Malumunuz olduğu üzere, "Yüz yüze eğitimin başlamasıyla üniversite öğrencileri en büyük problemlerinden biri olan barınma, yüksek kira ve yurt ücretleri nedeniyle hala yerleşecek bir yer bulamadıkları gerekçesiyle "BARINAMIYORUZ HAREKETİ”ni başlatmışlar ve halen devam etmektedirler.
Haberler.com Mesut Şahin - 21 Eylül 2021
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun, Hürriyet Gazetesi’nden Abdulkadir Selvi'ye 22 Eylül de yaptığı açıklama ya göre; Ülkemizde yaklaşık 8 milyon civarındaki üniversite öğrencisinin ortalama yüzde 8’ini oluşturan yaklaşık 640 - 650 bin öğrenciye karşılık Kredi ve Yurtlar Kurumu’na yerleşmek için bu yıl 624 bin 136 başvuru yapıldığını ve 22 Eylül itibariyle 362 bin öğrencinin asil, 35 bin yedek olarak yerleştirildiğini ancak pandemi nedeniyle 2 yıldır başvuru almadıklarını ancak önceden kayıtlı olup fakat gelmeyen öğrencilerinde bu yıl gelmesi ve yeni başvuran öğrencilerle birlikte bir yoğunluk oluştuğunu, ancak devam eden süreçte her yıl olduğu gibi yine yüzde 90 civarında yerleştirme yapacaklarını ifade etmektedir.
O halde bu aşamada KYK’da 700 binin üzerinde yatak kapasitesi olmasına rağmen bu yıl başvuru yapan 624.136 öğrenci halâ niçin yerleştirilemediği sorusuna cevaben geçen yıllardan itibaren kayıtlı ve yurtlarda barınmaya devam eden üst sınıflardaki öğrencilerin varlığını da hatırlatmak isterim.
Toplam öğrenci sayısının sadece yüzde 8'inin devlet yurtlarına başvuruda bulunduğunu fırsat bilen tarikat ve özel yurtların sayısının son yıllarda üç katına çıktığı ve hükümetin yurt politikası nedeniyle üniversite öğrencilerini tarikat ve cemaat yurtlarına mecbur bırakıldığı iddia edilmektedir.
Bu iddialara karşılık AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “yurt yapılmadığı ve gençlerin cemaat ve tarikat yurtlarına muhtaç bırakıldığı” yönündeki eleştirilere 2002’de 190 civarında yurt sayısını 800’lere yatak kapasitesi 183 binden 700 binlerin üzerine çıkararak yıllık başvuru olan yüzde 8’lik başvuruya yetecek sayıda yurt yaptıklarını ve çok sayıda inşaatı devam eden yurt binalarının bulunduğunu dolayısıyla söz konusu iddiaların doğru olmadığını haksızlık olduğunu ve reddettiklerini ifade etmiştir.
Sorunun bir başka kaynağının da TÜİK'in bir türlü hesaplayamadığı fahiş kira artışları ile birlikte son yıllarda elektriğe, doğalgaza ve gıda fiyatlarına yapılan, zamların sonucunda artan ‘YÜKSEK ENFLASYON’dan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Çünkü TÜİK tarafından 3 Eylül‘de açıklanan Ağustos ayı TÜFE oranlarına göre kira artış oranının yüzde 15,78 yıllık bazda ise 18,95 olarak gerçekleştiği açıklamış fakat inandırıcı bulunmamıştır.
Zira "Eylül ayı başında elde edilen son dakika verilerine göre Türkiye genelinde kiralar son 1 yılda ortalama yüzde 55 arttı. Bölge ve il bazında farklılıklar görülse de kira artışından etkilenmeyen yerleşim birimi yok. Ev kiralarındaki en hızlı artış yüzde 161 ile Nevşehir'de görülürken megakent İstanbul'da ortalama kira artışı yüzde 80'leri buldu"
(Sabah.com.tr 02/07/2021)
" TÜİK verilerine göre, 2018'den bu yana mesken abonelerinin elektrik faturaları yüzde 122 civarında zamlandı"
(2-7- 2021 Tuba Altunkaya Euronews)
BOTAŞ, 1 Eylül’den itibaren geçerli olmak üzere konut tarifesinde değişiklik yapmazken sanayi tarifesinde yüzde 15, doğalgaz santrallerine uygulayacağı tarifede ise yüzde 15 zam yaptı.
KAMUAR’ın 'Halkın Enflasyonu' araştırmasına göre, gıda fiyatlarında ağustos ayında, bir önceki aya göre yüzde 3,5 oranında artış yaşandı. Temel gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 40’a yaklaştı.
(22-Ağustos 2021)
Nihayet,"TÜİK’in açıkladığına göre Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 24,69 artışla doğrudan mutfağa giren ürünlerde üretici enflasyonu artışı ortalama yüzde 36.75 olduğu ve bu durumun iktidarı kış aylarına girerken daha da yükselecek fiyat artışlarına karşı hem söylemde hem de eylemde harekete geçmeye itti."
(Oda TV 16 Eylül 2021)
Anlaşılan ve görülen odur ki yıllık enflasyonun TÜİK'in ilan ettiği gibi 19.25 olmadığı açıkça görülmektedir.
İçinde birçok ‘BİLİNMEYENİ’ barındıran, gittikçe büyüme eğiliminde olan ve nereye evrileceği tahmin edilemeyen çok bilinmeyenli bir denkleme dönüşen bu sorun;
A- YURT SORUNU
B- KİRA SORUNU
C- ENFLASYON SORUNU
D- HEPSİ
E- HİÇBİRİ
Takdir ve yorum sizin.
