Ekonomik olarak üretim yapamayan ve bunu da pazarlayamayan iş dünyası, kısır çekişme içinde yaşam mücadelesi verdi. Bu kısa sürede bile küresel bazda ticaretin ne denli önemli olduğu, bir kez daha ortaya çıkmıştır. Üretilen ürünlerin sadece iç pazarda değil aynı zamanda dış pazarda da yer bulması ve bu konuda girişimlerin desteklenmesi her zaman ekonomik büyümede ilk sıralarda olacak bir değerdir.
Kayseri ölçeğinde işe bakacak olursak, salgın döneminde engellenen ihracat ve büyüme iş insanlarımızın birçoğuna sıkıntı yaşatsa da, ayakta kalabilmek için farklı iş kollarına başlayanlarımız dahi oldu. Belki de bu, bazılarımız için fırsat oldu ama genelimize bakacak olursak belli bir ölçekte küçülme ile karşı karşıya kalmamıza neden oldu. Ekonomik anlamda her kafadan ayrı ayrı ses çıksa da aslında önemli olan ihracatın her zaman diri tutulması ve küresel bazda dünyanın her noktasına ürettiğimiz ürünlerin pazarlamasını sağlamamızdır. Bakınız salgın olmadan önce kimilerimiz iç piyasadaki daralmadan söz ederken, bu durum işinin genelinde ihracat yapanları pek etkilemedi. Çünkü onlar sadece küçük olsun benim olsun mantığı ile değil, tüm ihtiyaç duyanları belirleyerek ona göre hareket ettiklerinden kazanımlar elde ettiler. Bu düşünceden dahi yola çıkıldığında ülkenin gayrisafi milli değerini artırma ve dış mihraklara bağladığımız bazı ekonomik salvoları savuşturma adına ihracatta ayaklarımız yere sağlam basmalıdır.
Bu arada üretimden söz ederken bundan yıllar öncesinde içine kapanık bir Çin, pandemi öncesine kadar dünyaya hakim olmaya hazır bir görüntü vermişti. Bu da ürettiklerini rahat bir şekilde dış dünyaya pazarlamasının önemini oraya koymuştu. Bizimde bu yoldan hareketle ihracatı birinci önceliğimiz yapmak zorundayız…