Kayseri siyasetinde kartlar yeniden karılmaya başlıyor. Uzun süredir alışık olmadığımız hatta unutmaya başladığımız bir tempoya girmiş durumdayız. Hafta sonunda yapılan CHP mitingi ve hemen ardından Zafer Partisi’nin Genel Başkanı’nın şehre gelmesi, kentteki siyasi atmosferi gözle görülür biçimde hareketlendirdi. Sessiz, temkinli ve daha çok ‘arka planda yürüyen’ Kayseri siyaseti yerini artık daha sert, daha görünür ve daha iddialı bir dile bırakmaya başladı. Tıpkı eskisi gibi.
AK Partili milletvekilleri, mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından yapılan açıklamalara art arda cevap verirken, CHP İl Başkanlığı’nın ‘hodri meydan’ çıkışı da tansiyonu bir üst seviyeye taşımış oldu. Tartışma, klasik polemik sınırlarını aşarak adeta ‘kim daha güçlü, kim daha çok halkın içinde’ yarışına dönüştürdü. Kayseri’de siyaset ilk kez bu kadar açık, muhalefet ilk kez bu kadar meydan okuyucu bir zeminde çalışmalarını yürütmeye başladı.
İşin ilginç yanı ise Kayseri, geçmişte bu tarz sert siyasal çıkışlara pek alışık değildi. Ön planda olan siyasiler tüm bu çıkışları hem basınla hem de kamuoyunu yanlarına alarak çok rahat bir şekilde bertaraf edebilirlerdi. Halk daha çok hizmete, istikrara ve sessiz icraata bakar; yüksek sesli tartışmalara mesafeli dururdu. “Kayseri bunu sevmez” denilir ve bu minvalde hareket edilirdi. Ama bugün tablo değişmiş görünüyor. Artık kim öne çıkıyorsa, kim yüksek sesle konuşuyorsa ‘burası bizim’ anlayışı hâkim olmaya başladı. Siyasi aktörler de bunun farkında; geri planda kalanın kaybolacağı bir döneme girildiğini düşünülmeye başladı.
Peki ne oldu da bu değişim yaşanıyor ve halk buna prim vermeye başladı?
Cevap yine dönüp dolaşıp ekonomiye çıkıyor. Artan hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, esnafın daralan nefesi ve sabit gelirlinin eriyen maaşı, emekliye gereken değerin verilmemesi… Tüm bu başlıklar Kayseri gibi üretim, ticaret ve emek üzerine kurulu bir şehirde siyasetin tonunu kaçınılmaz olarak değiştiriyor. Ekonomi konuşuldukça siyaset sertleşiyor, sertleştikçe meydanlar dolmaya başlıyor.
Bugün Kayseri’de siyaset artık sadece parti teşkilatlarının ya da vekillerin gündemi olarak kalmıyor; pazar yerinde, sanayi sitesinde, çay ocağında konuşulan başlıca konu başlığı olarak dikkat çekiyor. Bu da siyasetçileri daha cesur, daha iddialı ve daha görünür olmaya zorluyor. Mitingler, ziyaretler ve karşılıklı açıklamalar derken sertlik gitgide artmaya başlıyor.
Ancak burada önemli bir uyarıyı da yapmak istiyorum. Sertleşen siyaset, çözüm üreten siyasetin önüne geçmemelidir. Kayseri’nin ihtiyacı kısır polemiklere girip içerisinde debelenmek değil; ekonomi başta olmak üzere somut sorunlara karşın somut çözümler üretebilmektir. Meydan okumak kolay, alkış almak anlık mesele olsa da meydanda çıkıp da üretim üssü dediğiniz bir şehirde rakamlar konusunda dikkatli olmalısınız. Asıl zor olan, bu şehrin yükünü hafifletecek adımları atmaktır.
Kayseri siyaseti başkalaşıyor, bu açık. Ama bu başkalaşım ilimizdeki yaşayanlara bir şeyler kazandıracak mı, yoksa sadece gürültü halinde mi kalacak, bunu zaman ve siyasilerin atacakları adımlar gösterecek. Halk artık daha dikkatli, daha sorgulayıcı yaklaşıyor. Kim gerçekten çözüm üretiyor, kim sadece konuşuyor; bunu da en iyi Kayserili sandık zamanında gösterecektir.
