Kayserispor için bu hafta deplasmanda karşılaştığı Eyüpspor maçı için ‘kazanılması gereken maç’ tanımı yapmış ve bu sezon belki de en çok bu karşılaşma için bu vurguyu yapmıştım. Ligin alt sıralarında en yakın rakibinle oynuyorsun, sahaya çıkarken tek hedefinin üç puan olması gerekiyor ancak sahadan bir puanla ayrılıyorsun. Skor tabelası beraberliği yazsa da kaybedilen iki puanın sezon sonunda nasıl bir bedel çıkaracağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Aslında oynadığımız karşılaşmada maça iyi başlasak da yine 3 kişi arasından yediğimiz gol bu karşılaşmanın da hikâyesinin bize yabancı olmadığını bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bu takım uzun süredir bireysel hataların, hakemlerin hataları kararlarının ve istikrarsız performansların arasında sıkışmış durumda. Yediğimiz golde de tıpkı daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi başlangıçta orta hakem ve VAR’ın çifte standardı ile verilmeyen bir ofsayt kararı karşımıza çıktı. Pozisyonun öncesinde ofsayt tartışması, devamında VAR’ın devreye girmemesi ya da ‘devreye giriyormuş gibi yapması’ artık klasikleşmiş bir durum haline geldi. Yasin Kol ismi açıklandığında hatırlarsanız Federasyon’un hata yaptığını söylemiştim. Şampiyonluk yarışında her iki takımın oynadığı karşılaşmada hatalar yapılırken onlar kamuoyunu yönlendirerek, ‘bu hakemi maçlarımıza istemiyoruz’ diyebildiler. Peki sonrasında ne oldu dersiniz? Federasyon bu sefer de ne hikmeti olduğunu bilmediğim bu hakemi, düşme potasındaki en önemli maça tayin etti. Artık bu kayırmacılık olaylarının son bulması gerekiyor. Sezon sonunda biz bu maçta kaybettirildiğimiz bu puan veya puanlar yüzünden ligden düşsek kim bunun hesabını verecek? Federasyon Başkanı Hacıosmanoğlu mu? Hiç zannetmiyorum.
Tüm bunların ötesinde, bazı gerçekleri kendi içimizde de kabul etmemiz gerekiyor. Mesela haftalardır “Acaba Arif defansta iş yapar mı?” sorusu soruluyordu. Bu maçla birlikte o sorunun cevabı da netleşti: Yapmıyor. Üstelik sadece eksik kalmak değil, takımın genel direncini düşüren, savunma kurgusunu bozan bir tabloyla ile karşı karşıya kaldık. Bu nedenle Arif’in en kısa sürede takımdan gönderilmesi gerektiği artık kaçınılmaz bir gerçek gibi duruyor. En azından altyapıdan çıkacak bir genç hem heyecanı hem de mücadele isteğiyle daha fazla katkı verebilir diye düşünüyorum.
Kayserispor için bu sezon hâlâ bitmiş değil, ancak her maç bir uyarı niteliğinde. Bu haftaki beraberlik de öyleydi. Eğer sen kendi göbeğini kesmezsen, başkası gelip sana iyilik yapmaz. Hakemlerin standart dışı kararlarını konuşuruz, eksikleri tartışırız, ama önce doğru kadroyu kurmak, eksik noktaları tamamlamak ve sahaya gol yemden önce bir müddet koyabildiğimiz ruhu koymak zorundayız.
Bu beraberlik bir sonuç değil, aslında yönetime önemli bir işaret fişeği oldu. Çünkü artık hata payının kalmadığı bir dönemdeyiz ve ara transfer döneminde mali boyut bir kenara adam gibi oynayacak bir kadro oluşturmak zorundayız…

