Cumartesi günü deplasmanda Eyüpspor’a konuk olacak temsilcimiz Kayserispor için artık yolun sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Kazanmaktan başka çaremizin olmadığı bu maçla ilgili ne söyleyebiliriz ki? Ligin alt sıralarında sıkışıp kalan iki ekibin mücadelesi, aslında yalnızca üç puandan ibaret değil; adeta bir kader maçı olacak gibi görünüyor. Bu maçın galibi ligde bir nebze olsun rahat nefes alacak, kaybeden ise kendisini resmen ateşe atacak ve düşme hattına biraz daha yaklaşacak. Dolayısıyla cumartesi günü oynanacak karşılaşma, teknik direktörden futbolcuya, yönetimden taraftara herkesin kaderini etkileyecek bir hesaplaşmaya neden olacak.
Tam da böyle kritik bir maçın öncesinde, TFF tarafından yapılan hakem ataması ise ilimiz spor gündemine bomba gibi düştü. Son haftalarda Galatasaray cephesinden bu hakemle ilgili sert tepkiler yükselmiş hatta ‘hakem lisansını sona erdirin’ çağrıları yapılmıştı. Galatasaray cephesi bunla da kalmayıp TFF Başkanı Hacıosmanoğlu'nu ziyaret ederek “Maçlarımıza atamayın” diye açık ve net bir şekilde söylemde de bulunmuşlardı. Gelin görün ki tüm yaşananlara rağmen TFF, bu hakeme ödül vererek ilginç bir tercihle bizim maçımıza gönderdi.
Aklıma 'Bizim maç, bir test sahası mı? Bir denge hamlesi mi? Yoksa başka bir mesaj mı verilmek isteniyor? sorusu geldi.
Galatasaray’ın istemediği, hatta hakkında kamuoyu oluşturduğu bir hakemin böylesine kritik bir Kayserispor–Eyüpspor karşılaşmasına verilmesi, “Neden biz?” sorusunu aklımıza getiriyor. Sanki büyüklerin istemediği hakemi, ‘buyurun siz uğraşın’ der gibi bizim maçımıza atıyorlar. Bu kritik haftada hem puan mücadelesi vereceğiz hem de bir hakemin geçmiş tartışmalarının gölgesinde 'acaba bizim maçta ne yapacak?' düşüncesi ile maça çıkacağız.
Elbette futbol sahada oynanır. Ama sahayı yöneten kişi güven vermiyor. İşte bu güvensizlik de bizi farklı düşüncelere itiyor. Oyuncu tedirgin, taraftar endişeli, teknik ekip gereğinden fazla temkinli bir şekilde maça çıkacak. 'Bu ortamda adil bir rekabetten söz edebilmenin imkânı var mı?' sormak isterim.
Kayserispor’un bu sezon zaten yeterince sıkıntı yaşadığı ortada. Bir de üzerine tartışmalı bir hakemin baskısı bindirilince, işin rengi değişti. Futbol Federasyonu gerçekten adalet ve denge istiyorsa, özellikle böyle hayati maçlarda çok daha hassas davranmalıdır. Çünkü alınacak kararlar sadece bugünü değil, bir kulübün gelecek planlarını da etkileyecektir.
Cumartesi günü hep birlikte göreceğiz. Sahada ter dökenler mi kazanacak, yoksa tartışmaların gölgesi mi? Kazanan umarım temsilcimiz olur diyerek başarı dileklerimi belirtmek istiyorum...

