Rehberlik uzmanından doğru tercih önerisi

Rehberlik uzmanından doğru tercih önerisi

Rehberlik uzmanından doğru tercih önerisi

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih süreci başladı. Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Rehberlik Uzmanı ve Eğitim Danışmanı Helin Gökmen, yapılan tercihin hayatı etkileyeceğini ve tercihler yapılırken çok araştırma yapılması gerektiğini dile getirdi.
1 Ağustos’ta başlayan YKS tercih dönemi 13 Ağustos’a kadar sürecek. Bu yıl yükseköğretim kurumlarında toplam 909 bin 190 kontenjan bulunuyor. ÖSYM’nin güncel kılavuzuna göre tercihler sadece sıralamaya göre yapılmalı ve en fazla 24 tercih hakkı var. YKS sonrası tercih sürecine giren öğrencilere seslenen Rehberlik Uzmanı ve Eğitim Danışmanı Helin Gökmen, aile tavsiyesinin önemli olduğunu ancak öğrencinin ilgi ve yeteneklerine göre hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Mutlaka meslek olarak iyi bir tercihte bulunulması gerektiğini aktaran Gökmen, "Tercih süreci çok riskli bir süreçtir. Çünkü bütün emeğinin ortaya çıktığı, asıl hedefine ulaşacağı en önemli süreç tercih sürecidir. Yanlış yapılan bir tercih, bütün hayatını etkileyecektir. Öğrenciler kesinlikle ‘bölüm tercihi’ değil, ‘meslek tercihi’ yaptıklarını unutmamalı. Burada öncelikle öğrenci kendine şunu sormalı, benim ilgi alanlarım neler? Ben sanata mı ilgi duyuyorum, teknolojiye mi ilgi duyuyorum? Yoksa sağlık alanına mı ilgi duyuyorum? Bu konuda kendine cevap verebilmeli. İkincisi, hangi yaşam tarzını istiyorum? Bazıları işkolik olabilir, çok çalışmayı sevebilir. Yoğun bir iş hayatı mı, yoksa sakin bir çevre mi istiyorum? Bunu mutlaka iyi düşünmeli. Üçüncüsü ki bu en önemli kriterlerden bir tanesi, uzun vadede nasıl bir meslek hayatı beni tatmin eder? Çünkü biliyorsunuz, meslek hayatınız bütün yaşantınızı şekillendiriyor. Bugün ben bu kuruma işimi sevmeyerek gelirsem, mutsuz bir şekilde gelirsem; ister istemez bunu öğrencilerime de idareye de dışarıdaki sosyal hayatıma da aile yaşantıma da yansıtacağım. O yüzden mutlaka meslek olarak iyi bir tercihte bulunmaları gerekir. Çünkü bütün ömrünüz boyunca bu mesleği yapacaksınız ve hayatınız buna göre şekillenecek" diye konuştu.
İlgisiz ve sevmeyerek okunan bir bölümün, öğrencinin başarısız olmasına sebebiyet verdiğini söyleyen Gökmen, "Puan odaklı tercihte kişi, "Neresi olursa olsun, yeter ki yerleşeyim" kafasında olurken; hedef odaklı tercihlerdeyse kişi, "Ben ne istiyorum? Gerçekten nasıl bir yaşam tarzı istiyorum? Meslek hayatımdan beklentilerim neler?" sorularını düşünmeli. "Ne olursa olsun yeter ki gideyim" kafasında olan bir öğrenci ne yazık ki ileride hüsrana uğrayabilir. Çünkü meslek hayatı onun bütün hayatına etki edecektir. Bu yüzden, bütün ömrünü vereceği bir meslek için bir sene kaybolmasında herhangi bir sakınca görmüyoruz. Aile tavsiyesi elbette önemlidir. Ancak burada kesin kararı verecek olan kişi öğrencidir. Neden? Çünkü o mesleği yapacak olan kişi, bütün hayatını o meslekle yaşayacak olan kişi öğrencinin kendisidir. Bazen veliler, "Hocam, yakın yer olsun yeter ki gitsin," diyor. Ancak biz öğrencinin gideceği şehrin, onu sosyal ve kültürel olarak da geliştirecek şartlara sahip olmasını isteriz. Çünkü öğrenci üniversiteyi sadece "okuldan eve, evden okula" şeklinde bir hayatla geçirmemeli. Meslek hayatına katkıda bulunacak sosyal ortamlar, kültürel etkinlikler, kendini geliştireceği kurslar bunların da olacağı şehirleri seçmelerini isteriz. Yanlış yapılan tercihlerde özellikle öğrencinin ilgi ve yetenekleriyle örtüşmeyen bir bölümü seçmesi, onun kaybına neden olur. Çünkü ilgisiz ve sevmeyerek okunan bir bölüm, ister istemez öğrencinin başarısız olmasına, düşük not ortalamalarına ve hatta bazılarının okulu bırakmasına neden oluyor. Bu da öğrenci için büyük bir zaman kaybı demektir. Sadece bir sene okuyup geri dönenler olduğu gibi birkaç sene okuyup mutsuz olup geri dönenler de var. Bu da öğrencinin normal hayata birkaç yıl geç başlaması demektir. Bu sadece zaman kaybı değil, aynı zamanda hem öğrenci hem de aile için ekonomik kayıp da demektir. Bu yüzden çok iyi araştırma yapmaları gerekir" ifadelerine yer verdi.