Tarih: 13.01.2025 11:17
“Safra kesesi taşı yaşamı tehdit edebilir”
Safra kesesi taşı hastalığının sinsice ilerleyerek yaşamı tehdit edebileceğini ifade eden Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kemik, “Hastalık birçok kişide belirti göstermezken, zaman içinde komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Safra kesesi taşı olan hastaların yaklaşık yüzde 1-2’sinde her yıl akut kolesistit, koledokolitiazis veya safra taşı pankreatiti gibi ciddi sorunlar gelişmektedir. Bu komplikasyonlar, safra kanallarının tıkanması nedeniyle ortaya çıkabilir. Enfeksiyonlara veya iltihaplanmaya neden olabilir” dedi.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kemik, pek çok kişide herhangi bir soruna yol açmadan vücutta sinsice bekleyen gizli tehlike safra kesesi taşı hakkında bilgilendirmede bulundu. Ciddi vakalarda safra taşlarının cerrahi müdahale gerektiren ‘safra taşı ileusu’ denilen bağırsak tıkanmalarına da sebep olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kemik, ayrıca nadir görülmesine rağmen kronik safra taşı hastalığı olan bireylerde ‘safra kesesi kanseri’ riskinin de arttığını belirtti.
“Bir kum tanesi kadar küçük de olabilir, golf topu kadar da”
Safra kesesi taşlarının safra kesesinde oluşan, tipik olarak kolesterol veya bilirubin içeriklerinden meydana gelen sert birikintiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgür Kemik, “Boyutları bir kum tanesinden bir golf topuna kadar değişebilir. Asemptomatik olabilir (hiç belirti vermeyebilir) veya safra kanallarını tıkayarak ‘biliyer kolik’ dediğimiz karnın sağ üst tarafında oluşan aralıklı şiddetli ağrılara neden olabilirler. Çoğu safra taşı, iltihaplanma veya sarılık gibi semptomlara veya komplikasyonlara neden olmadıkça kendini belli etmez, belirti göstermez” ifadelerini kullandı.
“Yüksek kolesterol ve obezite riski artırıyor”
Safra kesesi taşlarının öncelikle aşırı kolesterol veya bilirubinden kaynaklanan safra bileşimindeki bir dengesizlik nedeniyle oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kemik, diğer temel nedenleri ise şöyle sıraladı: “Yüksek kolesterol seviyeleri: Safradaki aşırı kolesterol kristalleşerek taşlara dönüşebilir. Bilirubin: Karaciğer sirozu veya kan hastalıkları gibi durumlar bilirubini artırarak pigment taşlarına yol açabilir. Safra kesesi hareketliliği sorunları: Safra kesesinin eksik veya seyrek boşalması safrayı yoğunlaştırabilir. Risk faktörleri: Obezite, hızlı kilo kaybı, 40 yaş üstü ve hormonal faktörler (örn. hamilelik) riski artırır.”
“Şiddetli karın ağrısı, bulantı ve sarılık görülebilir”
Küresel olarak dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 6’sında safra taşı olduğunu işaret eden Prof. Dr. Kemik, safra kesesi taşlarının öncelikle ‘bilier kolik’ adı verilen karakterize bir ağrıya neden olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Kemik, görülen diğer belirtileri şöyle açıkladı: “Şiddetli karın ağrısı: Tipik olarak karnın sağ üst kısmında veya ortasında hissedilir, genellikle sırta veya omuza yayılır. Ağrı 1 ila 5 saat sürebilir ve yağlı yemekler yedikten sonra şiddetlenebilir. Bulantı ve kusma: Genellikle safra kesesi atakları ile ilişkilidir. Sarılık: Cilt ve gözlerin sararması, olası safra kanalı tıkanıklığına işaret eder. Ateş ve titreme: Enfeksiyon veya iltihaplanma gibi komplikasyonlara işaret edebilir. Birçok kişide belirti göstermeyen ‘sessiz’ safra taşı da olabilir.”
“Kadınlarda risk iki kat fazla”
Hormonal faktörlerden etkilenen kadınların safra kesesi taşı geliştirme olasılığının erkeklere kıyasla iki kat fazla olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kemik, diğer risk grubundaki kişileri ise şöyle sıraladı: “40 yaş üstü bireyler: Yaş, özellikle 60 yaşın üzerindekiler için riski artırır. Obez bireyler: Yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) önemli bir risk faktörüdür. Yanlış beslenme: Yüksek yağlı, yüksek kolesterollü ve düşük lifli diyetler safra taşı riskine katkıda bulunur. Belirli etnik gruplar: Amerikan yerlileri ve Meksika kökenli Hispaniklerde daha yüksek oranlarda görülür. Hamile kadınlar: Hamilelik sırasındaki hormonal değişiklikler safra taşı oluşumunu artırabilir. Aile öyküsü olan bireyler: Genetik, safra taşına yatkınlıkta rol oynar. Diyabet: Yüksek trigliserit seviyeleri ile ilişkilidir ve safra taşı olasılığını artırır. Hızlı kilo kaybı: Karaciğerin safraya fazla kolesterol salgılamasına neden olabilir.”
“Sağlıklı kilonuzu koruyun, haftada 150 dakika egzersiz yapın”
Safra kesesi taşlarından korunmak için önerilerde bulunan Prof. Dr. Kemik, “Sağlıklı kilonuzu koruyun. Taş riskini artırdığı için obeziteden ve hızlı kilo değişimlerinden kaçının. Dengeli beslenin, doymuş yağları sınırlandırırken meyve, sebze ve tam tahıllar gibi yüksek lifli gıdalara odaklanın. Sağlıklı yağlar tüketin. Zeytinyağı ve balıktan elde edilen Omega-3 yağ asitleri gibi kaynakları kullanın. Sağlıklı sindirimi desteklemek için haftada en az 150 dakika egzersiz yapın. Öğün atlamaktan kaçının. Düzenli yemek saatleri safra akışının korunmasına yardımcı olur ve taş oluşumu riskini azaltır. Genel sağlığı desteklemek için bol su için” dedi.
“Tedavide 5 farklı yöntem uygulanıyor”
Prof. Dr. Kemik, safra kesesi taşı hastalığı tedavisinde kullanılan yöntemleri şöyle açıkladı: “Ameliyat: Birincil tedavi, safra kesesinin cerrahi olarak çıkarılması olan kolesistektomidir. Bu, hastalığın ciddiyetine göre laparoskopik (minimal invaziv) veya açık ameliyatla gerçekleştirilebilir. Ekstrakorporeal Şok Dalgası Litotripsi (ESWL): Taşları parçalamak için ses dalgalarını kullanan, küçük taşları ve fonksiyonel bir safra kesesi olan hastalar için uygun olan cerrahi olmayan bir seçenektir. Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi (ERCP): Endoskopik yöntemle safra kanalındaki taşları çıkarmak için kullanılır ve genellikle tıkanıklıkları gidermek için stent takılmasını içerir. İlaçlar: Ursodiol veya khenodiol kolesterol taşlarını çözebilir ancak değişken başarı ve yan etkiler nedeniyle nadiren kullanılır. Perkütan tedavi: Ameliyat için yüksek riskli hastalarda, taşları çıkarmak veya çözücülerle eritmek için safra kesesine cilt yoluyla erişmeyi içerir.”
“Ameliyatla safra kesesinin alınması, her zaman zorunlu değildir”
Her safra taşının acil ameliyat gerektirmeyeceğini; asemptomatik taşların komplikasyon riski oluşturmadıkça acil müdahale gerektirmeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Kemik, “Safra kesesinin alınması ameliyatı (elektif kolesistektomi) hasta için en uygun tıbbi koşullar sağlandıktan sonra genellikle semptomatik vakalarda daha ileri sorunları önlemek için önerilir. Safra kesesi taşları semptomlara veya komplikasyonlara neden olduklarında alınmalıdır. Semptomatik safra kesesi taşları olanlar, tekrarlayan biliyer kolik veya ağrısı olan hastalar, akut kolesistit (tıkanmaya bağlı safra kesesi iltihabı) olanlar, safra kanalı tıkanıklığı (sarılık veya pankreatite neden olan taşlar) olanlar, safra kesesi kanseri riski taşıyanlar (büyük taşlar veya belirli boyutlardaki polipleri olanlar) ameliyat edilmesi gereken gruptaki hastalardır” diye konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB