Verilere göre Türkiye ekonomisi yılın 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 büyüdü.
Buna göre ihracat 3. çeyrekte yıllık yüzde 25,6 arttı.
Ana gruplara bakıldığında yıllık yüzde 7,4'lük büyümeye en yüksek katkının net ihracattan geldiği izlendi. Buna göre ihracat 6,8 puanlık katkı verdi.
Sanayide büyüme yüzde 10 olurken;
Sektörel bazda bakıldığında TARIM SEKTÖRÜNDEKİ DARALMA dikkat çekmektedir.
Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 14,6 azalarak 37 milyar 876 milyon dolardan, 32 milyar 351 milyon dolara gerilemişti. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ocak-Eylül döneminde yüzde 75,8 iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 83,3'e yükselmişti.
Üçüncü çeyrek performansı Türkiye'yi G-20 içinde ikinci sıraya taşıdı. G-20 içinde Hindistan yüzde 8,4'lük büyümesiyle ilk sırada yer aldı. G-20 içinde Türkiye'yi yüzde 6,6 ile İngiltere, yüzde 4,9 ile Çin takip etti.
30 Kasım 2021
Bloomberg HT
"ATB Başkanı Ali Çandır, Antalya'nın 2021 yılı 11 aylık döneminde, geçen yıla göre ihracatta yüzde 28.4 artışla 1 milyar 663 milyon dolara ulaştığını açıkladı.
Tarım sektörünün toplam ihracattaki payı yüzde 3 büyüyerek yüzde 56.6'ya çıktı.
Tarım ihracatında Antalya ilk defa yıl sonu itibarıyla 1 milyar dolar seviyesini aşarak yeni bir rekor bekliyoruz" dedi.
(06.12.2021Haberimizvarnet)
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)Genel Başkanı Şemsi Bayraktar;
"Bu sene kuraklığın etkisiyle küçülen tarım sektöründe, önümüzdeki yıl kuraklığın yanında yetersiz gübre kullanımı da büyük bir risk olarak görülmektedir. Son bir yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 441, üre gübresi yüzde 394, amonyum nitrat gübresi yüzde 373, DAP gübresi yüzde 259 ve 20.20.0 kompoze gübresinde yüzde 236’lık bir artış yaşandı. Bu dönemde mazot fiyatı yüzde 38, besi yemi yüzde 51,4, süt yemi yüzde 60, elektrik fiyatları ise yüzde 56 oranında arttı.
Gübre fiyatlarının anormal artışı karşısında destekler artırılmalı mazotta olduğu gibi gübre fiyatının yüzde 50’si destek olarak verilmeli, destek verilmeyen karma yem ve bitki koruma ürünlerine de destek getirilmelidir. Ülkemizde ithal enflasyonun ve stokçuluğun panzehiri üretimdir. Üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur.”
02/12/2021 Yeşil Gazete.
“Milli ekonominin temeli ziraattır. Bunun içindir ki, ziraatta kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır."
(Mustafa Kemal Atatürk
1 Kasım 1937)
Atatürk zamanında 1930’lu yıllarda İtalya’dan bir portal cinsi getirildi ve Mersin Antalya ve Ege’nin bazı bölgelerinde aşılanmış; İskenderun Demir Çelik fabrikası, Nazilli Basma fabrikası, Kayseri Sümerbank tekstil fabrikası, Şişecam fabrikası, Aliağa rafinerisi ve daha birçok fabrika Ruslar tarafından yapıldı ve ödemesi portakalla yapılmıştı.
Türk sanayisinin omurgasını oluşturan bu tesisler sayesinde, hem on binlerce insan iş sahibi olmuş hem de Türkiye milyarlarca dolarlık ithalattan kurtulmuş ve
dışa bağımlılık azalmıştı.
Aynı yıllarda Çay Rize’ye getirtilip ekimi sağlanmış ve 1927’de çıkartılan bir yasayla; “fındık fidesinin” ihracatının yasaklanmış ve devamında fındık kongresi toplanması sağlanmıştı.
Çiftcilerden alınan Aşar Vergisi Cumhuriyet tarihinin ilk bütcelerinden genel bütçe gelirinin yaklaşık %40’ını oluşturmaktaydı.
Buna rağmen 17 Şubat 1923
İzmir İktisat Kongresinde alınan karar gereğince
17 Şubat 1925’te çıkarılan bir kanunla Aşar vergisi kaldırılarak yerine Arazi Vergisi konulmuştu.
Daha sonraki yıllarda çiftçiye kredi sağlamak amacıyla Ziraat Bankasında yeni düzenlemeler gerçekleştirilmiş ve
Traktör kullanımı teşvik edilerek Tarım ve Kredi Kooperatifleri , Yüksek Ziraat Enstitüleri ve
Örnek Devlet Çiftlikleri kurulmuş tohum ıslah istasyonları açılarak
Böylece Türkiye’de tarımın gelişmesi için önemli hamleler gerçekleştirilmişti.
"Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sadece ülkenin değil tüm dünyanın olumsuz koşullardan etkilendiğini, buna rağmen tüm imkanların Türk çiftçisi, üreticisi için seferber edildiğini ; Ekimde rekor destek ödemesi yapacağız. 266 bin 419 çiftçiye toplam 773 milyon 269 bin lira destek ödemesi yapılacak" dedi.
(1 Ekim 2021 AA)
Geçmişten günümüze vermiş olduğumuz notlar çerçevesinde ; son günlerde İnsanın hayatını sürdürebilmesi için başkalarından gelecek gıdalara UMUT BAĞLAMAMASI ile ilgili "Elden gelen öğün olmaz oda vaktinde bulunmaz" atasözünü NEDEN çok sık duymaya başladık.?
Takdir ve yorum Sizin .
