Mustafa GÜRBÜZ

Tarih: 20.01.2025 17:49

Kayseri’de AK Parti Kongresi’nde şok: Boş sandalyeler, bozulan dengeler! (2)

Facebook Twitter Linked-in

Bir önceki yazımda bahsettiğim konulara isterseniz kaldığımız yerden devam edelim. AK Parti 8. İl Kongresi için yapılan listelerden bahsetmiştim. Büyük kurul delegesi isimlerine bakınca şaşkınlığımı gizleyemedim. Sadece onlar değil bazı isimlerden de yine noksanlıkları aktarabilirim ama dikkatimi çeken iki belediye başkanının seçilmiş olmasına rağmen asıl listelerde yer alamaması oldu. Bu durum acaba kime ya da neye dair bir mesajdı? Gerçekten bunu merak ediyorum. Bu listeleri oluştururken yazanlar, çizenler mutlaka bunun cevabını biliyordur ama isterseniz şöyle bir seçmenin yorumlarına ve yapılan konuşmalara bir göz atalım. Bunlardan bir tanesi şöyle diyor; "AK Parti Teşkilatlarını yerel aktörler ipoteğine almış görünüyor.

Şehirlerin siyasi geleceğini kişisel hesaplar doğrultusunda kendi ipoteğine almaya çalışan şehir abileri genel merkezi bile darda bıraktınız.

Sahi sizin kişisel hesaplarınız ülke menfaatlerinin üstünde mi?”

Hani diyorum ya kapalı kapılar ardında özellikle listelere yazılan isimler sonrasında birçok fısıltı ortaya çıktı. ‘Listelerde şu isim olsun, bu isim olsun’ diye çok kişi araya girmiştir. Tercihi kim yaptı bilemiyorum! Bunu yeni seçilen çiçeği burnunda İl Başkanı Hüseyin Okandan mı, şehrin abileri dediğimiz siyasetçiler veya bürokratlar mı, AK Parti'nin ileri gelen isimleri mi ya da Genel Merkez’de Kayseri ile ilgili nasıl bir hesap vardı da Teşkilat Başkanı mı istedi? Dediğim gibi bu bir muamma oldu. Kimse ben istedim şu şekilde oldu demiyor. Ama şunu söylemek isterim ki, seçilmiş iki belediye başkanı bu listeyi görüp de istifa dilekçesi vermediyse, bir nedenleri vardır ya da teşkilattan gelen bir terbiye nedeniyle tepkilerini ortaya koymamışlardır. Ama asıl tepkiyi bakalım o ilçelerin büyükleri söyleyecek mi? Hani bir hadis vardır ya; “Siz nasıl olursanız sizin idarecileriniz de öyle olur” İşte o ilçelerde söz hakkı olan ve partiye emek verenler acaba bu işe ne diyecekler bekleyip göreceğiz. 

Listeye bakınca ne diyeceğimi bilemedim. Siyaseti artık bırakma aşamasında olan ya da ‘bıraktım’ diyenlerin dahi yer aldığı büyük kongre delegelerine bakınca şaşırdım. Seçilmiş iki belediye başkanının yedekte kalması bir tarafa dediğim gibi siyaseti bıraktım denen isimlerin yazılması ‘hadi onların Kayseri'de bir emekleri vardı, bu yüzden yazıldı’ derseniz anlarım. Belediye başkanlığı konusunda Cumhur İttifakı’nın diğer ortağına hak tanınan Bünyan ilçe teşkilat başkanı ya da belediye başkanları ile birlikte yazılan diğer ilçelerin de teşkilat başkanlarının yazılması işine neresinden bakacağımı bilemedim. Birileri nüfustan bahsetmiş. İyi de yazılanların nüfusları o kadar çok muydu ki? Hadi ‘ilçelerde yaşayan nüfus az’ diyenlerimiz olacak ama ekonomik ölçekler bu küçük nüfus dediğiniz yerlerle ilgili yapılan araştırmalarda ilk 3 içerisinde olduklarını söylüyor. Konu ile ilgili yazımın ilk bölümünü yayınladıktan sonra bazı iş adamları arayarak tepkilerini dile getirdiler. İş adamları yapılan bu uygulamanın yanlış anlaşılmaya mahal verildiğini ve eskiden bu yana süregelen ‘köylü-şehirli’ dedikodularını yeniden ayyuka çıkardığını ifade ettiler. Sadece bu da değil! Her zaman bu şehirde bir yerlere koşturulması gerektiğinde hep beraber diyenlerin, bundan sonrasında da aynı hassasiyeti gösterip göstermeyeceklerini merak ettiklerini de sözlerine eklediler. Kısacası bazı iş adamları bu duruma çok içerlemişler, haklılar veya haksızlar bunun kararını verecek olan o ilçelerdeki seçmenler. Onlar bu şekilde tepki verirken acaba ilçenin diğer iş insanları bu konuda ne diyor merak içindeyim…  ‘Nüfus’ az diye istenilen yapılacaksa, o zaman ‘nüfuz’ etmek gerekir. Seçilmiş 2 belediye başkanını yedek listeye almak herhalde farklı bir aklın oyunudur. Bu kongreler 2018’de de yapıldı, 2020’de de yapıldı. Büyük delege dediğimiz bu yerde hep var olan seçilmişler ve birkaç tane de yönetimden isim yer aldı. Hadi yukarıda belirttiklerimin hepsinin geçer bir tarafı var. İyi de Ankara'da siyaset yapan bir hanımefendinin sadece kütüğünde ‘Kayseri’ yazıyor diye Kayseri delegesi olmasına nasıl bir anlam vermem gerekiyor? Mademki Ankara'da siyaset yapanlar Kayseri delegesi olabiliyor, o zaman bu iki belediye başkanı da Ankara'dan delege olarak yazılsın! Öyle bir liste hazırlanmış ama kim neyi düşünerek yazmış veyahut da yazdırmış bilemedim. Bu işte İl Başkanlığı’na yeni atanan çiçeği burnunda Başkan Hüseyin Okandan’ın dahli yoksa zaten fazla bir şey söylemeye gerek yok. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi birileri birilerini yazdıracak, Hüseyin Okandan da işlerle uğraşmaya bakacak. Peki, bu listeden şehrin büyüklerinin haberi yok mu? Yoksa o da daha büyük bir ayıp! Olmaması mümkün değil diye düşünüyorum. Hadi hepsini geçtim de teşkilatın en üst kademesindeki ismin bu işlerden haberi yok mu? Bu da mümkün değil. Anlayacağınız ‘kendim çalar, kendim oynarım’ misali. Hani AK Parti’de Genel Başkan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan soruyor ya, ‘bu oy düşüşlerinin sebebi nedir?’ diye, aslında Sayın Cumhurbaşkanımız dönüp teşkilat içerisindeki bu küstürme operasyonlarına bakması gerekiyor. ‘Kendim çalar, kendim oynarım’ derlerse, iş yapan ya da çalışan partileri bu şekilde küstürmeye kalkarlarsa küskünlük de olur, kırgınlık da olur. Kim kimin ya da neyin kayırmacılığı yapacak ya da yapıyor anlam veremiyorum. Cumhurbaşkanı kalkıp bir ‘başlangıç yapıyoruz oylarımızı artırmak için’ diyor, bunu etrafındakiler veya gönül verdik denilenler sanırım duymuyor. Cumhurbaşkanımız kongreye gelmeden az önce sahnede olan konuşmacı ‘koltuk’ sevdasından bahsetti. Konuşmayı yapan kişi Başkanvekili Mustafa Elitaş’tı! Bu sözden bahsetti ancak yapılanlara bakınca koltuğa oturanlar ya yanındakini ya berisindekini o koltuğun yanında istihdam etmeye gayret ediyor. Niye yapıyor derseniz ‘yerim güçlensin’ diye! Ama böyle olursa sizce liyakat veya moral ve motivasyonu nasıl sağlayacaksınız ki? Parti içindeki tempo ne kadar hızlanabilir ki? Dediğim gibi büyük delege isimlerine bakınca bir farklılık olduğunu gözlemledim. Hani Cumhurbaşkanımız kongrede Kayseri'ye özgü bir sözden bahsetti ya; ‘Kuru söğütten düdük çıkmaz’ diye! Aslında biz Kayserililer bu sözü ‘Kuru söğütten düdük çıkarttık’ diye söyleriz. Gerçekten bu kongrede de Kayseri olarak düdük çıkartmışız. O zaman ben de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu sözünden yola çıkarak Safranbolu yöresinde sıkça kullanılan bir sözü paylaşayım: ‘eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı’ 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-F0G61HQYBB