Rize’de ‘Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’ düzenlendi
Rize’de her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’ bu yıl da ilgi odağı oldu.
Rize’nin Ardeşen ilçesinde her yıl geleneksel hale gelen Atmaca Güzellik ve Beceri Yarışması’nın bu yıl 5.’si düzenlendi.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük kültür ve tutkularından biri olan atmacacılık geleneğinin bir yansıması olan yarışmada 25 atmaca güzellik ve beceride birbirleriyle yarıştı. Etkinliğe yarışmacıların dışında çok sayıda atmacasever de katıldı. Etkinlikte genç-yaşlı atmacacılar herkesin ilgi odağı oldu.
40 yıldır atmacacılık ile uğraştığını kaydeden Bülent Akdemir, "Yaklaşık 40 yıldır yani 6 yaşından beri atmacacılık ile uğraşıyorum. Çok seviyorum. Bu anlatılmaz yani yaşanır. Buna biz et, tavuk yüreği, hindi boynu, alabalık, yumurta, bu tip şeylerle bakıyoruz. Sevdikten sonra bakım maliyeti insanın gözüne gelmiyor" dedi.
3 yıldır babası ile birlikte atmacacılık yaptığını ifade eden 17 yaşındaki Doğukan Sonbay, “Suyuna, yemine, yemeğine, özellikle kaldığı yere çok dikkat ediyoruz. Altına sürekli odun serip temiz bir ortamda besliyoruz. Kemalpaşa’dan babamla birlikte atmacalarımızı getirdik. Birlikte sergileyeceğiz. Atmacacılık çok güzel bir duygu, paylaşılamaz bir sevgi" dedi.
Atmacasına çocuğu gibi baktığının altını çizen bir başka yarışmacı Recep Birinci de, "Çocukluğumdan beri atmacacılık yapıyorum. Atmacacılığı çok seviyorum. Atmacaya çocuğum gibi bakıyorum. Sabah uyandığımda kendim yemeden onu yediriyorum" ifadelerini kullandı.
"İnsanlar gerçekten bu kuşlara sevdalanıyorlar"
Atmaca beslemeyi çocuk büyütmeye benzeten Ardeşen Belediye Başkanı Enver Atagün de, "Yıllardır devam eden bir gelenek. Ben de çocukluğumda atmaca yakalama, evimizde babamın atmaca beslediği, bu olayı yaşamış biri olarak insanlar gerçekten bu kuşlara sevdalanıyorlar. Bu kuşun insanın elinde oturması, gözünüze bakması, elinizden yumurta yemesi. Gerçekten aşık oluyorsunuz bu hayvanlara. Dönem sonunda da göç yollarında, göç devam etmesi için salıyorsunuz. Böyle kız çocuklarımızı belli bir yaşa geldikten sonra üniversiteye gitsin, kendi ayaklarında dursun, işte ne bileyim gözünüzden sakındığınız, beslediğiniz, her şeyiyle ilgilendiğiniz, çocuklarınızı nasıl ki üniversite gönderiyorsunuz. Ben bu olayı ona benzetiyorum. Biz de bu kuşları böyle bir dönem burada sevip besleyip ondan sonra salıp göçlerine devam etmelerini sağlıyoruz” şeklinde konuştu.