Tarih: 27.06.2025 16:20
Şehit kardeşi Zülküf Yılmaz: "PKK’nın Türkiye Cumhuriyetine, hatta Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan Kürtlere bir barış borcu var"
Adıyaman’da yürütülen terör operasyonunda şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kürşat Yılmaz’ın kardeşi Zülküf Yılmaz, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini desteklediğini belirterek, "PKK’nın Türkiye Cumhuriyetine, hatta Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan Kürtlere bir barış borcu var" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024’te, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısı’nda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, terör örgütünün lağvedildiğini açıklaması çağrısında bulunmuştu. O çağrı ile birlikte DEM Parti heyetinin İmralı Adası’nda Öcalan ile görüşmeleri ve verilen mesajlarla birlikte PKK kendini feshettiğini duyurmuştu.
‘Terörsüz Türkiye’ adıyla devam eden süreçte, şehit ailelerinden Zülküf Yılmaz, 16 Ağustos 2018’de ağabeyi şehit olduğu zaman toprağa kendi eliyle verirken toprağa düşen en son kişinin ağabeyi olsun diye dua ettiğini söyledi. Sonraki süreçte yine şehitler gelmeye devam ettiğini belirten Yılmaz, üzücü ve bu acıyı yaşayanın bildiğini söyledi.
Yılmaz, ölümün her türlüsü acı olduğunu söyleyerek, "Bu topraklar ölüme, acıya, bu makus vaziyete razı olmamalı. Öyle düşünüyorum. Bir yerde bu makus vaziyetin kırılması gerekiyor. Bunun için de lider Devlet Bahçeli’nin büyük bir çıkışı, Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu, bu sürecin diğer süreçlerden farklı işleyeceği konusunda, baltalanacağını düşünmüyorum. İnsanların kaygıları, şehit ailelerinin, Türk milliyetçilerinin de kaygıları var. Bu süreci baltalamak isteyenler, PKK’nın silah bırakmasını istemeyen, gerek dış, gerek iç mihraklar, PKK’nın üzerine beslenenler veyahut şehitlerin kanı üzerinde beslenen gruplar var. Bu grupların bu süreçle yok olacaklarını, tarihin tozlu sayfaları arasına gideceği düşüncesindeyim. Bunlarda kaybolmamak için her türlü mücadeleyi vereceklerdir" dedi.
"Bir yerde bu sorunun bitmesi de gerekiyordu"
PKK’nın daha öncede silah bıraktığını, kendini feshettiğini açıkladığını hatırlatan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama her seferinde bir bahane ile bu süreç baltalandı. PKK’nın Türkiye Cumhuriyetine, hatta Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan Kürtlere bir barış borcu var. Bu barış borcunu ödemesi gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti hükümetlerinin Kürtlerle ilgili yapmış olduğu açılımlar vardı. Kürtçe seçmeli dersler, TRT6, tabelalar, devletin resmi kurumlarına Kürtçe yazılar. O gün için büyük bir devrimdi. O süreçte PKK buna karşılık ne verdi? Yine şiddetti tercih etmişti. Sur olayları, Nusaybin, Cizre’deki olaylar hafızalarda. Bundan dolayı PKK’nın bir barış borcu var. Bir yerde bu sorunun bitmesi de gerekiyordu. İnsanları bazen anlamakta zorluk çekiyorum. Diyorlar, ‘Sen bir şehit yakınısın. Nasıl PKK’nın silah bırakmasını’ PKK’yı zaten bitirmek istemiyor muyduk. Kolluk kuvvetlerimiz niçin uğraşıyordu, PKK’yı bitirmek için. Bugün PKK ben bittim diyor. Bunu baltalayanların, istemeyenlerin şehit ailesi olmaması gerektiğini düşünüyorum. PKK silah bıraktı, çok şükür bu beladan kurtulduk diye düşünmesi gerekiyor."
"Bir şeyleri görmeden karar vermek bence bu süreci baltalar" diyen Yılmaz, "Bir görelim. PKK silahını mı bıraktı, göreceksin. Sonraki aşamalar tepki göstermemiz gereken yerler olacaksa o zaman göstermemiz gerekiyor. Devlet mekanizmaları işliyor, devletin bir aklı vardır. Devlet Beyi anlamak gerekiyor. Belki de artık hiçbir evladım ölmesin diyor. Şahsen tanırım, hep bir baba şefkatiyle, büyük şefkatiyle yaklaşır. Biz her zaman deriz, en büyük şehit ailesi kimdir Devlet Bahçeli’dir. Binlerce evladını toprağa verdi. O acıyı içine gömerek ben bu süreci bitireceğim, PKK kendini lav edecek dedi. İçeride safı kuvvetli tuttuğun zaman şunu gördük, Türkiye Cumhuriyetinden korkuluyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti içindeki problemi çözüyor ‘Terörsüz Türkiye’ ile. Benim sırtımda artık bir kamburum, yüküm yok" ifadelerini kullandı.
"Müslüman coğrafyasının tek ümidi şu an Türkiye"
Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
"PKK ile mücadeleye aktarmış olduğum maddi kaybımı artık belki çelik kubbeye yatıracağım, savunma sanayime yatıracağım. Bu coğrafyada yapmış olduğum ağabeylik belki de herkese örnek olacak. Müslüman coğrafyasının tek ümidi şu an Türkiye. Öyle yada bu iş bitecekti. Bugün, ya da yarın. Çocuklarımız, ya da torunlarımız bir sabah uyandığında üzerine bomba yağmış olmasın. İnsanlar bu acıyı anlayabilsin diye şöyle anlatayım. Rahmetli ağabeyimin küçük oğlu Ahmet dedi ki; "Amca evlendiğim zaman çocuğumu okula ben götürüp, ben alacağım.’ Bunun ne demek olduğunu anlayamazsınız. Çocuk, her okul çıkışında babasını aradı. Çünkü diğer veliler çocuklarını almaya gelirken o, okul servisine biniyordu. Babası onu alamıyordu. Ve bunu söyleyen çocuk 10 yaşında. 10 yaşındaki çocuğun şu an yapması gereken bilimdir, oyundur. Ama 10 yaşındaki bir çocuğun terörle tanışması kadar acı bir şey olmaz. Bu çocuk babası öldürüldüğü zaman 3 yaşındaydı, şimdi 10 yaşında. 7 yıldır babasız."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB