https://www.istikbal.com.tr/marka/tinyhouse

EDİTÖRÜN KÖŞESİ


15 Temmuz ve gecesi görev

15 Temmuz ve gecesi görev


Yıl 2016. Günlerden cuma ve akşam saatlerinde televizyon ekranlarında darbe kalkışmasından söz ediliyor. İlk başlarda bunun sadece bir abartı olduğunu düşünüyor ve böyle bir duruma kalkışmanın akıl dışı bir surum olacağını savunuyordum. İlk dakikalarda bulunduğum misafirlikte herhalde şaka yapıyorlar diye yanımdakileri söylenmeye başladım. Sonrasında dakikalar geçti ama televizyonda birçok noktadan haberler geldi. Hatta TRT binasında yayın yapan sunucunun halini görünce işin ne denli ciddi olduğunu anladım. Kapanan yollar, köprüler bazı üst rütbeli subaylar ve harp okulu öğrencilerinin müdahalesi ile kapatılmış, araç ve yaya geçişine izin verilmiyordu. Hala diyorum ki, bu dönemde böylesi bir olaya kimse cesaret edemez. Bunu yapmaya kimsenin de gücü yetmez. Ama bunu düşünsem de, ortada bir gerçek vardı, bir darbe kalkışması için hareket yapılıyordu. Yanılmıyorsam saat 22:30 gibi misafirliği kısa keserek eve geldim ve olayların heyecanı ile cemiyetin de merkezi olan meydana giderek ne oluyor bir bakayım dedim. O sırada araçların bazıları kornalar çalarak geziyor, hatta meydana gidenler bile oluyordu. Daha sonrasındaki gelişmeleri meydanda bulunarak takip ettim. O gün yaşananlar ve olayları bir kez daha yaşamamak için ne gerekiyorsa yapar ve yapılması için mücadele ederim. Ülke dışında herkesin ellerini ovuşturarak beklediği fırsatı bulamaması onlara büyük hüzün olsa da bizim ülkemizin bir darbe sonucu yıllarca geriye gitmesine vesile olmadığını da unutmamak gerekir.

Bu kadar üst taraftaki bölümü yazarken aslında değinmek istediğim noktayı da kısaca burada paylaşayım. Bu olayın üzerinden 6 yıl geçti. Yine cumayı cumartesiye bağlayan gece Kayseri Meydanı’nda bulunuyorduk. Tabi ki vatan sevdası ve olayın yıl dönümünde şehitleri de anmak için kalabalık bir topluluk vardı. Her zaman olduğu gibi dualar yapıldı, hatta İsmail Altunsaray’ın bir de ‘Neşet Ertaş’ türkülerinden oluşan konseri vardı. Yaşanan süreçte gün boyu birçok aktivite yapıldı. Ancak burada bir durumu sorgulamak gereği duyuyorum. Ya da birileri bu işten kendisine vazife mi çıkartmak istiyor bunu öğrenmek istiyorum. Meydanda bir nöbet durumu oluşturulmuş ve bazılarının bu durumdan haberi olmasa da, bazıları sanki bu iş mecburiymiş düşüncesi ile ‘gece yarısı burada nöbetteyiz’ demeye başlamıştı. Hâlbuki gece yapılan organizasyon salaların da okunması ile 01:00 civarı sona ermişti. Burada oluşturulan ve mesajlar gönderilerek ‘gece şu saatte meydanda nöbetiniz var’ demek acaba kimin fikriydi, sanki bu iş mecburiyetten yapılıyor algısı oluşmasına neden olmak doğru mu? Bu iş gönüllülük esasına göre olmalıdır ki, gerçekten bu işte böylesi bir durum uygun olmamış. Hani Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılıyor derken, bu durum oradan gelmiş gibi bir algı mı oluşturulmaya çalışıldı, anlam veremedim. Bakın geçen yıl da böylesi mesajla bilgi verilmiş ve ‘gönüllülük’ esasına göre şöyle olacak denilmişti. Ama bu yıl bildiğim kadarıyla civar illerde de böyle bir uygulama yapılmadı. Yapıldıysa da kulağıma gelmedi. Hal böyle olunca bizde bu işi kim ortaya attı? Diyorum ya hala bazı uygulamalarda kendimize görev icatlamaktan başka bir işimiz olmuyor. Umarım bundan sonrası için ilimiz Valisi Sayın Gökmen Çiçek bu durumlar konusunda daha hassas olunması için gerekeni yapar…