Uzmanlar uyarıyor: "Solaryum eşittir melanom diyebilirim"
Cilt sağlığının korunmasına yönelik uyarılarda bulunan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Vildan Manav, "Düzenli güneş kremi kullanımı sağlayabilirsek neredeyse melanomu yüzde 50 oranında azaltabiliyoruz. Melanom en tedirgin olduğumuz ve ölümcül seyreden deri kanseri, kesinlikle artıştan söz edebiliriz artık günlük pratiğimizde daha nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor. Ben, leke deyip asla geçmeyeceğiz. Son zamanlarda birazcık daha 20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz. Solaryum eşittir melanom diyebilirim bile gerçekten çok büyük bir risk, bu riski göze almasınlar" dedi.
Güneşin ultraviyole (UV) ışınlarının cilt sağlığına etkileri üzerine konuşan uzmanlar, güneşe uzun süre ve korunmasız maruz kalmanın ciltte lekelenme, güneş yanıkları gibi durumlara neden olabileceğini belirtirken cilt kanseri riskini artıracağına dikkat çekiyor. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Vildan Manav da "Cilt Kanseri Farkındalık Ayı" olarak belirlenen mayıs ayı dolayısıyla güneş kremi kullanımı ve güneşin zararlı etkilerine ilişkin bilgi verdi. Doç. Dr. Manav, melanosit olarak adlandırılan ve cilde rengini veren hücrelerin normalin dışında, aşırı çoğalmaları sonucu oluşan ve cilt kanserleri arasında tehlikeli bir tür olan melanoma yönelik uyarılarda bulunarak solaryumun zararlarını anlattı.
"Güneş kremleriyle tetiklenmiş herhangi bir kanser belirtilmiş değil"
Güneş kremi kullanımına yönelik açıklamalarda bulunanDermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Vildan Manav, "Güneş kremi korunulması açısından özellikle bu ayda, melanom farkındalık ayı olarak değerlendirdiğimiz için çok fazla üzerinde durduğumuz bir konu. Mümkün olduğunca 15 faktör ve üzerinde olmak üzere mutlaka 2 saatte bir tekrarlanması gereken kremlerdir. Dışarıya çıkmadan 20 dakika öncesinde hava yağmurlu olsa dahi sürülmesi gereken kremler olarak geçiyor. Şimdiye kadar güneş kremleriyle tetiklenmiş herhangi bir kanser belirtilmiş değil. Kullanmadığımızda özellikle melanomda belirgin bir artış olduğunu, diğer deri kanserlerinde de ciddi oranlarda artış olduğunu görebiliyoruz. Özellikli bir gruptaysanız deri kanseri, gebe ya da çocuksanız mutlaka dermatoloğunuzun önereceği güneş kremini kullanmanız önem arz etmekte. Bu ürünleri eczanelerden, ecza depolarından temin etmeleri mutlaka önemli. İnternetten aldıkları bir ürün kendilerine ulaştığında bazen tarihi geçmiş olabiliyor, saklama şartlarından kaynaklı kimyasal maddeler bozulmuş olabiliyor, alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor, dikkat emek gerekiyor. Melanom, en tedirgin olduğumuz ve ölümcül seyreden deri kanserimizdir, özellikle de bir benden ortaya çıkabilir ya da kendiliğinden direkt başlayabilir. Kişiler, kendi bedenini çok iyi tanımalı, benlerini ilk başta kendisi kontrol etmelidir, herhangi bir sınır, şekil, renk düzensizliği varsa mutlaka bir dermatoloji doktoruna başvurması gerekiyor. Eğer düzenli güneş kremi kullanımı sağlayabilirsek neredeyse melanomu yüzde 50 oranında azaltabiliyoruz. Erken evredeki kişileri yakalayarak yaşamlarının devamını sağlayabiliyoruz" dedi.
"Nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor"
Son dönemlerde görülen melanom vakalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Manav, "Kesinlikle artıştan söz edebiliriz özelikle de Covid döneminde bazı gözden kaçan vakaların olmasıyla birlikte güneş maruziyetinin de artması ne yazık ki melanom artışlarına sebep oldu. Artık günlük pratiğimizde daha nadir gördüğümüz vakalar daha sıklıkla karşımıza çıkıyor. Leke olarak gördüğünüz şey çok farklı bir hastalık olarak karşımıza çıkabiliyor. Melanomu ne yazık ki kısıtlayabildiğimiz bir yaş grubu yok. Çocuklarda biraz daha rahatız ama 18 yaşından itibaren söyleyebilirim; melanom ne yazık ki karşımıza çıkabiliyor, son dönemlerde hatta daha erken yaşlarda bile görebiliyoruz. Çocukluk döneminde yeterli korumayı almamış çocuklarımızda oluşan güneş yanıkları ileriki dönemlerde çok belirgin deri kanserlerine neden olabiliyor. Güneş kremsiz asla dışarı çıkmıyoruz. Eğer havuza giriyorsak yüzme gibi suyla temasımız oluyorsa mutlaka tekrarlanmalı, 11.00 ile 15.00 saatleri arasında güneş maruziyetimizi mutlaka zorunlu olmadıkça kısıtlamamamız gerekiyor. Ben ya da leke deyip asla geçmeyeceğiz. Kişiler daha açık tenliyse, çillenmeye daha yatkınsa, güneşin altında çalıştıkları işleri varsa, tarım işçileri, güvenlik görevlisi gibi işleri olabilir, o kişilerin birazcık daha tedirgin olmaları ve kendilerini daha korumaya almaları gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Solaryum eşittir melanom diyebilirim"
Bronz bir tene sahip olmak isteyen kişilerin solaryuma yönelebildiğini ancak kesinlikle tavsiye etmediklerini aktaran Doç. Dr. Manav, sözlerine şöyle devam etti: "Sahil kesiminde güneşlenmeleri biraz fazla uzun tutabiliyoruz ya da solaryum gibi bir faktör de çok çok önemli, asla solaryumu kabul etmiyoruz. Mutlaka bunlardan uzak durmak gerekiyor. Solaryum eşittir melanom diyebilirim bile çünkü gerçekten çok büyük bir risk, bu riski göze almasınlar, bedenimizi, cildimizi bu kadar yormaya, hırpalama gerçekten hakkımız yok. Solaryum gerçekten çok tedirgin olacağımız bir şey, o yüzden uzak durmalarını öneriyorum. Güneşin maruziyeti biraz daha uzun yıllara dayalı olarak karşımıza çıkmakta ama solaryumda belki de 4-5 yıl içerisinde alacağı maruziyeti çok daha kısa sürede ve yakın olarak almakta. Solaryum çok büyük bir tehdittir. Güneş yanığında kişiler çok farklı maddeler sürebiliyor, kesinlikle kulaktan duydukları bu maddelerin hiçbirini kullanmasınlar, orayı mümkün olduğunca ılık suyla yıkayarak temiz hale getirsinler, bir dermatoloğa başvursunlar"
"20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz"
Hastalıklarda erken tanının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Manav, "Alın bölgesinde gelişen bir lekesi sonucunda başvuran bir hastamız vardı, o lekelerine üstelik lazer de yapılmıştı ama daha da genişlemesi üzerine bize sevk edildi. Yapılan dermoskopik incelemelerimiz, biyopsilerimiz sonucunda hastanın ne yazık ki melanom olduğunu tespit ettik. Benlere asla lazer yapılmamasının altını çizmek istiyorum çünkü süreç biraz daha ilerleyebiliyor, tespit etmek çok zorlaşabiliyor, dikkat etmek gerekiyor. En ilginç olanı; son zamanlarda birazcık daha 20’li-30’lu yaşlara kadar inen bir melanom insidansını görüyoruz. Biraz daha gençlerde olmasının sebebi bazı şeyleri belki göz ardı edebiliyoruz ya da onların küçük bir şey olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.