Fransa İmparatoru Napolyon' un ”Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu”dediği,
Nedim'in
Bu şehr-istanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır.
Yani
Bu İstanbul şehri eşsiz değerdedir, paha biçilmez,
Bir taşına bütün bir Acem (İran) mülkü feda olsun.
dediği,
İstanbul , bir çok Devlete Başkent olmuş , tarih boyunca bir çok Devlet tarafından fethedilmek istenmiş ve 24 defa kuşatılmış . Avar'lardan itibaren Türkler'de bir kaç defa kuşatmış , fakat fethetmek 29 Mayıs 1453 te II.Mehmet'e nasip olmuştur.
Ancak İtilaf Devletleri tarafından 13 kasım 1918 de fiilen 16 mart 1920 de resmen işgal edilmiş ve 4 yıl 10 ay 23 gün işgal altında kaldıktan sonra 11 Ekim 1922 de Mudanya Ateşkes Antlaşması ile tekrar TBMM idaresine geçmiş, 6 Ekim 1923 ye Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordunun İstanbul’a girmesiyle birlikte işgal resmen sona ermiştir .
Dolayısıyla her yıl 6 Ekim İstanbul’un kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Her yıl 29 Mayıs'ta İstanbul'un fethini kutlarken ve Fatih Sultan Mehmet'i anarken , İstanbul'un kurtuluş günü olan 6 Ekim'i ve kurtuluşu sağlayan Mustafa Kemal'ide HATIRLAYALIM.
Çünkü Eğer Mustafa Kemal ve TBMM İstanbul'u İtilaf Devletlerinin işgalinden kurtarmasaydı bu gün 29 Mayıs'ta fetih gününü kutlayabilirmiydik.
İstanbul Fatih'i II.Mehmet, 30 Mart 1432’de doğmuş ve 3 Mayıs 1481’de ölmüştür, Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahıdır.
İlk olarak 1444-46 yılları arasında 12 yaşında babası ll Murat'ın yerine padişahlık koltuğuna oturmuştur . Ancak bu durumdan istifa etmek isten Hıristiyan Avrupa'nın Osmanlı Devleti alayhine bir haçlı ordusu hazırlaması üzerine Devlet erkanınıda da israrı ile koltuğunu tekrar babasına bırakmak zorunda kalmıştır.
Babası ll Murat'ın vefatı üzerine 1451 yılında 19 yaşında yeniden tahta oturmuş ve 1481 yılında muhtemelen Roma üzerine çıktığı sefer sırasında Gebze'de ölümüne kadar 30 yıl hüküm sürmüştür.
Bazı tarihçiler Fatih'in 12 yaşında çıktığı tahtı yukarıda bahsettiğim Avrupa da gelişen olaylar nedeniyle 7 yıl için babasına bırakmasını içine sindiremediğini , ancak başta Sadrazam Çandarlı Halil olmak üzere Devlet Adamlarının baskısı sonucu bu kararı almak zorunda kaldığını ileri sürmektedirler.
Bu nedenle tekrar tahta oturduğunda başta Sadrazam Candarlı Halil olmak üzere bazı muhalif Devlet Adamlarına karşılık kendisini ispatlamak ve İstanbul'u almak için 6 Nisan 1453’de İstanbul kuşatmasnı başlatmış ve 22 Nisan gecesi 72 parçalık donanmayı Kasımpaşa sırtlarından Haliç’e indirdiği gün “Ey Kostantiniyye! Ya sen beni alacaksın, ya ben seni!” diyerek bu konuda ki kararlığını göstermiştir.
"Fatih’in hayatta iki oğlu vardı. 34 yaşındaki büyük oğlu Beyazid Amasya’da, 23 yaşındaki küçük oğlu Cem Konya’da vali idi. Veziriazam derhal iki şehzadeye de ulaklar (haberciler) göndererek babalarının vefat ettiğini ve acele İstanbul’a gelmeleri gerektiğini haber verdi. İstanbul’a erken gelen şehzade tahta çıkacaktı. Bir taraftan da Fatih’in cesedi vakit kaybettirilmeden İstanbul’a getirildi ve Topkapı Sarayı’nda ıssız, ışıksız bir mekana adeta terk edildi. Evlatları taht için birbirlerini yerken, Fatih’in cesedi adeta çürümeye terk edilmişti.
Topkapı Sarayı’nda, sıcak mayıs günlerinde elbiseleri içinde bırakıldığı için Sultan'ın cesedi kokmaya başladı. Ceset tamamen çürümeden Baltacılar Kethüdası Kasım ve iki hekim elbiseleri soyduktan sonra iç organlarını çıkarttılar ve daha sonra cesedi ilaçlayarak kefenleyip, defnettiler.
Şehzade Bayezid, padişah ilan edildikten hemen sonra, yani Fatih’in ölümünden 19 gün sonra, cenazeyi Fatih Sultan Mehmet'in kendi adına yaptırdığı camiinin avlusuna defnetti.
(Prof Dr. Erhan Afyoncu Truva’nın İntikamı adlı kitabından.)
Malumunuz olduğu üzere
31 Mart 2019 tarihinde yapılan Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini CHP adayı Ekrem İmamoğlu az bir farkla kazanmıştı . Ancak seçim Ak Parti'nin itirazı sonucunda YSK tarafından 6 Mayıs 2019 tarihinde iptal edilmişti.
23 Haziranda tekrarlanan seçimi siyaset bilimi açısından ders niteliğinde sayılacak çok daha büyük bir farkla yeniden Ekrem İmamoğlu kazanmıştı.
Ancak seçimlerin bittiği günden beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Hükümet arasında ki tartışma bir türlü bitmemiş , bırakın bitmeyi artarak devam etmiş ve halâ da devam etmektedir.
Bu konuda;
Ekrem İmamoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet Han'ın türbesini eli arkasında ziyaret etmesi sırasında saygısızlık yaptığı gerekçesiyle inceleme başlatılması , İYİ Parti lideri Meral Akşener'in, Ekrem İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmed'e benzetmesi üzerine Cumhurbaşkanı'nın, "Fatih kim, siz kim" sitemi, Ulaştırma Bakanı ile İBB arasında 'metro logosu' 'U' mu olacak, 'M' mi kalacak polemiği,
Ulaştırma Bakanlığı'nın İstanbul’da inşaatını sürdürdüğü iki metro tamamlanınca bunları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devretmek yerine kuracağı yeni bir şirketle kendi işletecek olması,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının yurt dışından metro için ucuz kredi bulmuş olmasına rağmen Cumhurbaşkanı'nın bu krediyi aylardır onaylamadığı iddiası,
Günlük insan hareketliliğinin günde ortalama 20 milyonu bulan İstanbul'da 17 bin 395 taksi olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yeni taksi plakası teklifi Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantısında bakanlık yetkililerinin blok oyu ile “dokuzuncu kez” reddedilmesi, ile ilgili haberler örnek gösterilebilir.
Tüm bu polemiklerle gündemde kalan Ekrem İmamoğlu bütün enerjisini İstanbul'a hizmet etmek yerine 23 Haziran'da yakaladığı büyük halk desteğini arkasına alarak ya Cumhurbaşkanlığı adaylığına yada CHP Genel Başkanlığına çevirdiği gözlenmektedir.
Bu nedenle göreve başladığından beri icraatları yerine, genel siyaset üzerine gösterdiği tavır ve davranışlarıyla gündemde kalmayı seven bir siyasetçi profili çizmektedir.
Son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı konusundaki söylemleri ve tavrı nedeniyle her ne kadar geri adım atmış gibi görünse ve "İstanbul'un gelmiş geçmiş en başarılı belediye başkanı olacağım" dese de genel siyasi hedeflerinden vazgeçtiğni düşünmüyorum.
Malumunuz olduğu üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş "şeffaf yönetim" anlayışı ve toplumun "yoksul ve en korunmasız" kesimlerini destekleyen çalışmaları nedeniyle Londra merkezli Belediye Başkanları Vakfı (City Mayors Foundation) tarafından verilen 2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü'ne layık görüldü.
Bu ödüle paralel olarak Mansur Yavaş'ın başarısı her geçen gün artarken , Ekrem İmamoğlu'nun başarı grafiğinin her geçen aşağıya doğru inmeye başladığı görülmektedir.
Tam bu aşamada Sayın Cumhurbaşkanı ve Hükümet in Ekrem İmamoğlu’nu gündeme taşıyacak olan her türlü POLEMİKLER den kaçınması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü İstanbul'un tarihinde bir tarafta kardeşler arasında TAHT KAVGASI DEVAM EDERKEN, diğer tarafta DEFNEDİLMEYİ BEKLEYEN ÇÜRÜMEYE YÜZTUTMUŞ BİR BABANIN CESEDİ,
Günümüzde ise bir tarafta BİTMEK BİLMEYEN İSTANBUL SEÇİMİ ve ÖBÜR TARAFTA HİZMET BEKLEYEN DÜNYA KENTİ İSTANBUL ve 16 MİLYON VATANDAŞ bulunmaktadır.
Takdir ve yorum sizin.