Kayserispor, bu hafta sahasında ligin orta sıralarında yer alan takımlarından Alanyaspor’u ağırlayacak. Ligde her puanın altın değerinde olduğu bir dönemde bu maç, yalnızca üç puan mücadelesi olmayacak. Bu maç aynı zamanda sezonun kırılma noktalarından biri olma potansiyeli de taşıyor. Hafta boyunca sürdürülen çalışmalar tamamlandı, teknik heyet kadroda eksik diye düşünülen isimler olmasına rağmen planını yaptı ve oyuncularını sahaya çıkmaya hazır bir şekilde bekliyor. Eksikler konusu ise asıl can sıkan nokta diyebiliriz.
Carole zaten uzun süredir yok. En azından 3 veya 4 hafta sahalardan uzak kalacağı ifade ediliyor. Şimdi bir de eksikler arasına Furkan eklendi. Son oynanan maçta gördüğü kart nedeniyle sarı kart cezalısı, bir de maçın 90. Dakikası, bitti diye düşünürken Yasin Kol itiraz ediyor diye ikinci sarıdan oyundan attığı Mendes var ki ne desem bilemiyorum.
Bu isimlerin yokluğu, özellikle savunma kurgusunda Kayserispor’u ciddi şekilde zorlayacak gibi görünüyor. Çakma mevki oyuncuları zaman zaman bizlere zor anlar yaşatıyor ki bir yenisini bu maçta göreceğiz gibi geliyor. Kulübenin derinliği belli, rotasyon sıkıntısı ortada. Takım sahaya çıkacak çıkmasına ama elindeki malzemenin kısıtlılığı herkesin malumu. Yine de bu oyuncular sahaya terinin son damlasına kadar mücadele etmek için çıkacaklar.
Milletvekili Baki Ersoy yine tribünleri hareketlendirmek için hem çağrıda bulundu hem de bilet hediye edeceğini duyurdu. Kendisinin bu konudaki samimi gayretlerini kimse inkâr edemez. Yıllardır tribün dolsun diye mücadele veren isimlerden birisi. Fakat şu soruyu sormanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan taraftarımız tribünleri doldurmak için her seferinde bir kişi veya yerin işaretini mi bekleyecek?
Kayserispor bu şehrin takımı değil mi? O halde neden tribünler, ancak birileri bilet dağıtınca dolacak gibi bir hava oluşturuluyor? Bu şehir kendi takımına kendi iradesiyle destek veremeyecek kadar mı duyarsızlaştı? Zor günde takımına sahip çıkmayan taraftar, iyi günde stat kapısında yer bulamaz; bunun adına taraftarlık değil, fırsatçılık denir.
Belki sezonun kader maçlarından biri olacak. Eksikler var, sıkıntılar var ama hâlâ umudumuzu kaybetmediğimizi de buradan belirtmek isterim. Bu umut, tribünler dolarsa büyür; tribünler boş kalırsa sahadaki ayaklar ağırlaşır ve ortaya konacak bir performans da olmaz.
Eğer takımı yalnız bırakmazsak 90 dakika boyunca destek verirsek, sıkıntıları kenara itecek bir sonuca imza atabiliriz. Bu da oyuncuların özgüveni artırır.

