Kayseri OSB’de sadece oy hakkı olanların yer aldığı bir olağanüstü genel kurul geldi ve geçti. İlimizde normalde Kayseri OSB denilince hemen her kesimin aklına basın gelse de ne yazık ki bu sefer şehrin üst aklı ‘ortalıkta fazla saçılma olmasın’ mantığı ile bu duruma bir set çekmiş. Bu konu daha sonrasında farklı şekilde yorumlanabilir diyeceğim ama şimdi konum o değil. Konu; aslında yaşanan kongrede kim veya kimler ne söyledi ve nasıl bir karar çıktı? Bu çıkan karar sonrasında sanayici ne yapar olayıdır. Normalde Bakanlık tarafından yaşanan süreçle ilgili bir karar OSB yönetimine iletiliyor. Bu kararda aslında geçmiş yönetimle alakalı bölümler ve yöneticilerin yargılanmasından söz ediliyor. Ancak bu kararı ya yönetim uygulayacak ya da genel kurula gidilecek ve delegelerin düşüncesi alınacak şeklinde belirtiliyor. Hal böyle olunca yine iş eski isimlerin arasında kalan yeniler denilmeye başlıyor. Yani anlayacağınız Tahir Nursaçan ve yönetimi kimleri seçimde yenmişti. Ahmet Hasyüncü ve yönetimini! İş yine bu iki grup arasındaki çekişmeye bağlanıyor. Mevcut yönetim, Bakanlığın ‘şunları uygulayın’ dediği maddelerin sorumluluğunu yönetim olarak genel kurula götürdü. En azından ‘bizden bilinmesin ve bizim kimseyle bir sorunumuz yok’ denildi. Nihayetinde 450 delegenin katıldığı genel kurulda 72 oy farkla sanayici eski yönetimin yargılanması konusunda karar kıldı. Ancak burada yine bazı uygulama eksiklerinden bahsedilmeye başlandı. Mesela oylama yapılırken sadece mavi ve beyaz renkli oy pusulaları var. Tek anlam ifade eden bir hukuk kargaşası denilmeye başladı. Bu da değil. Bir de eski yöneticiler zaten yargıdalar. ‘Bir daha mı dava açılacak’ diyenler var. Anlayacağınız daha bu tartışmalar çok zamanımızı alacak gibi görünüyor.
Yaşanan genel kurulda bu arada divan heyeti de dikkatimi çekmedi dersem yalan olur. Divan Başkanı Melikgazi Belediye Başkanı Doç Dr. Mustafa Palancıoğlu, kâtip üyeliklerde ise Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitçi ve Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy.
Genel kurul salonuna giriş konusunda ise maşallah üst düzey emniyet tedbirleri vardı. Sanki Cumhurbaşkanı içeride sanayicilere seslenecekti. O hali görmenizi isterdim. Salona sanayiciler sıra halinde tek tek ismi olanlar katılıyor. Basın demişken zaten yasaklıların en başındaydı. Bir de ‘misafir olmaz’ deniliyordu. Şehrin üst aklı daha öncesinde yaşanan bir sorun yaşanmış gibi böylesi bir tedbir alınmasını isteyince aslında ne diyeceğimi de şaşırmadım dersem yalan olur. Bunca iş insanı binlerce kişi çalıştırılanların böylesi emniyet tedbirleri içinde genel kurul yaşamasını da yakıştırmadığımı belirtmiş olayım.
Neyse bir genel kurul gerçekleşti. Asıl bu saatten sonra görevde olan veya gelecek olanlar için ne anlam ifade eder? Ben anladığımı şu şekilde ifade edeyim yanlışsa beni düzeltsinler; “Bu saatten sonra böylesi bir kurumun yönetimine geliyorsanız zarar ettirecek ya da büyük maliyetle başlanacak işler yaparsanız sanayicinin ve Bakanlığın kılıcı her an başınızın üstünde. Üzerinize düşer kelleniz gider. Koltukta oturup hiçbir riskli işe girmez iseniz sorun yok. Ancak kâr getiren işler yaparsanız da bu da değerlendirme dışı. O yüzden kâr ve zararda sadece zarar olanlar göz önünde olacağından yerinizde oturun.”
Bu sonuç benim anladığım. Şimdi eski yönetimi bir dava daha mı bekliyor? Bu dava açılırsa mal varlıkları ile ilgili ve kendileri aleyhine bir kısıtlamadan söz ediliyor. Bu nedir? İşte tüm bunlar şu anda cevap bekleyen konular. Bakalım daha neler olacak?
Son olarak burası tüm sanayicinin ortak malı. Bu yüzden her kim ki kendi işletmesinde görmeyeceği bir zararı burada yaparsa bu kabul görecek bir durum değildir. Ama kâr mı, zarar mı bilmem, mesela GES santralleri yapılırken yanında bir de RES santralleri olsa kötü mü olurdu? Ya yapılan fuar alanı küçük denilirse, büyüme şansı olur mu? Daha farklı sorular…
