Sahurda karbonhidrat ağırlıklı tüketim yapılmamalı
Ramazan ayında doğru beslenmenin önemine dikkat çeken Diyetisyen Hande Demir, "Sahurda hamur işi, kek, pasta, börek, poğaça gibi besinler yerine peynir, yumurta, mevsimine uygun yeşillikler ve ekmek olarak daha lifli olan çeşitler tercih edilmelidir" dedi.
Ramazan ayının başlamasıyla beraber oruç tutan vatandaşlara iftar ve sahurda doğru beslenmeyle ilgili uyarılarda bulunan Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi diyetisyenlerinden Hande Demir, "Ramazan ayı ile birlikte oruç tutmaya başladığımızda ruhsal ve bedensel anlamda arınma sürecine giriyoruz. Bu arınmanın sağlıklı olabilmesi için yeterli ve düzenli beslenmeye dikkat etmemiz gerekiyor" diyerek önerilerde bulundu.
"Sahuru atlamamakta fayda var"
Öğünlerin çok önemli olduğunu ve özellikle sahuru atlamamak gerektiğine dikkat çeken Demir, "Sahurda peynir, yumurta, bol yeşillik, mümkünse kepekli, çavdar veya tam buğday ekmek tüketmek bizim için faydalı olacaktır. Bu şekilde beslenmek hem daha uzun süre tok tutacaktır hem de gün içerisinde enerjimizin daha yüksek olmasını sağlayacaktır. Bununla beraber sahurda çok yağlı, çok baharatlı, çok tuzlu yiyecekler tüketmek, tüm gün boyunca mide hazımsızlıkları ve rahatsızlıklara sebebiyet vereceği için tuttuğumuz orucun biraz daha zor geçmesine sebep olacaktır. Bu nedenle sahuru daha hafif yiyeceklerle, kahvaltı öğünü şeklinde veya hafif zeytinyağı ve sebze olacak şekilde tüketmenizi öneriyorum" diye konuştu.
"İftarda olabildiğince kontrollü tüketim öneriyoruz"
Ramazan ayının bolluk bereketle beraber zengin iftar sofralarını beraberinde getirdiğini belirten Demir, "Orada da ölçüyü çok kaçırmamakta fayda var. Çünkü vücut 12-13 saatlik açlığın ardından besin alımına geçiyor. Çok hızlı bir şekilde çok fazla besin tüketirsek, iftar sonrasında karında şişlik, gaz, ağrı, mide bulantısı gibi problemlerle karşılaşabiliriz. Bu nedenle iftarda olabildiğince kontrollü tüketimi öneriyoruz. Orucumuzu açarken en başta iftariyelik dediğimiz kuru hurma ve zeytin gibi besinlerle başlamak, arkasından bir kase çorba tüketip bir süre ara verdikten sonra, ızgara, haşlama ya da fırında pişirme yöntemleriyle hazırlanmış et ya da sebze yemeğimizi, yanında kepekli, tam buğday ya da tam tahıl gibi bir karbonhidrat grubu tüketmek faydalı olacaktır. İftar sonrasında ise çok şerbetli tatlı, ağır kızartılmış tatlılar tüketilmesini önermiyoruz. Bunun yerine meyveli tatlıları veya güllaç gibi sütlü tatlılar tüketebiliriz. Sonrasında hareketsiz kalmayıp, hafif tok karınla yavaş tempoda yürüyüşler ya da egzersizler, metabolizmayı hızlandırmak ve kilo kontrolü sağlamak açısından bize yardımcı olacaktır" şeklinde konuştu.
"Sahurda karbonhidrat ağırlıklı tüketim yapılmamalı"
Sahurda çok fazla karbonhidrat ağırlıklı tüketim yapılmaması gerektiğini de kaydeden Demir, "Hamur işi, kek, pasta, börek, poğaça gibi besinler yerine peynir, yumurta, mevsimine uygun yeşillikler ve ekmek olarak daha lifli olan çeşitler tercih edilmelidir. Yanında süt, ayran, cacık gibi gıdalar tüketmek hem daha uzun süre tok kalmaya, hem de gün içerisinde enerjimizin yüksek olmasına yardımcı olacaktır" ifadelerini kullandı.
Yemeğin muhakkak yavaş tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Demir, "Beyin, yemek yemeye başladıktan 15-20 dakika sonra ’doydum’ sinyalini vermeye başlıyor. Biz 12-13 saatlik açlığın arkasından hızlı bir şekilde yemek yemeye başladığımızda 15-20 dakika içerisinde normal zamanda tükettiğimiz miktardan çok daha fazla besin tüketiyoruz ve bu bizim enerji alımımızı artırmış oluyor. Sonrasında akşamı dinlenerek geçirirsek enerji verimi olmamış oluyor ve bu açık kiloya sebebiyet veriyor. Ayrıca Ramazan ayı ile değişen besin düzeni ve azalan öğün sayısı metabolizmamızın yavaşlamasına sebebiyet veriyor. Bu nedenle metabolizmanın yavaşlaması için kendi besin tüketimimizi azaltmamız gerekiyor. Biraz daha dikkatli yemek yiyoruz, daha uzun süre çiğneyerek yiyoruz. Yavaş yavaş ve miktarını kontrol ederek tüketim yaptıktan sonra hafif tok karın ile hafif bir yürüyüş veya egzersiz öneriyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.