynağı olmuştur.
Anadolu'nun düşman işgali sırasında onun görevi, bu topraklardaki Arapları Osmanlı'ya karşı kışkırtan İngiliz propagandasına tepki olarak mücadele etmek için "karşı propaganda" yapmaktı.
Mehmet Âkif, Berlin'deyken heyecanla Çanakkale Savaşı ile ilgili haberleri takip etmişti.
Sonra Arabistana geldi. On dört ay süren savaşın zafer haberini Arabistan'da iken aldı. Bu haber karşısında büyük coşku duydu ve Çanakkale Destanını yazdı.
İstanbula döndü ve fakat burada rahat hareket etme imkanı kalmayan Mehmet Âkif, oğlu Emin'i yanına alarak Anadolu'ya geçti. Sebilü'r-Reşad'ı Ankara'da çıkarması için Mustafa Kemal Paşa'dan daveti üzerine 24 Nisan 1920 günü Ankara'ya geldi.
Mustafa Kemal Paşa, Konya vali vekiline telgraf göndererek Âkif'in Burdur milletvekili seçilmesini sağlamasını istemişti ve seçildi.
Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey kendisini Ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti. Konulan 500 liralık ödül sebebiyle başlangıçta bu yarışmaya katılmayı reddetti.
Bunun üzerine yoğun ricalara karşı Mehmet Akif'in yarışmaya katılmayı kabul etmesi üzerine orduya ithaf ettiği İstiklâl Marşı, Hamdullah Suphi Bey tarafından Mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45'te ulusal marş olarak kabul edilmiştir.
Merhum Âkif, ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar'ül Mesai vakfına bağışlamıştır.
Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yılı nedeniyle kendisini hürmet, rahmet ve minnetle yâd ediyor, mekanı Cennet olsun diyorum.. (Ö.28 Aralık 1936)

