Zayıflama iğnesi doktor tavsiyesiyle kullanılmalı

17.05.2025 09:44:56

Zayıflama iğnesi doktor tavsiyesiyle kullanılmalı

Obezite tedavisinde son dönemde sıkça gündeme gelen zayıflama iğneleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Hakan Düğer, bu ilaçların mutlaka hekim kontrolünde, diyete ve egzersize devam edilerek kullanılması gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Düğer, "Bu ilaçları hastalarımız mutlaka doktor tavsiyesi ve gözetiminde kullanmalı" dedi.
Medical Park Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Düğer, son günlerde kamuoyunda "zayıflama iğnesi" olarak anılan ilaçların aslında obezite ve diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar olduğunu söyledi. Obezitenin bir yağ doku fazlalığı hastalığı olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Düğer, "Vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olan kişilere obeziteli bireyler diyoruz" diye konuştu.
Türkiye’nin obezite sıklığında en üst sıralarda yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Düğer, bu ilaçların bağırsaklarda üretilen bazı hormonların etki süresinin uzatılması prensibiyle geliştirildiğini belirtti. Doç. Dr. Düğer, ilacın beyindeki iştah merkezini kapatarak, mide boşalmasını geciktirerek ve tokluk hissi vererek etki gösterdiğini ifade etti.
"Diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyenler için uygun olabilir"
Bu ilaçların sadece doktor gözetiminde, diyete ve egzersize devam edilerek kullanılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Düğer, "Bu ilaçları hastalarımız mutlaka doktor tavsiyesi ve gözetiminde kullanmalı ve bu ilaçları kullanırken diyete ve egzersize mutlak suretle devam edilmeli" dedi.
Kullanım kriterlerine de değinen Doç. Dr. Düğer, vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olan bireylerde ve 27’nin üzerinde olup eşlik eden diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi ya da karaciğer yağlanması gibi hastalıkları olan kişilerde bu ilaçların tercih edilebileceğini söyledi.
Kimler kullanmamalı?
İlacın herkes için uygun olmadığını ifade eden Doç. Dr. Düğer, şu uyarılarda bulundu:
"Bu ilaçları gebeler ve emzirenler kesinlikle kullanmamalı. Bunun dışında, bu ilaçlara bağlı alerjik reaksiyon gelişenler, geçmişinde pankreas iltihabı olanlar, yine çok nadir görülen bir tiroit kanseri alt tipi olan medüller tiroit kanseri hastalığı olanlar kullanmamalı."
İlaçların Türkiye’de hem günlük hem de haftalık enjeksiyon formlarıyla bulunduğunu aktaran Doç. Dr. Düğer, proteinden zengin ve lifli gıdaların tüketilmesini, basit karbonhidratlardan uzak durulmasını önerdi ve kas dokusunun korunması açısından protein tüketiminin önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
"Bu ilaçlara erişim sınırlı, maliyeti yüksek"
Doç. Dr. Hakan Düğer, bu ilaçların maliyetinin hem Türkiye’de hem de dünya genelinde kullanım oranlarını sınırladığını vurguladı. Bu ilacı kullanması uygun olan kişilerin sadece yüzde biri bu ilacı kullanıyor" dedi. İlerleyen yıllarda maliyetin düşmesini temenni ettiklerini belirten Doç. Dr. Düğer, ilacın yan etkilerini ise şöyle anlattı: "Özellikle mide ve bağırsak sistemiyle ilgili şikayetlerin görülebilir. Reflü, bulantı, kusma, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve ishal gibi etkilerin genellikle başlangıçta ve tolere edilebilir düzeydedir. Halsizlik, baş ağrısı, çarpıntı gibi daha nadir şikayetler de görülebilir."