Pandemi döneminin sarsıcı ekonomik, jeopolitik sonuçlarıyla bütün Dünya gibi Türkiye de yüzleşmeye başladı .
Avrupa’da enerji fiyatları yüzde 150 nin üzerinde arttığını biliyoruz.ABD’de yüzde 39’luk fiyat artışları yaşanıyor. İkinci el araç fiyatları sadece bir ayda yüzde 12 artmış. Avrupa’da; doğal gaz fiyatları yüzde 250 - 300 arttı. Ayçiçeği yüzde 30 artmış. Almanya’da TÜFE yüzde 18,4 artmış. Gıda fiyatları Fransa’da yüzde 28, Avrupa genelinde yüzde 34,4 artmış durumda.
Salgın nedeniyle Dünyada ve Türkiye de Turizm sektörünün hali ortada . Enerji’de, doğalgazda büyük ölçüde dışa bağımlıyız.
Muhalefet partileri ise bu durumu iç siyasi malzemeye dönüştürüp Türkiye’ye karşı silah olarak kullanmaya çalışmaktadırlar.
Bu nedenle Türkiye' ye yönelik içeriden-dışarıdan dört koldan bir saldırı planı uygulanmaktadır.
Fetö ve Pkk ' nında içinde bulunduğu çok geniş bir çerçevede yürütülen “organize” bir çalışma ile
Türkiye’nin temelleri hedef alınarak ekonomik sorunlar silaha dönüştürülüp toplumsal çatışma zemini hazırlanmaya çalışılmaktadır.
ABD ve Avrupa ile ortak çalışılarak yeni bir gezi iç isyan denemesi yapılmaya çalışılmaktadır.
Ak Parti Hükümeti ise düşük faiz , yatırım , isdihdam , rekabetci kur ve ihracat odaklı bir ekonomi politikasına yönelmiştir.
Böylece pandemi dönemiyle döviz kazandırıcı hizmetlerin ön plana çıkması ile beraber ihracata dayalı rekabetçi kur sistemine dayalı bir büyüme modeli uygulamaya başlamıştır.
İhracat dayalı büyüme modeli faydalarına baktığımızda;
Döviz girdisinin artması ile beraber ülkemiz ihracatının ithalatı karşılama oranı yükselmekte ve bu da toplam olarak satınalım gücümüzün artmasına imkan sağlamaktadır.
Dünya sıralamasında gayri safi milli hasıla verileri üzerinden üst sıralarda yer almak toplam refah seviyesinin arttırılmasını beraberinde getirmektedir.
(Gözde Engin
İstanbul 25.02.2021)
"Rekabetçi kur ihracatçıların ortaya attığı bir yaklaşım ve ‘bir ülkenin para birimi yabancı paralara karşı değer kaybederse o ülkenin ihracatı artar’ şeklinde özetlenebilecek bir ekonomi hipotezine dayanıyor. Ekonominin en iyi bilinen hipotezlerinden birisi paranın dış değeriyle dış ticaret arasındaki ilişkiyi ortaya koyan yaklaşımdır. Ülke parası yabancı paralara karşı değer kaybederse ihracat ucuz hale geleceği için artar, ithalat ise pahalı hale geleceği için azalır. Doğru bir hipotezdir bu. Ama her hipotez, altındaki varsayımlar ve çevrelendiği koşullarla ele alınıp değerlendirilmelidir."
(Mağfi Eğilmez.
Kasım 01, 2020)
IMF, Türkiye ekonomisinin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 5,8'den yüzde 9'a yükseltti. Çin yüzde 8, Euro Bölgesi yüzde 5
14 Ekim 2021 09:08
(Mağfi Eğilmez . T 24)
Geçmişten günümüze Türkiye’de haklı olarak eğer döviz kuru ve enflasyon yükselirse ekonomi kötü demektir algısı vardır .
Bu nedenle son günlerdeki döviz kurundaki hareketlilik neticesinde yine halkımız paniklemiş ve ortalık yangın yerine dönmüştür.
Bu nedenle yine aynı faiz lobisi mantığı ile kur çıkarsa faizi yükselt. Kur biraz düşsün. Sonra faizi yeniden yükselt . Aynı kısır döngü devam etsin ve hep faiz lobisi kazansın mantığı harekete geçirilmek istenmektedir.
Bu durumda uygulanmak istenen yeni politika muhatapları na ve halka tam olarak anlatılamadığı için yaşanmakta olan belirsizliğin etkisi beklenenden büyük ve bir manipülasyona neden olmaktadır.
Bu gün ki ekonomik sıkıntı pandami nedeniyle artan tedarik zincirindeki aksamalar ve tüm Dünyada artan enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle hükümetin tercihi ve icraatı ile ilgili bir sorundur.
Hükümet doğru yada yanlış yapar . Yanlış yapan hükümet, hesabını sandıkta verir , sonucuna katlanır ve ilk seçimde gitmek zorunda kalır.
Demokrasinin gereği de bu değil midir ?
Ancak 23 Kasım dan beri özellikle Fetö ve Pkk yandaşları nın sosyal medyayı kullanarak yaptıkları kışkırtıcı sokak çağrıları ancak ve ancak bulanık suda balık avlamak isteyenlerin işine yarayacaktır.
AK Parti iktidara geldikten sonra milletin ekmeğini büyüttüğü, refah seviyesini yükselttiği için girdiği her seçimi kazandı. 2 - 3 bin dolardan aldığı milli geliri 11- 12 bin dolara kadar yükseltmeyi başardı ve yaklaşık 20 yıldır Milletin çoğunluğunun tercihi ile iktidarını sürdürmektedir.
Ancak salgının etkilerinin son günlerde tüm Dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de hissedilmeye başlamasıyla birlikte bir takım sıkıntıların yaşanması kaçınılmaz olmaktadır.
"Ülkemizi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışı üzerinden oynadıkları oyunu görüyor, kendi oyun planımızla devam etme irademizi ortaya koyuyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Yüksek faiz-düşük kur kısır döngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız. Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücrette de sürdüreceğiz" diyerek yeni ekonomi politikasının stratejisini belirlemiştir.
" Büyük ekonomik buhranların büyük siyasi sonuçları olur.
Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur."
(Süleyman Demirel)
Bekleyelim görelim ve kararımızı 2023 te sandıkta verelim diye düşünüyorum.
Takdir ve yorum Sizin .