Prof. Dr. Çağlayan: "FETÖ mensupları her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır"

Prof. Dr. Çağlayan:

Prof. Dr. Çağlayan: "FETÖ mensupları her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır"

SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gevşemeden FETÖ ile mücadelesinde kararlılığını korumalıdır. Takiyyede kimsenin yarışamayacağı FETÖ mensupları, her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır. Millet ve devlet düşmanlarına hakkettikleri temkin ve tedbiri almakta Türk Devleti teyakkuz halini korumalıdır" dedi.
Tarihi Süreç Açısından 15 Temmuz Paneli Samsun Müzesi’nde geniş katılımla yapıldı. Samsun Valiliği ile ÖMÜ tarafından düzenlenen panelde OMÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan ile İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Sancar konuşmacı olarak yer aldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Çağlayan ve Tuncer kendi uzmanlık alanlarındaki sunumlarını gerçekleştirdi.

"FETÖ mensupları her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır"
FETÖ’nün tarihi sürecinden bahseden Prof. Dr. Çağlayan, "Türkiye’de devletin başta TSK, yargı, emniyet, eğitim ve üniversiteler olmak üzere bütün devlet kurumlarına legal illegal yöntemlerle yerleşerek paralel devlet yapılanmasına giden örgüt 15 Temmuz’da gerçek yüzünü bütün Türkiye’ye gösterdi. O gece başlatılan kanlı darbe girişimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile meydanlarda toplanan Türk halkı iradesiyle, kanıyla, canıyla engelledi. Mülkiyeti Türk milletine ait olan uçaklar, tanklar, tüfekler ile halkın üzerine ateş açan, TBMM’ni, Külliyeyi, Emniyet Genel Müdürlüğünü, Genelkurmay Başkanlığı binası, Boğaziçi Köprüsü gibi kritik kurum ve mekanları bomba ve mermilerle kontrol altına almaya çalışan şerefli Türk ordusunun üniformalarını gasp etmiş hainleri Ömer Halis Demir gibi kahraman ordu mensuplarımız ve iradesine sahip çıkan Türk Milleti bertaraf etmiştir. 15 Temmuz milletin zaferi ile sonuçlanmıştır. Devletimiz, kılcal damarlarına kadar sızan paralel yapıdan KHK ve diğer yasal yöntemlerle mücadele ederek 15 Temmuz’da 251 şehidimizin ve 2740 gazimizin hesabını sormuştur. Sadece 15 Temmuz’da değil, öncesinde çalınmış sınav soruları ile hakları yenilenlerin, düzmece iddianamelerle sivil-askeri kurumlardan uzaklaştırılan vatandaşlarımızın, devletin mahremlerini satanların, Necip Hablemitoğlu ve Muhsin Yazıcıoğlu gibi cinayetlerin hesabını devletimiz sormuştur ve sormaya devam etmektedir. Bundan sonrası için Türkiye Cumhuriyeti Devleti gevşemeden FETÖ ile mücadelesinde kararlılığını korumalıdır. Takiyyede kimsenin yarışamayacağı FETÖ mensupları her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır. Millet ve devlet düşmanlarına hakkettikleri temkin ve tedbiri almakta Türk Devleti teyakkuz halini korumalıdır. Aziz Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar ve Türk Milleti’nin hür kalması bunu gerektirmektedir" diye konuştu.

"Bu ihanet hareketinin doktriner zeminini esaslı bir şekilde değerlendirmek gerekmektedir"
15 Temmuz darbe girişiminin diğer darbe girişimlerinden farklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sancar ise, "15 Temmuz darbe girişimi, Cumhuriyet tarihinde yaşanan diğer darbe girişimlerinden farklı özellikler göstermektedir. Diğer darbe teşebbüsleri silahlı kuvvetler içinden bir kadronun devlet idaresini ele geçirmek üzere gerçekleştirdiği bir eylemken, 15 Temmuz kalkışması bunlardan farklı olarak doğrudan sivil bir grup tarafından sevk ve idare edilen ama yanı zamanda silahlı kuvvetler içinde yuvalanmış bir grubun eliyle gerçekleştirilen bir kalkışmadır. Her darbe teşebbüsünün kendisine ait bir motivasyonu olduğu gibi 15 Temmuz isyan girişimini destekleyenleri de motive edici bir dinamik söz konusudur. Bu sebeple FETÖ’nün tehdit kapasitesini büyük oranda yitirdiği bir süreçte bu ihanet hareketinin doktriner zeminini esaslı bir şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Bu probleme bakışımız sadece darbe ve terör eylemlerine karışan kişi ve yapıları engelleme veya demokratik rejimi koruma refleksiyle sınırlanmamalıdır" şeklinde konuştu.
Panele Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın yanı sıra OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bahçepınar, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, kurum müdürleri, gaziler, şehit yakınları ve vatandaşlar katıldı.