https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Nasuh Durmaz


Evdeki bulgur mu, dimyatdaki pirinç mi?

Türkiye hızla 2023 seçimlerine doğru giderken ,  son dönemlerde  AK Parti'yi ayakta tutan özellikle muhafazakar  seçmenlerin kafasını karıştırmaya yönelik bir takım çabaların arttığını görmekteyiz. 


Türkiye hızla 2023 seçimlerine doğru giderken ,  son dönemlerde  AK Parti'yi ayakta tutan özellikle muhafazakar  seçmenlerin kafasını karıştırmaya yönelik bir takım çabaların arttığını görmekteyiz. 

Örneğin , geçtiğimiz günlerde muhafazakar çevrenin önde gelen yazarlarından  Sayın Ahmet Taşgetiren    Ak Parti  kadrolarında ki bozulmaları gündeme getirmek için Karar Gazetesindeki köşesinde  yazmış olduğu "Evdeki bulgur '21/09/2021 başlıklı yazısında;

"Evdeki bulgura razı olalım, Yooo olmayalım, o bulgur kurtlandı çünkü, böceklendi, mayası değişti. En azından bunu söyleyelim. ki bulgurun kurtlardan, böceklerden temizlenmesi mümkünse, mayasının düzelmesi mümkünse o yapılsın.

Sorayım hocalarımıza: Evdeki bulgurun böcekli halinden sizlere yemek yapsalar ve önünüze koysalar pirinci aramaktan vazgeçip bunu yer miydiniz"? diye sormuştu.

Ve bu yazıya cevaben de muhafazakar çevrenin ileri gelenlerinden ve söz sahibi hocalarından  olan Sayın Hayrettin Karaman , Yeni Şafak gazetesinin  manşetinden ; 

“Yemeyince açlıktan öleceksem, daha temizini buluncaya kadar yerdim. Hayatta kalınca da temizlemek için elimden geleni yapardım. "diyerek karşılık vermiş,  

ve aynı tartışmaya Sayın Akif Beki' de , Hayrettin Karaman' ın  geçmişten günümüze Ak Parti'ye destek vermek için   yazmış olduğu yazılardan alıntılar yaparak  katılmıştı . 

"Dedim dedi”, 26 Eylül 2021:

-Daha fazlasının peşinde koşarken elde edilmiş kazanımları kaybetme hesapsızlığından  sakınılmalı.

İktidara zarar, muhalefete koz verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikayetle doğruları söylemek caizdir diyemem” 

Kötüyü Ayıklamak”, 14 Haziran 2019:

Dostlar, ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ akla ve hikmete uymaz.

Doğrucu Davut Olmak 13 Haziran 2019

Doğrucu Davutluk adına düşmana fırsat vermek ve bindiğimiz dalı kesmek de makul ve meşrudur diyemem!”

..asıl maksadım, yalnızca doğruyu söylemenin yetmediği ve her zaman caiz olmadığı...

...düşmanın, zalimin, kötü niyetli kimselerin işine yarayacak doğruyu söylemek fazilet değildir.

İktidarın yanlışlarını söyleyip “Doğrucu Davutluk” yapmamak gerekirdi!

Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.”
 ( Hayrettin Karaman )

﴾Nisa  Suresi 135﴿" Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız Her şeyden haberdardır."

Malumunuz olduğu üzere "Dimyata Pirince giderken Evdeki Bulgurdan olmak"  deyimi , evdeki bulgurun artık bayatlayıp bozulmaya başladığını düşünerek  beğenmeyip yada artık  bulgur ile yetinmeyip, 
daha iyisini bulmak için yeni  bir arayışa girmesini  ifade etmektedir. 

Bu deyişin  son günlerde  muhafazakar camiada dolaşıma sokulması  ; kafası karışan  bazı vatandaşların  kafasını biraz daha karıştırmak olduğu  çok açık ve net olarak anlaşılmaktadır. 

Kamuoyunun büyük çoğunluğu  tarafından  AK Partinin ilk on yılında Milletin hayat standartlarını ve refahahını yükseltmiş olduğuna  ve fert başına düşen milli gelir arttırdığına gelir dağılımında  olabildiğince adeletli  davrandığına inanılmaktadır. 

Ancak  son yıllarda salgınında  etkisiyle  birlikte  ağırlaşan hayat pahalılığının gelir dağılımında orta sınıf aleyhine ciddi şekilde bozulması ve  kamuoyuna yansıyan  şuyuu  vukuundan  beter haberlerden dolayı oldukça şikayetçi , son derece  kırgın ve  kızgın   olmasına  rağmen  iktidarın yerine muhalefeti getirme konusunda , çok ihtiyatlı davrandığı da  göz ardı  edilmemelidir 

Ayrıca seçmenlerin oy verme tercihlerini çok büyük oranda rasyonel olmak yerine  duygusal faktörlere dayalı olarak belirlediği "seçmen sadakati"kuralı hatırlatmak isterim. 

Şöyle ki ; Ülkemizdeki  seçmenlerin büyük bir çoğunluğu taraftarı olduğu  partinin izlediği politikalardan kişisel olarak zarar görmesine rağmen parti  değiştirmeyi kolayca düşünmediğini ortaya koymaktadır. 

Ayrıca Vatandaşların büyük bir  çoğunluğu ",GELEN GİDENİ ARATIR " MI endişesi içerisinde  muhalefete yeterince güvenmiyor  ve bu aşamada  muhalefetinde alternatif olma konusunda yeterince inandırıcı   olamadığı anket sonuçlarından ve kararsız seçmen sayısındaki artıştan  anlaşılmaktadır. 

Bu nedenle seçim gününe kadar daha nice senaryolar yazılıp oynanacak bu arada , kimler evdeki bulgura razı olacak , kimler  Dimyat'a pirince gidecek  bekleyip  görelim ve bu arada  kıssadan hisse bir Nasreddin Hoca fıkrası noktayı koyalım. 

Nasreddin Hoca, "birine" 
kızmış.

Kibriti almış, Akşehir Gölü'ne doğru koşuyor.

"Hocam" demişler:

- Bu ne öfke, nereye gidiyorsun?

- Kafama koydum. Akşehir 
Gölü'nü yakacağım.

- Hocam, kibritle göl yakılır mı?

- Yakamasam bile, "Cıs" dedirtirim ya.

Takdir ve yorum sizin.