Uzmanı uyardı: Ramazan sonrası sağlıklı beslenmeye dikkat

Uzmanı uyardı: Ramazan sonrası sağlıklı beslenmeye dikkat

Uzmanı uyardı: Ramazan sonrası sağlıklı beslenmeye dikkat

Ramazan ayı sonrası sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken uzmanlar, ani şekilde eski yeme alışkanlıklarına dönüşün metabolizmayı olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Uzmanlar, bayramda dengeli ve dikkatli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Ramazan ayının ruhen ve bedenen arınma fırsatı sunduğunu belirten uzmanlar, oruç tutmanın vücuda sağladığı faydaların sürdürülebilmesi için bayramda dikkatli beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar, eski yeme alışkanlıklarına ani dönüşlerin ciddi metabolik sorunlara yol açabileceği konusunda uyarırken, dengeli beslenmenin ve doğru alışkanlıkların, bayram sürecinde doğru uygulanması gerektiğini vurguluyor.

"Yeterli ve dengeli beslenmek bayramda oldukça önemli"
Ramazan ayının bedenen ve ruhen arındığımız bir ay olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Uzm. Dyt. Pelin Onar, "Orucun vücudumuz için çok yararlı etkileri var. Vücudumuz için çok önemli bir detokstur oruç. Bu yararlı etkilerin sürdürülebilmesi için Ramazan’dan sonra bayram sürecinde de doğru beslenmek oldukça önemli. Yeterli ve dengeli beslenmek bayramda oldukça önemli. Tabii yeterli beslenmenin bayramı, günü, ayı olmaz. Sağlıklı kalabilmek için mutlaka yeterli ve dengeli beslenmeliyiz ama yaklaşık 30 gün kısıtlı yediğimiz ve kısıtlı içtiğimiz bir dönemden sonra bir anda eski yemek yeme alışkanlıklarımıza dönersek vücudumuzda bazı metabolik sıkıntılar oluşabilir. En yaygın gördüğümüz şeyler kan şekerinin yükselmesi, karaciğer yağlanması, en hızlı gördüğümüz komplikasyonlar bulantı, kusma, reflü, kabızlık ve çarpıntı şikayetleri. Şu konuda uyarmak isterim; Ramazan Bayramında acile bulantı, kusma, gaz sancısı, reflü şikayetiyle gelen kişi sayısında her zaman artış oluyor. Bu nedenle beslenmemize, eski beslenme alışkanlıklarımıza yavaş yavaş dönmemiz gerekiyor. Mutlaka öğünlerimizi az az sık sık olacak şekilde tüketmeli, çok iyi çiğnemeli. Asla hızlı yemek yememeliyiz" dedi.

"Hiçbir şekilde Ramazan’dan sonra gece kalkıp yemek yememeliyiz"
Beslenme uzmanı olarak Ramazan’dan sonra gördükleri bir sıkıntı olduğunu söyleyen Uzm. Dyt. Pelin Onar, "Biz bir ay boyunca sahurda kalkıp yemek yiyoruz. Ve bir süre sonra vücut aslında buna adapte oluyor. Ramazan’dan sonra bazı kişilerde gece açlığı oluyor. Bu kişiler eğer gece kalkıp yemek yemeye devam ederlerse bu kişilerde gece yemek yeme davranış bozukluğu oluyor. Bu konuda da çok uyarmak isterim. Hiçbir şekilde Ramazan’dan sonra gece kalkıp yemek yememeliyiz. Bunu sağlamak için de sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar hiç öğün atlamadan öğünlerimizi yemeliyiz. En son akşam yemeğimizi 6-7 olacak şekilde düzgün ve tam şekilde beslenirsek vücudun açlık atakları engellenmiş olur" şeklinde konuştu.

"Ramazan Bayramının ilk günü hafif bir kahvaltı öneriyoruz"
Ramazan’da bazı besin gruplarının kısıtlı yenildiğini çünkü zaman kısıtlı olduğu için yenilen öğün sayısının azaldığını belirten Pelin Onar, "Ramazan’dan sonra bayramda ilk öğün kahvaltıdan itibaren biz bunu arttırmak istediğimizde vücudun adaptasyon mekanizmaları gelişene kadar bazı sıkıntılar oluyor. Yine Ramazan’dan normal besine geçerken yapılan hatalardan bazısı, işte bir ay boyunca kısıtlanmış, insan psikolojisi gereği Ramazan’ın ilk gününden itibaren herkes çok fazla yemek yemek istiyor. İştahı artıyor, daha yağlı, daha şekerli beslenmek istiyor. Bu durum hem karaciğerimizi hem de kan şekerimizin yükselerek metabolizmamızın yorulmasına sebep olan bir şey. Bunu engellemek için önemli olan Ramazan Bayramının ilk gününe güzel bir kahvaltı ile başlamak. Biz Ramazan Bayramının ilk günü hafif bir kahvaltı öneriyoruz. Hafif kahvaltıyı açacak olursak; hafif kahvaltı bizim için kıymetli besin gruplarının yer aldığı, proteinden ve posadan zengin ama şekerden ve yağdan fakir bir kahvaltıdır. Ne yiyebiliriz bu kahvaltıda derseniz, tok tutması açısından ve protein ihtiyacımızı karşılaması için yumurta, özellikle haşlanmış olmasını isteriz. Az tuzlu ve az yağlı beyaz peynirler, yağlı tohumlar, sebze ve meyveler, özellikle artık bahara geldik, hani taze sebze ve meyve bulmak artık daha kolay. Bu sebzelerden yapabileceğimiz yağsız salatalar ya da söğüşler, ekmeğimizin de tam tahıllı olması önemli. Kahvaltılarımızda hamur işlerine, tatlılara, kızartılmış ya da kavrulmuş besinlere, salam sucuk gibi ısıl işlem görmüş besinlere yer vermememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Ziyaretlere evimizde yemeğimizi yemiş olarak gitmemiz gerekiyor"
Ramazan Bayramında yapılan hataya değinen Uzm. Dyt. Pelin Onar şöyle devam etti: "Kahvaltımızı yaptık. Bayram ziyaretlerine gideceğiz. Şimdi insanlar diyorlar ki hocam biz zaten ikramlık yiyeceğimiz için ekstra kalori almamak için evden aç gidiyoruz. Evde bir şey yemiyoruz. Böylece eksik kalori almış oluyoruz. Aslında bu çok yanlış. Çünkü siz bir eve aç gittiğiniz zaman önünüze konan şekerli ve yağlı yiyeceklere karşı durma ihtimaliniz düşüyor. Onları reddetme ihtimaliniz düşüyor. Öyle olunca biz mutlaka ziyaretlere evimizde yemeğimizi yemiş olarak gitmemiz gerekiyor. Öğle yemeğinde yine proteinden zengin ve salatası olan bir menü olursa ve bu şekilde ziyaretlere gidersek, akşam yemeğe biraz daha hafif, daha az proteinli ama taze sebzelerden, zeytinyağlı yemeklerden yapılmış ya da çorbayla beraber bir öğün ayarlanırsa yine tüm gün yeterli ve dengeli beslenmiş olabiliriz. Biz beslenme uzmanları, bize gelen danışanlara öneri yaparken önerilerimizin çok gerçekçi olmasına dikkat ederiz. Çünkü öneri yapmak değil, yapılabilen, uygulanabilen önerileri yapmak önemli. Şimdi hiçbir beslenme uzmanı gidip de bir kişiye Ramazan Bayramı boyunca tatlı yemeyeceksin diyemez. Çünkü dese bile bu uygulanabilir bir şey değil. Bizim geleneklerimizde bayram ikramlıklarımız, özellikle şerbetli hamur tatlılarından, yağlı, zeytinyağlı sarmalardan ve su böreklerinden oluşuyor. Ne yapabiliriz? Önümüze gelen ikramlıklardan ya tadım yaparız, bitirmemek şartıyla ya da bir tanesini seçip sadece onu yeriz. Ve mutlaka ev sahibinin ısrarları karşısında da dirençli durmamız gerekiyor."

"Günlük 3 fincan kahve ya da çayı geçmeme konusunda dikkatli olalım"
Ramazan boyunca az su içme ve vücudun susuz kalmasının çok yaygın görülen bir durum olduğunu ifade eden Pelin Onar, "Ramazan Bayramında en önemli şeylerden bir tanesi vücudun su ihtiyacını karşılamak. Yaklaşık 2-2,5 litre su içmek bizim için yeterli. Saat başı bir bardak su içilse, vücut ihtiyacını karşılar. Yine ikramlar sırasında çay, kahve ikramı olacak. Çay, kahveyi unutmayalım, kafein içeriği nedeniyle vücuttaki suyu dışarı atarlar. Günlük 3 fincan kahve ya da çayı geçmeme konusunda dikkatli olalım. Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu bir bayram dilerim" diye konuştu.