https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Hüseyin Döngel


Hürriyeti gasp edilen ata yurdu: Doğu Türkistan-3

“Bu kadar matemleri ve felaketleri yaşayan Doğu Türkistan elbet birgün hürriyetine kavuşacaktır"


Günümüz Türk âleminde varlığı en ağır tehdide maruz kalan Türk topluluklarının başında Doğu Türkistan gelmektedir. Türklüğün yok edilme ve ebediyyen kaybedilme tehdidine maruz bulunan Türk yurdu da Doğu Türkistan’dır. Türk-İslam medeniyetinin tarihi merkezlerini barındıran Doğu Türkistan , öz yurdunda yaşam mücadelesi vermektedir. 
Doğu Türkistan; Asya’nın merkezinde, jeopolitik ve jeo-stratejik konumu, fiziki coğrafyası, tarihi geçmişi, kültürü, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle, bugünkü evrensel hukuk ve insan hakları çağında; hür ve müreffeh bir ülke olması gerekirken tarihin cilvesi esaret altında kalan birkaç Türk topluluğundan biridir.

  21. yüzyılda yaşanılan en büyük insan hakları ihlali kadim Türk yurdu olan Doğu Türkistan’da yaşanmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, ikinci dünya savaşından bu yana sistematik olarak Doğu Türkistan’daki Müslüman Türklere yönelik soykırım suçunu işlemektedir. Doğu Türkistan’da insan hak ve hürriyetleri emsali görülmemiş zalimane uygulamalar ile ihlal edilmekte, insan onuru ayaklar altına alınmaktadır. Komünist Parti’nin iktidara geldiği 1949 yılından itibaren; 1949-1952 tarihlerinde , 1952-1957 arasında , 1958-1960 arasında , 1961-1965 arası ve sonrasında  yapılan katliamlarda 20 milyonun üzerinde Müslüman Uygur Türkü ya Çin askeri tarafından doğrudan katledilmiş ya da Çin yönetiminin sebep olduğu kıtlık neticesinde hayatını kaybetmiştir.

Türk dili ve kültür coğrafyasının doğudaki serhaddı, binlerce yıllık ana yurdumuz, olan Doğu Türkistan, yaklaşık iki yüz elli bulan bir sürede Çin askeri işgal, talan ve istilalarını, büyük acılar çekme, ağır kayıplar verme pahasına da olsa, orantısız güç kullanan Çin’i yenilgiye uğratmayı, her türlü sıkıntıyı göğüslemeyi ve her türlü ahvalde ve şartta milli kültürünü koruyarak yurtlarının asil sahibi kalmayı başaran Doğu Türkistan Türkleri bundan önce olduğu gibi bundan sonrada haklı davalarını başarıya ulaştıracaklardır. 

Doğu Türkistan, Çinlilerin taktığı isimle “Şin – Can” yani yeni kazanılmış toprak demek. Bu kelimeyi asla ve asla kullanmayacağız ama neden “Şin – Can” dediklerini söylemek adına önemli. 
Rusya-Çin göz doymazlığı ve istilâcılığı rekabeti karşılığında, Doğu Türkistan’a mazisini unutturmak amaciyle, sahaya Çince “Sinkiang” yani “yeni müstemleke” adı verilmiştir. Bugün Doğu Türkistan Türklüğü,sözün tam mânâsiyle Çin istilâsı altında inlemekteyken az bir kısmı da Sovyet esaretindedir.

 Zulmün Asıl Sebebi: Türk- İslam Düşmanlığı
Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskı ve zulmün temel nedeni halkın Türk ve Müslüman olmasıdır. Çünkü; Çin için bölgedeki hakimiyetini büyük ölçüde kısıtlayan şey halkın Türk ve İslam kimliğidir. Halkı, Çin’in yıldırma ve yok etme politikasında güçlendiren en büyük unsur İslam’ın birleştirici ruhudur. Bunu bilen Çin yönetimi ise yıllardan beri uyguladığı zulüm politikalarında hep halkın dinini, İslam’ı ve uygur Türklüğünün milli reflekslerini hedef almakta ; halkı dinen,manen ve kültürel bakımdan yozlaştırmaya çalışmaktadır.
Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından camiler yıkıldı, toplu ibadet yasaklandı, Kur’an kursları kapatıldı, okullarda dinsizlik propagandası yapıldı. Bunların yanında dini ilimlerin öğrenilmesi ve dini bilgilere sahip öncü kişilerin(şeyh, hoca, müderris…) halkı eğitmeleri ise tamamen yasaklandı. Ama bunca şeye rağmen halk dini kimliğinden hiçbir şey kaybetmedi ve aksine daha da güçlendi. Bölgedeki İslami kimlik yok edilemedi.

Doğu Türkistan’da Müslüman olmak
Doğu Türkistan… kanayan yaramız… Güneşin doğduğu, insanlığın battığı yer…
Öz yurdunda esir olmaktır Doğu Türkistanlı olmak. 250 senedir hep zulüm görmüştür Doğu Türkistan. Milyonlarca insan katledilmiş ve şehit düşmüştür. Kur’an okumak, namaz kılmak, oruç tutmak… Kısacası Türk olmak Müslüman olarak suçtur Doğu Türkistan’da.
250 senedir vardı Doğu Türkistan’da Çin zulmü fakat 1949 yılında Mao önderliğindeki komünistlerin Çin yönetimini ele geçirmesinin ardından bölgedeki baskılar eskiye oranla daha da arttı. Komünist yönetim asimile olmayı reddeden Müslüman Türklerin  fiziksel imhasına yönelmişti. 1949’dan günümüze 20 milyonun üzerinde Müslüman Türk soykırıma uğramış , hala da zulüm ve ölüm devam etmektedir.  Ne acıdır ki dünya bu zulmü, işkenceyi, asimilasyon hareketlerini ve kahpece  imha faaliyetlerini seyretmektedir.

Doğu Türkistan’da halka uygulanan baskılar, Sırpların, Bosna’da Müslüman Boşnaklara uyguladığı baskıdan farklı değildi. Hatta ondan bile fazlaydı. İşkencelerle insanlar katlediliyor, diri diri toprağa gömülüyorlardı.
Tarihte her millet bazı özellikleri ile tanınır. Mesela; Uzak Doğu denince akla ilk Japonlar gelir. Türkler kahramanlıkları ile, Araplar kuvvetli aile bağları ile, ticarette ise hemen Yahudiler akla gelir. Çinliler ise işkenceleriyle dünyaya nam salmışlardır. İşte bu yüzdendir Doğu Türkistanda akıtılan kanının durmayışı.