https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Hüseyin Döngel


3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ KUTLU OLSUN

3 Mayıs, tek parti diktatörlüğüne, istibdat rejimine, milli şef rejimine, despotizme, gayrımilli zihniyetlere,müstemlekeci  ideolojilere karşı milletin evlatları, milletin yiğitleri Türk milliyetçilerinin tarihe not düştüğü, destan yazdığı milli bir gündür.


Tabutluklarda; Türk milliyetçilerine yapılan işkenceler, onların Türk vatanına bağlılıklarını ve sevdalarını asla azaltmamış, aksine kamçılamış, sağlamlaştırmış ve daha da derinleştirmiştir.

23 Türk milliyetçisi, Türk Milliyetçiliği ülkülerinden dolayı nice iftira ve isnatlara maruz kalmışlardır ; ama milli şuurun uyanışına imza atmışlardır.

Ülkücülük, bizim onurumuzdur. Milletin hareketi Ülkücü hareket, bugünlere kolay gelmedi. İnandığımız hak dava için sevdalısı  olduğumuz milletimiz, ülkemiz ve ülkümüz için çok ağır bedeller ödedik. Tarihimiz boyunca haksızlık ve zorbalığa sessiz kalmadık, zalimlerin önünde diz çökmedik, başımızı öne eğmedik."

Biz Türk milliyetçileri, dik durmayı, zulme, kötülüğe ve kötü olana karşı direnmeyi, hak ve adalet uğrunda mücadele etmeyi haksızlıklara karşı çıkmayı, zalimlere başkaldırıyı , Atsız Hoca’dan, Serdengeçti’den, Başbuğ Türkeş’ten, Muhsin Başkan’dan, şanlı tarihimizden, kahraman şehitlerimizden, Ülkücü geleneğimizden öğrendik

Ruhi Kılıçkıran’ın, Süleyman Özmen’in, Dursun Önkuzu’nun, Yusuf İmamoğlu’nun, Alparslan Gümüş’ün, Recep Haşatlı’nın, Yusuf Bahri Genç’in, Ercüment Yahnici’nin, Hikmet Tekin’in, Sacit Çeyiz’in, Mustafa Pehlivanoğlu’nun, Halil Esendağ’ın, Selçuk Duracık’ın, Ali Bülent Orkan’ın BİNLERCE ŞEHİT ÜLKÜCÜ’NÜN dava arkadaşları, Ülkücüler/Alperenler zulme, zulmedenlere karşı çıkmaya, muktedirlerin, zalimlerin canını sıkmaya, adaleti, hukuku, demokrasiyi savunmaya devam edecektir. "Ülkücüler, Ülkücülüğün gereği olarak otoriterizme, tek adam – tek parti rejimine karşı çıkmaya, demokrasiyi ve adaleti savunmaya devam edecektir. Bir ahlak, vicdan ve değerler hareketi olan Ülkücü hareket, parti devletine karşı adalet ve demokrasi mücadelesini sürdürecektir.
Ülkücüler tarihleri boyunca otoriterleşmeye, otokratik siyasete, tek adam, tek parti zihniyetlerine, kamplaşmaya, cepheleşmeye, kutuplaşmaya karşı çıkmıştır. Vesayetten ve güçten yana değil, milletten, haktan ve haklıdan yana taraf olmuştur.
Türk milliyetçileri, Ülkücüler tarihleri boyunca vesayetçi, bürokratik oligarşi ile mücadele etmiştir. 
Ülkücü hareket her zaman üstünlerin hukukunu değil; hukukun üstünlüğünü, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi, sivil demokratik siyaseti savunmuştur. Milliyetçi/Ülkücü hareket ,hayatın her alanında “Hak, Hukuk, Adalet, Milliyetçi Hareket” şiarıyla hareket etmiştir.

3 Mayıs 1944'te yakılan meşale, Ülkücü yolumuza ışık tutmaya devam ediyor.
3 Mayıs haktan, halktan ve hakikatten yana olanların inançlı ve kararlı duruşudur.
3 Mayıs zulme, muktedirlere, başkaldırma kültürüdür.
Biz Türk milliyetçileri, tarihimiz boyunca diktalara, diktatörlüklere karşı çıktık, mücadele ettik. Ülkücüler ne diktalara ne diktatörlere boyun eğer!
1944’ten bu yana ‘tek parti rejimine, tek adam diktatörlüğüne hayır’ diyoruz.
3 Mayıs 1944, Türk milliyetçileri için tarihi öneme sahiptir. Türkçülüğün şahikası Nihâl Atsız, 3 Mayıs 1944’ü “Türk tarihinin gidişi üzerinde son derece tesirli” saymıştır.
Başbuğ Türkeş kumpasları, “Türkçülüğe yönelen haçlı seferleri” olarak görmüştü.
Türkeş bir konuşmasında şunları ifade etmiştir:
“3 Mayıs Türk milliyetçilerinin, Türk milletinin varlık davasında çektikleri ıstırabın, elemin, gözyaşının ifadesidir.
3 Mayıs Türk milliyetçilerine yalan ve iftiralarda bulunanların kendi iftira ve yalanlarıyla boğulduğu gündür.”
Yaşasın hak ,hukuk ,adalet, milli irade ; var olsun Türklük!