https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Ömer Can Erdoğan


Kayseri'de unutulan mesele: Tren kaçıyor mu?

Ömer Can ERDOĞAN


Kayseri, geçtiğimiz cumartesi günü 11 yıllık bir aradan sonra yeniden bir milli maça ev sahipliği yaptı. UEFA Uluslar Ligi'nde Galler karşısında A klasmanına girmek için verdiğimiz mücadeleyi binlerce vatandaşımız gibi yerinde takip ettim. 

 

Bu çekişmeyi zafer ile taçlandırabilmek, o günün Milli Takımımız ve Kayseri'miz için hafızalardan çıkmayacak bir anlam kazanmasına yol açacaktı. Neyse ki bu maç, temsilcimizin ve Britanyalı konuğumuzun birer puan alarak olaysız dağılması ile neticelendi.

 

Gözlemlerimi asıl konuya geçmeden kısaca aktaracak olursam; milli maç olması hasebiyle Kayseri son günlerde adeta bir çekim merkezine dönüşmüş durumdaydı. Galli ve diğer yabancı ziyaretçiler, Kayseri'ye misafir tribününü dolduracak kadar kalabalık gelmişlerdi. Vatandaşlarımızın milli maça gösterdiği teveccüh ise göz doldurucuydu. Çevre iller başta olmak üzere yurdun dört bir yanından Kayseri'ye akın eden insanımız, soluksuz bir şekilde mücadeleyi izledi.

 

Milli Takım temsilcileri, Kayseri'de iki gün boyunca antrenman yaptı. Gerek Milli Takımımız gerekse de Galliler; burada edindikleri olumlu izlenimleri tüm kamuoyu ile paylaşarak, Kayseri'nin tanıtımına katkıda bulundu. Ayrıca Kayserispor'un takım kaptanı Gökhan Sazdağı'nın milli forma arzusu, aday kadroya alınması ile sonuçlandı.

 

Özellikle son 15 yıllık döneme sayısız ulusal ve uluslararası sportif etkinliği sığdırmayı başaran Kayseri, bu milli maç ile rüştünü bir kez daha ispatlamış oldu. Spor sahasında atağa kalkan bir Kayseri olduğu herkesin malumu olsa da, gözden kaçan bir ayrıntı mevcut ve yakın zamanda şehrimizdeki kimsenin yarım ağız dahi olsa dillendirmemesi (ya da bana ulaşmaması) beni çok şaşırttı.

 

Gelin, şimdi beni kalemimi yeniden tetiklemeye sevk eden bu meseleyi mercek altına alalım:

 

Hatırlarsanız, geçen yıl İtalya ve Türkiye, UEFA 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenlemeye hak kazanmıştı. 2008 yılından beri her 4 yılda bir ev sahipliği başvurusu yapan ülkemiz, uluslararası çapta bir hedefini daha çözüme kavuşturmuş oldu. Buna göre, iki ülkeden 10'ar stadın ev sahipliği için adaylığı ortaya konuldu. 

 

Peki, aralarında Kayseri Kadir Has Stadı var mı? Yok. 

 

Edindiğim bilgiler ise, Kayseri'nin ileri gelenlerinin EURO 2032 serüveninden elini çekmediği yönünde. Bu konunun başkent Ankara'da veya Avrupa'da bir daha gündeme alınması durumunda, Türkiye'nin adaylık dosyasında Kayseri lehine bir revizenin söz konusu olabileceği söyleniyor. 

 

Söz sahibi hemşehrilerimiz, her ne kadar bu işin peşini bırakmamış olsa da; teslim edilen adaylık dosyalarında belirtilen 10 stat arasında Kayseri'nin yer almayıp, Kadir Has Stadı'na denk kapasitede sayılabilecek Antalya, Gaziantep ve Eskişehir statlarının yer alması ne ile tarif edilebilir? Anlamadığım, bizim yetkililerimiz statta yapılan düzenlemelere ilişkin defaten UEFA ve FIFA standartlarını vurgulayıp, çalışmaların niteliklerini anlatırken; nasıl oluyor da Kayseri kendine bu listede yer bulamıyor?

 

Bu tarihe 8 yıl var, değil mi? Kim öle, kim kala; değil mi? Değil. Kayseri, bu yıl Avrupa'nın önde gelen bir spor organizasyonu tarafından ‘Avrupa Spor Şehri’ seçildi. Erciyes ise devasa bir kamp merkezi ile yaz turizmine kazandırılmaya çalışılıyor. Sayısız çabanın sarf edildiği ve markalaşma yolundaki bu şehirde, bu kadar büyük bir açık pozisyon bırakılabilir mi?

 

Ayrıca bu bahsettiğim uğraşın sonuç almasından ümit duymalı mıyız, emin değilim. Zira Ekim 2026 tarihine kadar ülkemiz adına adaylığı konulan 10 stattan sadece 5 tanesi EURO 2032 Şampiyonası’na ev sahipliği yapma hakkı kazanacak. Turnuvanın diğer ayağının İtalya'da düzenleneceği ve iki ülke arasında seyirciler için ulaşım kolaylığı sağlanması amaçlanacağını varsayarsak, bu 5 stat kesinlikle uluslararası toplumun doğrudan ulaşabileceği kentlerimizden seçilecek. Bu listeye Kayseri'nin 2032 yılına, hatta 2026 yılına kadar dâhil olma imkânını, buraya kadar okuma zahmetine katlanan sizlerin takdirine bırakıyorum...

 

Konuyla ilgili izahat bekleyen başka başlıklar da mevcut: 43 bin seyirci kapasiteli Bursa 100. Yıl Atatürk Stadı neden aday gösterilmedi? Mega kent İstanbul'un stat sayısı 3'ten aşağı indirilemez miydi? Buraya uğrayan turistlerin yöneldiği Nevşehir'den, Kayseri'nin adaylığına destek gelemez miydi? 

 

Eklenebilecek soruların ardı kesilmez. Bu meselenin rafa kaldırılmadığını duymuş olmak beni biraz teselli etse de, kalıbını almış son durumun gevşetilebileceğini sadece zaman gösterecek. Esas düğüm noktası, final maçının İtalya’da mı yoksa Türkiye’de mi düzenleneceği konusunda çözülecek.

 

Umarım her birimiz 2032 yılına asgari düzeyde olumsuzluklar içerisinde ulaşmayı başarırız. Bazı sorunlara ışık tutabildiğimi ümit ediyorum ve değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum.