Benliğinde, kişiliğinde, karakterinde ve soyunda bulunan iyi niteliklerini sonradan kaybetmeye, yitirmeye yozlaşma denir.
Günümüz dünyasında geliştirip yaymamız gereken güzel hasletlerimizi yok ediyoruz.
İnsanlar var olan iyi ve güzel özelliklerini neden hoyratça tüketir?
Birey veya toplum kendi öz değerlerinden neden uzaklaşır?
Var olan düzenin ve sistemin iyi işleyen bir parçası olmaz, içinde yaşadığı topluma karşı yabancılaşır ve toplumsal yozlaşmanın parçası olur.
Mesleki yozlaşma ile çalışma hayatında iş verimliğini düşürür, çalışma barışını bozar, kendisi ve paydaşları için tehlike oluşturacak eylem ve fiillerin içine girer.
Toplumun her alanına nüfus eden yozlaşma ahlaka da sirayet eder.
Bunun sonucunda kültür, sanat, siyaset, teknik, bilim konusunda ki değerlere karşı da yabancılaşma başlar.
İslam dini Müslümanlara uymaları için emir ve yasaklar koyar.
Güzel ahlaklı olanların huzurlu ve mutlu olacaklarını söyler.
Her mesajı ile toplumsal değerleri yüceltmeye çalışır.
Toplumda ki bireyler tarafından sosyal hayatta yaşanan ve yaşatılan fiili durumlar da bu alanda ciddi bir yozlaşmanın yaşanmasına sebep olur.
Bunların sonucu olarak; korkunç bir çürüme, büyük bir çöküş ve hızlı bir tükeniş başlar.
Dünya da ve ülkemizde derinleşen insani krizlerin temelinde de yozlaşma var.
Güçlü ve kudretlilerin zalimleştiği, gaddarlaştığı bir evrende eşitliği, adaleti sağlamak her geçen gün daha da imkânsız hale geliyor.
Üstün insan olmanın yolu, bireysel çıkar çatışması yaşadığın anda adil ve adaletli olabilmekten geçer.
Adaletli olmak, aynı zamanda cesur olmayı gerektirir.
Toplumlarda sarsılan adalet duygusunu sağlayacak en büyük yargıç da vicdandır.
Toplumun vicdan pusulasının şaşması yozlaşmayı daha da derinleştirir.
Güven azalır, çıkarcılık ve bencillik gırla gider.
Adam Phillips "Yozlaşma karşısında azami adaleti sağlayabilmek için kendi masumiyetini koruman gerekir: Değerli bir şeye ihanet edip etmediğinin kendi içinde daima ayırdında olmalısın." der.
İnsanoğlu olarak ölümlü olduğumuzu unutmayalım.
Yozlaşmaya karşı evrensel değerleri hatırlayalım.
Biraz sakin ve dingin kalarak bu konu ile ilgili belleğimizde ilkesel yargılar oluşturalım.
Umudumuzu kaybetmeden tüm dünya insanları için merhamet, şefkat ve sevgi istemeye devam edelim.
Adil, adaletli ve tarafsız bir dünya düzeni hepimizin ideali olsun.
Ruhumuzda ki sızının toplumsal ahlaka, toplumsal ahlakın bireysel erdeme evrildiği, vicdanlı bir dünya hepimizin hakkı.