Türkiye hızla 2023 seçimlerine doğru giderken , son dönemlerde AK Parti'yi ayakta tutan özellikle muhafazakar seçmenlerin kafasını karıştırmaya yönelik bir takım çabaların arttığını görmekteyiz.
Örneğin , geçtiğimiz günlerde muhafazakar çevrenin önde gelen yazarlarından Sayın Ahmet Taşgetiren Ak Parti kadrolarında ki bozulmaları gündeme getirmek için Karar Gazetesindeki köşesinde yazmış olduğu "Evdeki bulgur '21/09/2021 başlıklı yazısında;
"Evdeki bulgura razı olalım, Yooo olmayalım, o bulgur kurtlandı çünkü, böceklendi, mayası değişti. En azından bunu söyleyelim. ki bulgurun kurtlardan, böceklerden temizlenmesi mümkünse, mayasının düzelmesi mümkünse o yapılsın.
Sorayım hocalarımıza: Evdeki bulgurun böcekli halinden sizlere yemek yapsalar ve önünüze koysalar pirinci aramaktan vazgeçip bunu yer miydiniz"? diye sormuştu.
Ve bu yazıya cevaben de muhafazakar çevrenin ileri gelenlerinden ve söz sahibi hocalarından olan Sayın Hayrettin Karaman , Yeni Şafak gazetesinin manşetinden ;
“Yemeyince açlıktan öleceksem, daha temizini buluncaya kadar yerdim. Hayatta kalınca da temizlemek için elimden geleni yapardım. "diyerek karşılık vermiş,
ve aynı tartışmaya Sayın Akif Beki' de , Hayrettin Karaman' ın geçmişten günümüze Ak Parti'ye destek vermek için yazmış olduğu yazılardan alıntılar yaparak katılmıştı .
"Dedim dedi”, 26 Eylül 2021:
-Daha fazlasının peşinde koşarken elde edilmiş kazanımları kaybetme hesapsızlığından sakınılmalı.
İktidara zarar, muhalefete koz verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikayetle doğruları söylemek caizdir diyemem”
Kötüyü Ayıklamak”, 14 Haziran 2019:
Dostlar, ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ akla ve hikmete uymaz.
Doğrucu Davut Olmak 13 Haziran 2019
Doğrucu Davutluk adına düşmana fırsat vermek ve bindiğimiz dalı kesmek de makul ve meşrudur diyemem!”
..asıl maksadım, yalnızca doğruyu söylemenin yetmediği ve her zaman caiz olmadığı...
...düşmanın, zalimin, kötü niyetli kimselerin işine yarayacak doğruyu söylemek fazilet değildir.
İktidarın yanlışlarını söyleyip “Doğrucu Davutluk” yapmamak gerekirdi!
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.”
( Hayrettin Karaman )
﴾Nisa Suresi 135﴿" Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız Her şeyden haberdardır."
Malumunuz olduğu üzere "Dimyata Pirince giderken Evdeki Bulgurdan olmak" deyimi , evdeki bulgurun artık bayatlayıp bozulmaya başladığını düşünerek beğenmeyip yada artık bulgur ile yetinmeyip,
daha iyisini bulmak için yeni bir arayışa girmesini ifade etmektedir.
Bu deyişin son günlerde muhafazakar camiada dolaşıma sokulması ; kafası karışan bazı vatandaşların kafasını biraz daha karıştırmak olduğu çok açık ve net olarak anlaşılmaktadır.
Kamuoyunun büyük çoğunluğu tarafından AK Partinin ilk on yılında Milletin hayat standartlarını ve refahahını yükseltmiş olduğuna ve fert başına düşen milli gelir arttırdığına gelir dağılımında olabildiğince adeletli davrandığına inanılmaktadır.
Ancak son yıllarda salgınında etkisiyle birlikte ağırlaşan hayat pahalılığının gelir dağılımında orta sınıf aleyhine ciddi şekilde bozulması ve kamuoyuna yansıyan şuyuu vukuundan beter haberlerden dolayı oldukça şikayetçi , son derece kırgın ve kızgın olmasına rağmen iktidarın yerine muhalefeti getirme konusunda , çok ihtiyatlı davrandığı da göz ardı edilmemelidir
Ayrıca seçmenlerin oy verme tercihlerini çok büyük oranda rasyonel olmak yerine duygusal faktörlere dayalı olarak belirlediği "seçmen sadakati"kuralı hatırlatmak isterim.
Şöyle ki ; Ülkemizdeki seçmenlerin büyük bir çoğunluğu taraftarı olduğu partinin izlediği politikalardan kişisel olarak zarar görmesine rağmen parti değiştirmeyi kolayca düşünmediğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca Vatandaşların büyük bir çoğunluğu ",GELEN GİDENİ ARATIR " MI endişesi içerisinde muhalefete yeterince güvenmiyor ve bu aşamada muhalefetinde alternatif olma konusunda yeterince inandırıcı olamadığı anket sonuçlarından ve kararsız seçmen sayısındaki artıştan anlaşılmaktadır.
Bu nedenle seçim gününe kadar daha nice senaryolar yazılıp oynanacak bu arada , kimler evdeki bulgura razı olacak , kimler Dimyat'a pirince gidecek bekleyip görelim ve bu arada kıssadan hisse bir Nasreddin Hoca fıkrası noktayı koyalım.
Nasreddin Hoca, "birine"
kızmış.
Kibriti almış, Akşehir Gölü'ne doğru koşuyor.
"Hocam" demişler:
- Bu ne öfke, nereye gidiyorsun?
- Kafama koydum. Akşehir
Gölü'nü yakacağım.
- Hocam, kibritle göl yakılır mı?
- Yakamasam bile, "Cıs" dedirtirim ya.
Takdir ve yorum sizin.