Yeni bir hafta ve haftanın yine başında sancılı bir Kayserispor taraftarları. Hani bu taraftarın ne zaman yüzü gülecek diye düşünsem bir türlü aklıma tarih veya zaman kavramı gelmiyor. Ne oldu bu Kayserispor’a da böylesi bir zaman darlığına girdik. Hani hepimiz bu takım için elimizden geleni yapıyorduk. Hani hepimizin değer verdiği hatta şehrimizin en değerli markasıydı. Hani bu takıma hiçbir şey olmazdı. Hani sevdamız Kayserispor’du! Geldiğimiz noktada ne sevda kalmış ne de marka değerini bilen. Sıkışan farklı yorumlarda bulunuyor ve takımın başında yer almak istemediğini belirtiyor. Yani anlayacağınız tepkilerin de makul seviyede olması gerekiyor ancak birkaç kişi için de bu takımın yalnız bırakılmasını doğru bulmuyorum.
Ali Çamlı daha önce de ayrılıyorum dedi ama sonrasında yeniden geldi. Bu gitmeler gelmeler normal olmuyor. Ama ne diyelim. Kimseyi de zorla tutamazsınız. Bakalım yönetim içinden birisi mi başa geçecek ya da seçim mi olacak göreceğiz. Bu arada Açıkalın büyük ihtimalle de bu takımda devam edecek gibi benden söylemesi…
Bu arada o tribünden bağıran gençler var ya onlara acaba kimler öncülük yapıyor, merak ediyorum. Sanki kulübün içindeki durumu kendileri bilmiyorlar. Eğer ki bilmiyorlarsa durum daha vahim. Kasasında parası olmayan, kaldı ki tahtası da sezon sonunda açılacak olan bir kulüpten bahsediyoruz. Sahi o tribündeki o kargaşanın sebebi neydi, onu da pek anlamış değilim. Kayserispor’un menfaatini düşünen taraftar saha içine eline ne geliyorsa atarsa vay halimize!
Bu durum karşısında şehrin mülki amirleri başta tüm yöneticilerini göreve davet ediyorum. Daha fazla tedbir alınmalı en azından kale arkasında gerilmiş olan file tüm tribün boyunca çıkartılmalı. O tribüne gelip de olay çıkartan ise spor müsabakalarından tamamen men edilmeli. Bu şekilde yapılmaz ve gerekli tedbirler alınmazsa, daha büyük olayların ardı arkası da kesilmez unutulmasın. Bunun arkasından daha büyük olaylar gelirse de işte o zaman bu şehirdeki tüm bürokratta, siyasetçi de topun ağzında olur unutulmasın…