Tarih: 07.03.2025 11:15

Türk Eğitim Sen: "Artan enflasyon kadın eğitimcileri de vurdu"

Facebook Twitter Linked-in

Türk Eğitim Sen’in "Türkiye’de Kadın Eğitim Çalışanı Olmak" temasıyla yaptığı anketin sonuçlarında, Türkiye’de kadın eğitim çalışanı olmanın zorluğu ve artan enflasyonun kadın eğitimcileri yıldırdığı ifade edildi.
Türk Eğitim Sen, "Türkiye’de Kadın Eğitim Çalışanı Olmak" temasıyla, 28 Ocak-18 Şubat 2025 tarihleri arasında bin 535 kadın eğitim çalışanı ile anket çalışması yaptı. Türk Eğitim Sen’in internet sitesi ve 7 ayrı öğretmen ve memur sitesi üzerinden gerçekleştirilen ankette, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde çeşitli sonuçlar ortaya çıktı.
Yapılan ankette şunlar kaydedildi:
"Kadın eğitim çalışanlarına ‘Tekrar meslek seçecek olsaydınız eğitim çalışanı olmak ister miydiniz? diye sorduk. Buna göre; yüzde 48.1’i tekrar eğitim çalışanı olmayı isteyeceğini, yüzde 21.2’si ise istemeyeceğini belirtmiştir. Kararsız olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 30,7’dir. Katılımcılara mesleklerini icra ederken karşılaştığı zorlu yaşam durumlarında psikolojik sağlamlıklarını korumak için neler yaptıklarını sorduk. Katılımcılar bu soruya en çok sırasıyla kontrolümü elimde tutmaya çalışıyorum (yüzde 65), yaptığım işe daha fazla odaklanmaya çalışarak karşılaştığım sorunun üstesinden gelmeye çalışıyorum (yüzde 59.1), sorunlara karşı meydan okuyarak sorunların üstesinden gelmeye çalışıyorum (yüzde 36.4) cevabını vermiştir.
Katılımcılara kurumunda yöneticiler ile en çok sorun yaşadıkları konuları da sorduk. Buna göre yüzde 22,8’i kurumunda yöneticileri ile sorun yaşamadığını ifade ederken; yüzde 22’si ‘bir kısım liyakatsiz yöneticilerin tutum, davranış ve uygulamaları’, yüzde 15.1’i ‘ayrımcı, egosu yüksek idareciler’, yüzde 11.4’ü ‘gereksiz bürokrasi’, yüzde 8,3’ü ‘çalışanlarla iletişimsizlik’, yüzde 7,7’si ise "alandan kopuk alınan, uygulama yapılamaz kararlar’ cevabını vermiştir. Görev yaptığı kurumda iş yükünün görece az olması gerekçesiyle yöneticilerim tarafından başka birime görevlendirme vb. şekilde tehdit edilirim’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 79,8’i hiçbir zaman cevabı vermiştir. Bazen tehdit edildiğini ifade edenlerin oranı yüzde 7,6, ara sıra diyenlerin oranı yüzde 5,4, genellikle cevabı verenlerin oranı yüzde 2,9, her zaman seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 4,3’tür.
Katılımcılara ‘Hayat görüşü, çalışma şartları ve diğer nedenlerle uzak veya dezavantajlı kurumlara görevlendirilmekle tehdit ediliyor musunuz?’ diye sorduk. Bu soruya hiçbir zaman tehdit edilmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 84 iken; yüzde 16’sı tehdit edildiğini söylemiştir.
Katılımcıların yöneticilerinin adil ve şeffaf olmasından dolayı kurumuna güven ve aidiyet duyma durumları da incelendi. Buna göre; ‘Kurumuma güven ve aidiyet duyarım" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların 23,3’ü hiçbir zaman, yüzde 16,2’si bazen, yüzde 24,5’i ara sıra, yüzde 15,2’si genellikle, yüzde 20,8’i de her zaman cevabı vermiştir.
‘Yakınlarım veya kendim için tedavi vb. nedenlerle zorunlu izin almam gerektiğinde idarecilerden destek görürüm’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 30,7’si her zaman, yüzde 20,9’u ara sıra, yüzde 14.4’ü genellikle cevabı vermiştir. Hiçbir zaman destek görmediğini ifade edenlerin oranı yüzde 20,1, bazen destek gördüğünü ifade edenlerin oranı ise yüzde 13,9’dur.
Kurumum rehberlik servisinden psikolojik destek almam konusunda bana gerekli imkanları sunar’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların, yüzde 36.4’ü hiçbir zaman cevabı vermiştir. ‘Kurum yöneticilerim öğrenci/veli/vatandaş ile yaşanan problemlerde adil bir şekilde yanımda durmaktadır" ifadesine katılımcıların yüzde 18,5’i hiçbir zaman cevabı vermiştir. Bu soruya katılımcıların yüzde 15,9’u bazen, yüzde 22,3’ü ara sıra, yüzde 17,7’si genellikle, yüzde 25,6’sı her zaman cevabı vermiştir."

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Kadın eğitim çalışanlarının mesleki tükenmişlik durumları incelendiğinde; yüzde 27,9’u mesleki tükenmişlik yaşadığını, yüzde 20,8’i ise mesleki tükenmişlik yaşamadığını belirtmiştir. Kararsız olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 51,3’tür.
‘Evdeki sorumluluklarım ile mesleki sorumluluklarım konusunda zorluk yaşadığım için iş yaşam dengesini kurmakta zorlanıyorum’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 32,1’i hiçbir zaman, yüzde 18,8’i bazen, yüzde 23,1’i ara sıra, yüzde 12’si genellikle, yüzde 14’ü ise her zaman cevabı vermiştir.
‘Birlikte yaşadığım kişiler ya da yakınlarıma (anne, baba, eş, çocuk vb.) ayırdığım/ayırmam gereken vakitleri evde mesleki çalışmalara ayırmaktan dolayı suçluluk duyuyorum’ ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 20’si bazen, yüzde 18,2’si ara sıra, yüzde 14,3’ü genellikle ve yüzde 18,9’u her zaman cevabı vermiştir. Suçluluk duymadığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 28,6’dır. Katılımcıların yüzde 27,1’i meslek hayatının bir bölümünde veya şu anda çocuğunun bakımı için hiçbir zaman zorlanma yaşamadığını ve çaresiz hissetmediğini söylerken; yüzde 11,7’si bazen, yüzde 15,7’si ara sıra, yüzde 13’ü genellikle, yüzde 32,5’i her zaman çocuğunun bakımı için zorlanma ve çaresiz hissetme durumu yaşadığını ifade etmiştir.
‘Çocuk sahibi olmak istesem de kreş, bakıcı vb. imkanların yetersizliğinden dolayı buna cesaret edemiyorum" ifadesine hiçbir zaman katılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 39,2 iken; her zaman diyenlerin oranı yüzde 26,1, ara sıra cevabını verenlerin oranı yüzde 15,1, genellikle seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 10,2, bazen diyenlerin oranı da yüzde 9,4’tür."

Kadın çalışanların cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını vurgulandığı ankette, şunlar kaydedildi:
"Katılımcıların, siz ya da başkaları, kurumunuzda cinsiyet ayrımcılığına maruz kaldınız mı?" sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde; yüzde 22,7’si cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını, yüzde 49,4’ü ise cinsiyet ayrımcılığı yaşamadığını belirtmiştir. Burada kısmen olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 27,9’dur. Katılımcıların yüzde 49,8’i çalıştığı kurumda hiçbir zaman kadın olmanın zorluğunu yaşamadığını söylerken; yüzde 14,8’i bazen, yüzde 15,7’si ara sıra, yüzde 6,8’i genellikle, yüzde 12,9’u ise her zaman çalıştığı kurumda kadın olmanın zorluğunu yaşadığını ifade etmiştir.
Katılımcıların yüzde 21,2’si mesleğini icra ederken kadın olarak hak ettiği değeri hiçbir zaman görmediğini söylemiştir. Öğrencilerin /velilerin ve hizmet alıcıların gözünde kadın eğitim çalışanı olduğunuz için değer görüyor musunuz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 14,6’sı hiçbir zaman, yüzde 16,9’u bazen, yüzde 29,6’sı ara sıra, yüzde 18,2’si genellikle, yüzde 20,7’si her zaman cevabını vermiştir.
Eğitim çalışanları arasında veya whatsapp gruplarında erkek meslektaşlarım cinsiyet eşitliği konusunda hassas davranmaktadır" ifadesine katılıp katılmadıklarını sorduk. Buna göre katılımcıların yüzde 9,4’ü hiçbir zaman hassas davranılmadığını söylerken, yüzde 10,2’si bazen, yüzde 23,3’ü ara sıra, yüzde 19,8’i genellikle, yüzde 37,3’ü her zaman hassas davranıldığını ifade etmiştir.
Katılımcıların yüzde 71,1’i öğrenci/veli/vatandaşın mesai saatleri dışında aramaları ve mesajları nedeniyle ev/aile yaşantısının olumsuz etkilendiğini ifade etmiştir. Çalıştığım kurumda erkek meslektaşlarımın yıkıcı rekabeti nedeniyle kadınlık onurumun incindiğini hissederim" ifadesine katılıp, katılmadıkları sorulduğunda; katılımcıların yüzde 13,7’si bazen, yüzde 10’u ara sıra, yüzde 4’ü genellikle, yüzde 4,2’si her zaman cevabı vermiştir. Bu soruya hiçbir zaman cevabı verenlerin oranı ise yüzde 68.1’dir."

Anketin sonuçlarının devamında şu ifadelere yer verildi:
"Katılımcılara meslek hayatının bir bölümünde kadın olduğu için mobbinge maruz kalıp, kalmadıklarını sorduk. Buna göre; yüzde 13,4’ü bazen, yüzde 14,5’i ise ara sıra, yüzde 7,1’i genellikle, yüzde 15,2’si her zaman cevabı verdi. Mobbinge maruz kalmadığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 49,9’dur. Bekar bir kadın olduğum için yöneticilerim ve meslektaşlarım tarafından zorbalığa maruz kalırım" ifadesine katılıyor musunuz? sorusunu yönelttik. Katılımcıların yüzde 10,6’sı bazen, yüzde 8,1’i ara sıra, yüzde 3,8’i genellikle, yüzde 5’i her zaman bekâr bir kadın olduğu için zorbalığa maruz kaldığını ifade etmiştir. Zorbalığa hiçbir zaman maruz kalmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 72.4.
Katılımcıların yüzde 67,9’u doğum izni ve süt izni gibi yasal hakların kadın çalışanlar için hiçbir zaman yeterli olmadığını söylemiştir. Bir kadın olarak meslek hayatında sözlü şiddete maruz kalma durumu incelendiğinde; yüzde 43,8’i hiçbir zaman sözlü şiddete maruz kalmadığını söylemiştir. Katılımcıların, yüzde 16,1’i bazen, yüzde 15,4’ü ise ara sıra, yüzde 10,5 i genellikle ve yüzde 14,2’si her zaman kadın olarak meslek hayatında sözlü şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir. Bir kadın olarak meslek hayatında fiziksel şiddete maruz kalma durumu incelendiğinde; yüzde 79,5’i hiçbir zaman fiziksel şiddete maruz kalmadığını söylemiştir. Katılımcıların, yüzde 9,2’si bazen, yüzde 6,1’i ise ara sıra, yüzde 2,2’si genellikle ve yüzde 3’ü ise her zaman kadın olarak meslek hayatında fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir.
Bir kadın olarak meslek hayatında duygusal şiddete maruz kalma durumu incelendiğinde; yüzde 36,5’i hiçbir zaman duygusal şiddete maruz kalmadığını söylemiştir. Katılımcıların, yüzde 18,3’ü bazen, yüzde 17,8’i ara sıra, yüzde 9,1’i genellikle ve yüzde 18,3’ü ise her zaman kadın olarak meslek hayatında duygusal şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir. Kadın olduğum için yönetici pozisyonlarına layık görülmüyorum" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 12,9’u bazen, yüzde 12,2’si ara sıra, yüzde 6,6’sı genellikle, yüzde 9,1’i her zaman katılıyorum cevabını verdi. Bu soruya hiçbir zaman katılmadığını belirtenlerin oranı yüzde 59,2.
Kadınların özel dönemlerinde yaşadığı fiziksel ve duygusal zorlukların tolere edildiği ve desteklendiği bir kurumda çalışmaktayım" ifadesine katılıyor musunuz? sorusunu da yönelttik. Buna göre; katılımcıların yüzde 36,8’i bu ifadeye katılmadığını belirtmiştir. Erkeklerin egemen tutumları nedeniyle yönetici toplantılarında kadın yönetici olarak fikirlerime saygı duyulmadığını düşünüyorum" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna kadın eğitim çalışanlarının yüzde 14,9’u bazen, yüzde 12,1’i ara sıra, yüzde 6,2’si genellikle, yüzde 7,1’i ise her zaman katıldığını ifade etmiştir.
Katılımcıların yüzde 30’u kadın yönetici olarak kendini ispatlaması için zorbalık ve dayatmalara maruz kaldığını ifade etmiştir. Terfilerde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu konusunda MEB tarafından desteklenirim" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 31,9’u hiçbir zaman cevabı vermiştir. Katılımcılara aile içinde eşi tarafından kadın çalışan olarak değer görüp, görmediklerini sorduk. Buna göre katılımcıların yüzde 15,2’si hiçbir zaman eşi tarafından değer görmediğini söylemiştir. Katılımcıların, yüzde 9,1’i bazen, yüzde 16,8’i ise ara sıra, yüzde 13,6’sı genellikle, yüzde 45,4’ ü her zaman eşi tarafından değer gördüğünü ifade etmiştir.
Artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşım yetersiz kalmaktadır" ifadesine katılıyor musunuz? sorusuna yüzde 61,1’i her zaman, yüzde 6,8’i bazen, yüzde 10’u genellikle, yüzde 13,7’si ara sıra cevabı vermiştir."

Ankette demografik verelere ilişkinde şunlar kaydedildi:
"Ankete 1.535 kadın eğitim çalışanı katıldı. Katılımcıların yüzde 27,8’i 20-29 yıllık, yüzde 22,4’ü 15-19 yıllık, yüzde 21,4’ü ise 10-14 yıllık eğitim çalışanıdır. Katılımcıların yüzde 11,9’u 5-9 yıllık çalışan iken, 30 yıl üzerinde kıdemi olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 8,7’dir. Katılımcıların yüzde 86,4’ünü öğretmenler ve üniversite öğretim elemanları oluşturmaktadır. Bunu yüzde 7,6 ile müdür yardımcısı, yüzde 2,7 ile müdür olarak görev yapanlar takip etmektedir. Katılımcıların istihdam durumlarına göre dağılımları incelendiğinde, %94,8’inin kadrolu, yüzde 3,5’inin sözleşmeli ve yüzde 1,8’inin ise ücretli olarak eğitim hizmet kolunda istihdam edildiği görülmektedir."
Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Toplumların değiştiğini, bu değişimi ortaya çıkaran toplumsal kurumlardan birin de eğitim kurumları olduğunu söyleyen Geylan, "Eğitim kurumu gerek açık gerekse kapalı işlevleri ile Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak temel kurumlardan biridir. Eğitim kurumunda yer alan kadın çalışanlar bu işlevleri yerine getiren temel aktörlerdir. Bu bilinçle toplumsal eşitlik esasında haklarının korunması ve dezavantajlılık durumlarının sonlandırılması önem kazanmaktadır" dedi.
Eğitim çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, ücretlerin artırılması ve psikolojik destek mekanizmalarının geliştirilmesinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Geylan, cinsiyet eşitliği politikalarının eğitim kurumlarında daha etkin uygulanmasını da istedi. Geylan ayrıca kadın yöneticilerin teşvik edilmesi ve kadın eğitimcilerin liderlik pozisyonlarına atanmasını destekleyen politikaların oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
Kadın eğitim çalışanlarının, ev işleri, çocuk bakımı ve mesleki sorumlulukları dengelemekte zorlandığına vurgu yapan Geylan, "Esnek çalışma saatleri getirilmeli ve kreş imkanları artırılmalıdır. Kadın eğitim çalışanlarının iş yükünü azaltmaya yönelik çalışma saatleri düzenlenmelidir" dedi.
Eğitim kurumlarında eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemelerin işler hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Geylan, "Avrupa ülkelerinde olduğu gibi okul güvenlik politikaları güçlendirilmeli, şiddet mağduru eğitim çalışanları için özel hukuki destek birimleri oluşturulmalıdır" diye konuştu.
Geylan, ayrıca kadın eğitim çalışanlarına yönelik mobbing vakalarında cezaların artırılması, farkındalık eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve mobbingin hukuki olarak kabul edilmesi için gereken sürecin kısaltılmasını da istedi.
Ankette, kadın eğitim çalışanlarının, okul yöneticileriyle adil ve şeffaf olmayan yönetim anlayışı nedeniyle sıkıntı yaşadığını belirten Geylan, bunun çözümünün eğitim yöneticilerinin liyakat esasına göre atanması olduğuna dikkat çekti.
Kadın eğitim çalışanlarının, enflasyon karşısında maaşlarının yetersiz kaldığını belirten Geylan, "Eğitim çalışanı maaşlarının iyileştirilmesi ve sosyal hakların artırılması sağlanmalıdır. Öğretmen maaşları AB ülkeleriyle kıyaslanarak düzenlenmelidir. Kadın eğitim çalışanları için sosyal destekler artırılmalıdır. Meslek içi yan haklar (ücretsiz psikolojik destek, ücretsiz kreş vb.) genişletilmelidir" dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB