Her ne kadar biz virüsle mücadele etsek de, anlamadığım bazı durumlar veya kararlar alınmaya devam ediliyor. Ligin yarıda kaldığı dönemlerde maçların oynanmaması gerekliliğinden bahsetmiş ve o dönemde yapılacak maçlarda ne kadar tedbir alsak da, saha içinde temastan asla kaçınılamayacağını söylemiştim. Aynı fikrim devam ediyor. Mevcutta maçların oynanması bir kenara şimdilerde bazı ülkeler, tribüne taraftar alıyor diye bizimkiler de aynı görüşü savunmaya başladılar. Buna inanmakta zorlanıyorum. Hani biz diğer ülkelerin yaptıklarına pek bakmıyor, kendi bildiklerimizi yapıyorduk, ne oldu şimdi? Kısacası işimizi neresi gelirse oradan bakmaya devam ediyoruz.
Federasyon geçen gün yaptığı toplantı ile korona virüsü bir kenara bırakıp, taraftar yönünden yüzde 30’luk bir rakamla maçların seyircili izlenebileceğine hükmetti. İyi hoş da, bu durumu biz nasıl yapacağız? Tribünde yer alacak isimler nasıl girecekler. Kaldı ki maça girmeden önce biz basın mensupları dahi iki gün önce teste giriyor ve sınırlı sayıda tribünde yerimizi alıyorduk. Dedim ya, hala ‘başkaları nasıl yaptı ise bizde yaparız’ demeye getiriliyor. Umarım yanlış adımlar atılmaz. Son günlerde virüsün yeniden hortladığı ülkemizde daha sıkı tedbirler alınır. Hatta gerekirse maçlar evden de izlenebilir…