https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

Nasuh Durmaz


1 ileri, 1 geri; bir 30, bir 45 derken; 45’e sabitlenmek yerine neden, 37.30 olmasın?

Yaz Saati uygulaması, saatlerin genellikle mevsimsel olarak kışa doğru 1 saat geri, yaza doğru ise 1 saat ileri alınmasıyla yapılan bir uygulamadır.


Yaz Saati uygulaması, saatlerin genellikle mevsimsel olarak kışa doğru 1 saat geri, yaza doğru ise 1 saat ileri alınmasıyla yapılan bir uygulamadır.

Günümüzde dünya ülkelerin yaklaşık % 40’ının yaz saati uygulaması yapmakta olduğu tahmin edilmektedir.

Yaz saati uygulamasının ilk defa 1895 yılında Yeni Zelandalı bir gök bilimci olan George Vernon Hudson tarafından önerildiği, 1905 yılında William Willett tarafından Nisan ayında 4 Pazar gününün her birinde saatleri 20 dakika ileri Eylül’deki 4 Pazar günüde her birinde aynı miktarda geri almayı teklif ettiği ve yaz saati uygulamasının ilk defa 1 Temmuz 1908 tarihinde Kanada’da 1916’da ise Almanya ve Avusturya tarafından uygulandığı bilinmektedir.

Türkiye 1925 yılında 30 derece boylamının ulusal saate esas alınmasına karar vermiş ancak1978-1984 yılları arasında referans meridyen olarak İzmit'ten geçen 30 derece doğu boylamı ile Iğdır’dan geçen 45 derece doğu boylamını kullanmıştır.

Fakat 31 Ekim 1984 tarihinden itibaren  ''batı ile uyumu temin etmek'' amacıyla günümüzde de devam eden uygulamaya 45 derece doğu boylamına geçilmiştir.

AK Parti Hükümeti 2007-2012 yıllarında da SABİT saat uygulamasını gündeme getirmiş olmasına rağmen uygulamaya geçmemiştir. 

Ancak hükümet konuyu 2016 yılında tekrar gündeme getirdiğinde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlanan “Yaz Saati Uygulaması Güneş Işınımı, Güneşlenme Süresi ve Elektrik Tüketim Verilerine Bağlı Olarak Analizi ve Modellemesi” adlı rapor referans gösterilerek elektrik tüketimi açısından tasarruf sağlandığı ve aydınlıkta kalma süreleri açısından daha olumlu olduğu açıklanarak sabit saat uygulamasına geçilmiştir

Ancak dayanak gösterilen rapor gizli tutulup halka açılmadığından raporda kullanılan veri ve analizlerin bağımsız biçimde değerlendirilmesi mümkün olmamıştır.

Fakat söz konusu bu raporun aksine 2016-2017 yıllarındaki ilk uygulamanın ardından başta Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) olmak üzere pek çok kurum tüketim verilerini inceleyerek bağımsız analizler yaptığı ve elektrik tüketiminde tasarruf sağlanmadığını ortaya koyduğu iddia edilmektedir.

Bu nedenle EMO’nun açıklamasına karşın İTÜ’nün ikinci raporu da halka açıklanmadığından rapor üzerindeki şüpheler dağıtılamamıştır.

Ayrıca Hindistan ise 2006’da yaz saati uygulamaya başladığında, aslında devletin enerji kullanımını artırdığını fark etmiş ve zamanın 1 saat değiştirilmiş olmasının bile vücut saati ritmini bozabildiği ve birçok insan da yorgunluk belirtileri nin gözlendiği ortaya çıkmış, İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre de ilkbaharda yaz saati uygulanmasından ilk 3 hafta içinde geçtikten sonra kalp krizi geçirme riskinin arttığını ortaya koymuştur.

Bu konu ülkemizde en çok da eğitim camiasını yakından ilgilendirmektedir. 

Özellikle çift eğitim uygulaması yapılan okullar da yürüyerek okula gitmek zorunda olan öğrenciler saat 6.30 da karanlıkta evden çıkmak, köpek ve tinercilerle yolları aşarak okula ulaşmak ve en geç saat 7.00 da dersler başlamak zorundadır.

Çünkü sabah dersler bu kadar erken başlamadığı takdirde günlük programın yetişmesi mümkün olmamaktadır.

Buna rağmen ÖĞLEN derse başlayan öğrenciler akşam 19.00’da dersten çıkmak zorunda kalmaktadır.   Dolayısıyla öğrencilerin bir kısmı karanlıkta okula gitmek zorunda kalırken bir kısmı da karanlıkta çıkmak zorunda kalmaktadır.

Bu konu da geçmişten günümüze bazı gazete haberleri öğrenci, öğretmen ve velilerimizin içinde bulunduğu durumu sanırım yeterince anlatmaya yetecektir diye düşünüyorum.

"Anne neden karanlıkta okula gidiyoruz’ isyanı

Hande ZEYREK, Gündem

8 Aralık 2016

"Kış saati uygulamasına son verilmesi öğrencileri zor durumda bırakıyor. Gün ışımadan yola düşenler isyanda. Halk, sosyal medyada ‘Kış saati geri gelsin’ kampanyası başlattı"

30.09.2017 - 09:40 Ertuğrul ÖZKÖK

TORUNU gece yarısı karanlığında okula giden bir insan olarak soruyorum...

Eminim milyonlarca ana-baba da soruyor.

Yani milyonlarca çocuk, devletimiz 500 milyon lira tasarruf yapacak diye mi karanlıkta okula gidiyor...

Suriyeliye milyarlarca dolar...

Arakan’a milyonlarca dolar...

Sudan’a, Maçin’e onca para...

Sonra 500 milyonu benim gözlerini ovuştura ovuştura okula giden çocuğumdan çıkarmaya kalk...

Alacakaranlıkta okul çilesi

"Kış saatine geçilmemesiyle alacakaranlıkta okula giden çocuklar yollarda korkuyor, ilk derslerde uyuyor."

(Deniz Ülkütekin09.12.2016)

Halen 26° ve 45° doğu boylamları arasında yer almakta olan saat dilimini kullanmakta olduğumuza ve her boylam dairesi arasında 4 dakika farkı olduğuna göre Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki zaman farkı; 45-26=19×4= 76 dakika zaman farkı olmasına rağmen en doğumuzda saat 7.00 iken aslında en batımızda 5.44 olması gerekirken ülke genelinde aynı saat dilimini kullandığımız için en batımızda da saatler 7.00 ı göstermektedir.

Özetlersek; kış aylarında yapılan yaz saati uygulaması, ülkenin en büyük nüfus diliminin yaşadığı batı bölgelerinde sabah gün doğumundan önce uyanmayı gerektirmektedir.

Bu durumun ise insanın ritmini bozduğu ve insan ritminin bozulmasının birçok olumsuz sonucu olduğu bilimsel araştırmalarla gösterilmiştir. Öğrencilerde öğrenme güçlüklerine, riskli erişkin gruplarda çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açabildiği ileri sürülmektedir.

Ülkemizde uygulanan 45°’boylamı esas alındığına göre doğu illerinde yerel zamana çok yakın bir zaman olarak kullanılmış olacağından, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki illerimiz yıl boyunca bu durumdan en az etkilenen yerler olacağı açıktır.

Ancak batıya doğru gidildikçe özellikle büyük şehirlerde kış aylarında SABİT saat uygulanması nedeniyle sabah karanlıkta uyanmak zorunda olan vatandaşlarımız akşam saatlerinde de yine karanlık saatlerde evlerine dönmek zorunda kalmaktadır.

Bu nedenle Türkiye nüfusunun büyük bölümünün batı bölgelerimizde yaşadığı ve elektrik enerjisi tüketen sanayi tesislerimizin tamamına yakınının yine batı bölgelerimizde yer aldığı dikkate alınırsa kış aylarında ileri SABİT saat uygulamasının faydadan çok zarar verdiği kanaati tartışılmaya başlanmıştır.

Bu nedenle SABİT saat uygulamasından dönülmesini ya da özellikle çift eğitim yapılan okullardaki ders saatlerinin SALGIN şartları nedeniyle gün boyu MASKE ZORUNLULUĞU ile birlikte eğitim yazarı Abbas Güçlü'nün Milliyet Gazetesinde ki uyarısı dikkate alınarak; "Önceki gün, bırakın hijyen koşulları, okulda kalma süresini ve verimliliği sadece ve sadece ders süresi kaç dakika olmalı diye twitter da bir anket yaptık, mesaj yağdı.

Katılım çok yüksekti ve ders süresi yüzde 79’la, 30 dakika olsun yönünde bir sonuç çıktı."

(Milliyet Abbas Güçlü 8 Ekim 2021)

 30 dakikaya düşürülmesi mümkün olur mu diye düşünüyorum.

Takdir ve yorum sizin.