https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Hüseyin Döngel


ABD'nin Afganistan hezimeti

1979 yılında Afganistan işgalinde büyük bir hezimete uğrayıp ülkeyi terk eden SSCB’den sonra 2001 yılında 11 Eylül saldırası sonrasında ABD işgaline maruz kalan Afganistanda ABD’de başarılı olamadı. Bunun en önemli sebebi Afganistanın coğrafi yapısı ve etkin savaşçı gurupların varlığıdır.


ABD’den sonra üçüncü büyük güç olarak Çin “ kuşak ve yol projesi” ile Afganistana ayak bastı. Onun da akıbetini bekleyip göreceğiz.  Asıl önemli olan Orta Doğunun yanıbaşında Orta Asyada yeni bir kaos ülkesi ve küresel planların çarpıştığı ve  büyük güçlerin kapıştığı bir ülke olarak Afganistan karşımızda duruyor.

11 Eylül saldırısının ardından ABD  NATO’yu da devreye sokarak Afganistan’ı işgale başladı.
2001 yılından bugüne Watson enstitüsünün   raporuna göre 241  bin Afgan vatandaşı, ABD askerleri tarafından öldürülürken bunun 71 bine yakını sivil vatandaşlar oluşturuyor.. ABD 2001’den bu yana bölgeyi işgale devam ederken NATO’nun da tüm desteğini arkasına aldı.  Öyle ki NATO tarihteki ilk silahlı operasyonunu Afganistan’a yaptı. NATO’nun bölgedeki amacının seçilmiş hükumeti desteklemek ve güvenlik desteği sağlamak olduğu açıklanırken ABD Kendisine ve merkezi Kabil hükumetine destek veren Afganları eğiterek milis kuvvetleri oluşturdu. 
ABD her anlamda Afganistana çöktü. Afgan topraklarını ve toplumunu dizayn etmeye çalıştı, Afganistanın yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürdü. Afgan toplumunu ABD’ye hizmet edenler ve etmeyenler olarak ikiye böldü. 
Bu süreçte her nasılsa Taliban örgütü hızla büyüdüdü ve Afganistan için büyük bir tehdit unsuru haline geldi. Anlaşılmaz bir şekilde güçlü silahlarla donatılan bu örgüt İslamcı kimliğiyle Afganistan dağlarından haykırmaya başladı. Büyük küçük hiçbir yabancı gücü Afganistanda istemediğini, acilen  Afganistanı terk etmeleri gerektiğini ilan ediyordu.
ABD ve daha öncesinde Sovyetlerin hatta hiçbir yabancı devletin varlığını Afganistan topraklarında kabul etmeyen Taliban örgütünün her türlü silah çeşitliliğinden eğitime,lojistik desteğe kadar her alanda birilerince desteklendiği aşikardı. Örgüte taban bulması için de sosyolojik destek verildi.
 ABD-NATO ve Afgan hükümeti üçlüsü ile savaşmaya başladı. Taliban amacını İslami esaslara dayalı özerk bir devlet kurmak olduğunu açıklarken bölgedeki insan hakları ihlalleri ile ön plana çıktı. Taliban’ın amacı kendi ifadesi ile sıfır yabancı devlet ,bağımsız Afganistan idi. Gerilla savaşıyla SSCB’yi bataklığa gömdüğü gibi aynı akıbeti ABD’ye de yaşattı.

 Özellikle Obama döneminde alınan kararlar ve Trump’ın tutumları neticesinde ABD Afganistan’dan çekilmeye başladı.  Hala failleri belli olmayan ‘ikiz kuleler’ saldırısı sebep gösterilerek işgal edilen Afganistan’ın sivilleri katledilmiş, toprakları verimsiz hale getirilmiş ,kadınlarına tecavüz edilmiş , sağlık sistemleri ve eğitim sistemleri çökertilmiş idi. Toplum sosyolojik olarak parçalanarak birbirine düşman gruplara bölünmüştü. Oysa bunların hepsi aynı vatanın çocuklarıydı, ama gelinenen noktada sonuç kaos ve parçalanmışlık.
 Biden’ın alınan kararları uygulaması ile bu yıl nisan ayında tam çekilme gerçekleşti ve Afganistan ABD’nin  diğer NATO  ülkeleriyle  çekilmesi ile Afganistan şimdilik kendi kaderi ile baş başa bırakıldı. Barış ve demokrasi vaat edenler , Afganistan için savaş, kan ve göz yaşı bıraktılar. Toplumu fakirlik , bölünmüşlük ve kaos ortamına sürükleyip ‘  bana eyvallah ‘demesinin ardından milyonlarca Afgan yollara döküldü.
ABD bölgeden  tüm silahlarını Talibana bırakarak çekildi. Afganistan kırsalında hakimiyet kuran Taliban ABD’nin çekilmesiyle hemen şehirleri ele geçirmek için harekete geçti. 10-12 günlük bir sürede Taliban neredeyse hiçbir direnişle karşılaşmadan şehirleri bir bir ele geçirdi ve Kabile girdi. Taliban Kabil hükümetinden ülke yönetiminin tüm yetkilerinin kendisine devredilmesini isterken Kabil hükümeti devir teslimin barışçıl bir şekilde yapılacağını duyurdu.
Yetki devrine bile gerek yok, zaten Kabil teslim olmuş durumda. ABD , Avrupa ve Türkiye Afganistandaki büyük elçilerini, diplomatlarını ve vatandaşlarını ülkelerine çekiyor. 

Taliban işgal sürecinde , ülkesindeki tüm yabancı unsurların  Afganistanı terk etmelerini istemişti. 
Türkiye’nin NATO üyesi olarak ABD’ye destek vermesini sebep göstererek Türk askerlerinin de bölgeyi terk etmesi gerektiğini açıkça ilan etti. 
ABD ise Taliban ile savaşan herkesi Taliban ile baş başa bıraktı. Taliban’a karşı kışkırttığı tüm toplulukları kaderine terk etti. Taliban ABD’nin çekilmesiyle ülkede  egemen unsur olmak için  ve egemenlik sahasını taşradan şehir merkezlerine de kaydırmak adına adımları atmıştı bile. Gelinen süreçte Taliban beklenmedik bir süreçte  merkezi hükümetin karargâhı Kabili ele geçirdi.  Bir   örgütü bir ülkeyi teslim aldı.

ABD 11 Eylül daldırılarının sorumlusu tuttuğu Talibanı, Afganistanın sakladığı gerekçesiyle ülkeyi işgal etti. Başarılı olamadı ve Talibana yenik düştü. ABD hazin bir şekilde terk ederken bazı soru işaretlerini de arkasında bıraktı. Acaba Amerika 20 yıllık mücadelenin sonunda Talibanla bir ittifak sürecine mi girdi. Zira ABD çekilirken elindeki silahları niye merkezi hükümete değil de Talibana bıraktı. Bu zihinleri karıştıran bir durum. 
Her ne olursa olsun ABD  Afganistana yok etmek için geldiği  terör örgütüne teslim oldu. Gizli bir ittifak sürecine girmiş olsa da bu sonucu değiştirmez. Bakalım bundan sonra bölgede ne gibi gelişmeler olacak.  Akla hemen İran geliyor ; çünkü Taliban mezhep olarak şii . İrana yakın, İranın devreye girmesiyle bölgede ikinci bir mezhep devleti mi doğacak. Şayet ikinci bir mezhep devleti kurulursa İslam dünyasının, bölgenin geleceği nasıl şekillenecek?  Şu ana kadar Afganistanla ilgili ortaya atılan bütün tezler çöktü. ABD, Avrupa, Rusya, Çin, İran ve Türkiyenin tavrı ne olacak. 
Bir kez daha  sormadan edemeyeceğim. ABD çekilirken Talibanla gizli bir ittifak anlaşması mı yaptı? Vekalet yoluyla Afganistanın kaderini birlikte mi belirleyecekler ? Bekleyip göreceğiz.