Kendini Türk ve müslüman kabul eden hatta kendisini insan sayan herkes ; Uygur kızı Nursimangül Abdurreşid'in geçtiğimiz aylardaki feryadını dinlemeyen varsa mutlaka dinlemelidir. Hatta hepimiz dinlemeliyiz. Onun "Dört sene oldu, annemin sesini duyamıyorum; annemi babamı görmek, onlara sarılmak, insan gibi yaşamak istiyorum." diyen sesini mutlaka duymalısınız. Çin'deki soykırıma duyarsız kalınmasına isyan ederek "Ben nasıl inanırım Müslümanların, Türklerin kardeş olduğuna?" diye soran sesine mutlaka kulak vermelisiniz.
Nursimangül Abdurreşid sözlerini bitirirken sormaya devam ediyor: "Dünya neyi bekliyor, oradaki milyonlarca insanın ölmesini mi?"
Nursimangül Hanımın son sözleri, 21. yüzyıl insanlarının, İslâm âlemindeki, Türk Dünyası'ndaki bütün Müslümanların ve Türklerin vicdanlarına kazınmalıdır:
"Ben sözümü söyledim, şimdi insanlıktan cevap bekliyorum." diyen sözlerine ne zaman cevap verilecek?!
Nursimangül Abdurreşid, Abdukadir Calalidin, Abdurehim Heyit… ve milyonlarca uygur Türkü bir vefa ve insanlık beklemektedir Türk- İslam dünyasından , insanlık aleminden.
Doğu Türkistanlı Türkler, kendilerine, devletlerine, hakanlarına Türk diyen Karahanlıların çocuklarıdır. Kâşgarlı Mahmud'un, Yusuf Has Hâcib'in çocuklarıdır.
Karahanlılar, Uygurlarla beraber bütün Türklerin tarihteki büyük hanedanlarından biridir. Karahanlı bilgini Kâşgarlı Mahmud, "Türkler yirmi boydur." diyerek Oğuz'u da, Kıpçak'ı da, Başkurt'u da, Tatar'ı da, Kırgız'ı da, Uygur'u da sayar. Karahanlı hakanı Satuk Buğra Han'ın Müslüman olmasıyla Türkler İslam dünyasına girer.
Uygur Türkleri, otağında Bizans elçilerini ağırlayan İstemi Kağan'ın torunlarıdır, Tabgaç Buğra Han’ın çocuklarıdır. Uygur Türkleri bizimle aynı kutsal kitaba inanan müslümanlar, bizim de ümmeti olduğumuz Peygamberin ümmetidir. Doğu Türkistan, tarihî Türk - islam yurdudur. Nerede kendilerini ümmetçi sayanlar, nerede kendilerini Türkçü kabul edenler.
Orada sadece Uygurlar değil, Kazaklar ve Kırgızlar da yaşamaktadır. Az da olsa Özbek ve Tatar Türkleri de vardır. Nerde Özbekistan, nerede Kırgızistan, nerede Kazakistan... Yer yarıldı içine mi düştü Türk- islam dünyası....
Hangi açıdan bakarsanız bakın, tarihin hangi noktasından bakarsanız bakın Doğu Türkistan demek Türk demektir, İslam demektir! Türkiye de Türk milletinin yaşadığı, Türk milletine ait bir devlettir; "Ben nasıl inanırım Türklerin kardeş olduğuna?" diye soran Nursimangül Hanımın sesini duymalıdır. Türkiye'yi yönetenler bu sese kulaklarını tıkayamazlar. Üç beş kuruşluk ticaret yapacağım, diye Uygur Türklerini feda edemezler. Dün Barzani ile yapılan ticaret uğruna feda edilen Irak Türkmenlerin kaderi bugün Uygur Türklerinin kaderi olmamalıdır. Barzani köpeğine ezdirilen Irak Türkmenlerinin acısı henüz unutulmamışken zalim Çinin vahşeti karşısında gösterilen suskunlukla yeni acılar yaşatılmamalıdır bu millete. Daha kahredici olan güçsüzlüğümüzden değil üç kuruşluk dünyalık uğruna... Keşke güçsüz olsaydık da çıkmasaydı sesimiz...
Yeni Zelanda başbakanı, hiçbir maddi menfaat Doğu Türkistanda yaşananlara tercih edilemez derken Türk- islam dünyası bu zulme , insanlık dramına sesiz kalmayı içine nasıl sığınabiliyor. Tük ve İslam devletlerini yönetenlerin bu zilleti ve utancı halklarına yaşatma hakları yoktur. Ortada bir insanlık dramı, bir Türklük faciası vardır.
Orada bulunanlara yapılan işkenceler yetmiyor, şimdi de Türkiye'ye sığınmış Uygurları mı göndereceğiz? Suçluları iade anlaşmasının meclise gelmesi ne demek? Onaylanması ne demek! Kuldan utanmıyorsanız Allahtanda mı korkmuyorsunuz! Yoksa orası Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi? Büyük bir vebalin ortağı olacağınızın farkında değil misiniz!
Eğer Türk iseniz, eğer Müslüman iseniz, öyle olduğunuza inanıyorsanız bu vahşete göz yumamazsınız ve zalim Çinle Uygur Türklerinin hali ortadayken hiçbir ilişki içinde olamazsınız , olmamalısınız!
Yoksa siz, yüce Allah , İnneme'l-mü'minûne iḫvetün (Şüphesiz müminler kardeştir.) derken siz , Uygurlar hariç mi diyorsunuz?