Tarih: 08.05.2025 19:18
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay: "Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde şu ana kadar bize bir teklif gelmedi"
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’ne ilişkin, "HAK-İŞ’le beraber arkadaşlarımız müzakereyi götürüyorlar. Şu ana kadar bize bir teklif gelmedi" dedi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, konfederasyon genel merkezinde Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, geçim şartları, iş barışı, vergi sistemi gibi çalışma hayatına dair sorunlara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Atalay, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü için henüz kendilerine bir teklif sunulmadığını belirtti. 9 Mayıs’ta kamu sözleşmelerinin ikinci yılına girileceğini söyleyen Atalay, "Bundan 2 sene evvel kamu sözleşmelerini imzaladığımız zaman işçilerimizin büyük bölümünü temsil eden sendikalarımızla burada beraber imzaladık ama aradan kısa bir zaman geçti, enflasyondan dolayı, hayat pahalılığından dolayı ne sözleşme kaldı, ne ücret kaldı. Tabiri caizse son 30 senedir görmediğimiz bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya kaldık. Özellikle afetlerde, depremde, yangında, savaşta ilk bedeli kadınlar ödüyor, çocuklar ödüyor, çalışanlar ödüyor" dedi.
"Daha fazla emekli aylığı almak için 6 ay evvel 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu"
Emeklilik sisteminde enflasyondan doğan ücret değişikliğinden dolayı birçok işçinin erkenden emekli olduğunu dile getiren Atalay, "Bundan 6 ay evvel takriben 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Sebebi şu; şu anda ülkemizde yeni emekli olan kamu çalışanından yüzde 50 daha fazla ücret alıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir çarpık ücret düzenini göremezsiniz, bulamazsınız. Yani evvelden devlet kapısı öyle önemli bir kapıydı ki, millet kuyruk olurdu. Şu anda tarım dahil savunma sanayiidir, demir yollarıdır, şeker fabrikalarıdır her yerde en az yüzde 10, ortalama yüzde 25 fire veriyor işçiler. Yani iş yerlerine girmiyorlar. Rakamlar elimde, savunma sanayiinde 400 tane beyaz yakalı işçi işi bıraktı geçen sene. Bunun sebebi ücret düşüklüğü. Aynı ücretin özel sektörde, dışarıda iki mislini, üç mislini alıyor" ifadelerini kullandı.
"Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde şu ana kadar bize bir teklif gelmedi"
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü sürecinin her sendikada ayrı ayrı olmak üzere ocak ayında başladığını hatırlatan Atalay, "HAK-İŞ’le beraber arkadaşlarımız müzakereyi götürüyorlar. Her sendika kendi sözleşmesini kendisi yapıyor. Ama bir komisyon kuruldu, başında Ramazan Bey var. O komisyonda da meselelerimizi, sıkıntılarımızı, problemlerimizi daha rahat anlatalım diye beraber hareket ediyorlar. Bugüne kadar 27 Şubat’ta zannediyorum ilk teklifi verdiler. Aradan aşağı yukarı 2 ay geçti, hükümetten bununla ilgili müspet yahut menfi hiçbir şey yok ortada. Yani şu ana kadar bize bir teklif gelmedi" diye konuştu.
"Haziran ayında yüzde 25’lik dilime giriyoruz"
Vergi sistemine ilişkin eleştirilerde bulunan Atalay, geçen sene ana vergi sistemine ilişkin eylem takvimi hazırladıklarını ve bu takvim çerçevesinde Trakya’da, İç Anadolu’da ve en son Ankara’da 150 bine yakın kişiyle birlikte eylem yaptıklarını ifade etti. Ücretlerin çok kısa süre içerisinde vergi dilimlerine girdiğini söyleyen Atalay, "Biz mart ayında yüzde 20’lik dilime giriyoruz. Haziran ayında yüzde 25’lik dilime giriyoruz. Bugüne kadar yüzde 35’i arkadaşlarımız hiç görmedi. Ama şu anda bu ücretle biz temmuzda, ağustosta yüzde 35’i göreceğimizi tahmin ediyoruz" dedi.
"Görüşmelere ocak ve mart aylarında başlayanların bir kısmı tarafsız arabulucuya gittiler"
Sözleşme görüşmelerinin bir an önce sonuca varması gerektiğinin de altını çizen Atalay, "Sözleşme görüşmeleri asgari ücrete, emekli zamlarına, memur zamlarına benzemiyor. Görüşmelere ocak ve mart aylarında başlayan arkadaşlarımızın bir kısmı şu anda tarafsız arabulucuya gittiler. Örnek olarak ben demir yolları başkanıyım. Bu ayın 5’inde demir yolları tarafsız arabulucuya gitti. Onun bir 15 günlük süresi var. Akabinde süre de çalışıyor. Ne olacak? İki ay içerisinde grev kararı alıp uygulamak mecburiyetinde demir yolları. Akabinde haftaya zannediyorum enerji de var. Onun arkasından karayollarında var. Tabii öyle bir 12 Eylül’den kalan bir grev yasağından ilgili bir tablo var. Enerji bunun dışında kalıyor. Savunma sanayii bunun dışında kalıyor. İşçinin tepkisini, sıkıntısını her noktada, her alanda göstermek durumundayız. Onun için biz sendikaların, işçilerin bugün burada sıkıntılarını, taleplerini bir an evvel yerine getirsinler" şeklinde konuştu.
"İşveren sendikası ‘Parasal konuyu konuşmam’ diyor, parasal olmayan bir konunun bize bir faydası yok"
Atalay, işçi tarafı olarak işveren tarafını temsil eden Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’na (TÜHİS) 27 Şubat’ta 21 maddelik bir teklif sunduklarını hatırlatarak, "İşveren sendikasının ifadesi bu; ‘Parasal konuyu konuşmam’. Ne konuşursun? Parasal olmayan bir konunun bize bir faydası yok ki. Bizim sıkıntılarımızın hepsi parayla ilgili. Mesaisinden, gece zammından, servisinden yemeğine kadar şu anda iki kap yemek yediğin zaman bu ülkede 300 liraya, 400 liraya yiyemezsin. Bunu da konuşmak durumundasın ama işveren sendikası diyor ki ’Benim yetkim yok.’ Herkes gözünü Hazine ve Maliye Bakanı’na dikmiş" eleştirisinde bulundu.
"Kanunun verdiği yetki çerçevesinde grev yapılması gerektiği zaman sendika başkanlarımızın tamamı burada"
Belediye işçilerinin sorunlarına da değinen Atalay, "Sıkıntılar yalnızca kamuda yok. Şu anda Ankara’da Altındağ Belediyesi’nde de var. Bursa Belediyesi’nde de var. İzmir Belediyesi’nde var. Bütün sendikalar; DİSK’idir, HAK-İŞ’idir belediyenin önünde. Yani belediyeler ücret vermiyor. Seyyah zam veriyor? 10 bin lira, 20 bin lira. Aynısı İstanbul metrosunda da var. Yani orada da biz grev yapalım, işi durduralım, halkı sıkıntıya sokalım gibi bir isteğimiz yok. Hiç bunun doğru olmadığını da biliyoruz. Ama bizim yapacak başka bir şeyimiz yok. Kanunun verdiği yetki çerçevesinde grev yapılması gerektiği zaman da sendika başkanlarımızın tamamı burada" dedi.
Bazı memur sendikalarına yönelik de eleştirilerde bulunan Atalay, işçilerin değerinin daha iyi anlaşılması gerektiğini belirtti. "Memur sendikaları işçiyi küçümsememeli" diyen Atalay, işçilerin çalışma koşullarının ağır olduğunu ve bedenen çalışanların daha fazla takdir edilmesi gerektiğini ifade etti.
"Diyorlar ki ’Patronlar Mısır’a giriyor, Ürdün’e giriyor’, nereye giriyorlarsa gitsinler"
Atalay, işçi haklarıyla ilgili politikaların yetersiz kaldığını ve işçi maaşlarının iyileştirilmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Ayrıca işverenlerin sadece parasal konularda masaya oturmak istemediğini ifade eden Atalay, "Gazeteler, televizyonlar ilan yapıyor. Diyorlar ki ‘işçi bulamıyoruz’. Bu ücrete işçi bulamazsınız. Bu ücret köle iş ücreti. Diyorlar ki ’Patronlar Mısır’a giriyor, Ürdün’e giriyor’. Nereye giriyorlarsa gitsinler. Yani bu ülkede bu işçiye 30 bin lirayı, 40 bin lirayı fazla gören patronlar varsa nereye giriyorsa gitsinler. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin hiçbir anlamı yok" ifadelerine yer verdi.
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nde üçüncü toplantının ne zaman olacağına ilişkin soru üzerine Atalay, "Dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla konuştuk yönetimle beraber. Bakan ‘İşveren sendikasını daha çağırmadım, çağıracağım teklif alacağım’ dedi" bilgisini paylaştı.
Atalay, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nde anlaşmanın sağlanamaması durumunda tarafsız arabulucuya gidildiğini belirterek, arabulucudaki sürecin ise 45 ile 53 gün arasında sürdüğünü kaydetti.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB