Tarih: 27.06.2025 10:18
’’Obezite hastalığı beraberinde 200’den fazla hastalığa davetiye çıkarıyor’’
Türkiye, Avrupa’da Obezite oranının en yüksek olduğu ülke olarak öne çıkıyor. Farkındalık oluşturabilmek için Lilly İlaç ev sahipliğinde obezite hastalığına ilişkin bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda obezite hastalığının belirtileri ve bununla beraber gelen 200’den farklı hastalığın sonuçları ve obezite ile nasıl mücadele edilebileceği konuşuldu.
Türkiye’de obezite sıklığı her geçen gün artarken alınan önlemlerle bu durumun önüne geçilmeye çalışılıyor. Türkiye’deki yetişkinlerin yüzde 32’sinde ise obezite görülüyor. Lilly İlaç ev sahipliğinde obezite hastalığına ilişkin bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya konuşmacı olarak Lilly Türkiye Genel Müdürü Ryan Dawson, Lilly Türkiye Medikal Direktörü Dr. Karan Bozkurt ve Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) Başkan Yardımcısı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilek Yazıcı katıldı. Konuşmacılar, obezitede dikkat edilmesi gereken konuları ve ortaya çıkaracağı hastalıkları katılımcılara anlattı. Alınması gereken önlemler ve eğitime vurgu yapıldı.
’’Türkiye’deki yetişkinlerin yüzde 32’sinde obezite görülüyor’’
Türkiye’de obezitenin görülme oranına dikkat çeken Prof. Dr. Dilek Yazıcı, "Türkiye’deki obezite sıklığı toplumda yüzde 32 oranında yetişkin popülasyonda görülüyor. Bu da 60 milyon insan olarak düşünecek olursak yaklaşık 20 milyon obeziteli bireye denk geliyor. Obezite de dikkat edilmesi gereken çok konu var. Bu duruma sadece birey bazlı değil, toplum olarak bakmamız gerekiyor. Obezitenin ortaya çıkmasındaki en önemli şeyler; hareketsizlik ve beslenme alışkanlıklarında problemler olduğu için çocukluk çağından itibaren beslenmeyi öğretmek gerekiyor. Sağlıklı beslenmeyi, hareket imkanı ve hareket kültürünü sağlamak gerekiyor. Burada en önemli durum eğitim. Otoritenin yapacağı şeyler belki gıda regülasyonlarının daha iyi olabilmesi. Biliyorsunuz ki obezitenin nedenlerinden birisi çok fazla paketli gıda tüketimi olması ve bu paketli gıdaların içeriğini sağlıklı yapılabilmesi olabilir. Bunların devlet tarafından özenle denetlenmesi ve bunların yanı sıra restoranların da denetlenmesi gerekir. Gıda etiketlerinin olmasına dikkat edilmeli. Belediyeler tarafından hareket edilebilecek ortamların çoğaltılması obezite ile mücadelede büyük rol oynuyor" dedi.
’’Obezite 200’den fazla başka hastalığa davetiye çıkarıyor’’
Obezite olan insanlarda görülen 200’den fazla hastalığın olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Yazıcı, "Obezitenin 200’den fazla başka hastalığa neden olduğu biliniyor. Bunlar ağırlıklı olarak metabolik hastalıklar. Metabolik hastalıklar arasında özellikle karın çevresindeki ve içerisindeki yağın artmasıyla ortaya çıkan şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği ve bu karın içerisindeki yağların oluşturduğu bir kronik yangı durumu var. Buna bağlı damar tıkanıklığı beliriyor ve kalp damar hastalıkları ortaya çıkıyor. Obeziteli bireylerde en sık görülen ölüm sebebi maalesef kalp damar hastalıkları. Karaciğer yağlanmasını da görebiliyoruz. Bunların dışında bir takım mekanik problemlere rastlanabiliyor. Bunların içinde eklem problemleri sıklıkla görülebiliyor. Ayrıca uyku apnesi dediğimiz geceleri nefes darlığı problemleri ortaya çıkıyor. En önemlisi birçok kanser riskinin obezite hastalığı ile beraber arttığını biliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye, Avrupa’da obezite oranının en yüksek olduğu ülke
Dünya Obezite Atlası 2025 verilerine göre,2030’a kadar dünya genelinde 1,13 milyar yetişkinin obeziteli olacağı öngörülüyor. Bu sayı 2010 ile kıyaslandığında yüzde 115 artış anlamına geliyor. Yine 2030 yılına kadar 3 milyar yetişkinin (küresel yetişkin nüfusun yarısı) kilo fazlalığı veya obezite ile yaşayacağı öngörülüyor. Türkiye’de obezite ile yaşayan birey sayısı 2022 yılında 18,7 milyonu aşmış olup, yetişkin nüfusun yüzde 36’sı obezite ile yaşamaktadır. Endişe verici bir biçimde, Türkiye’de yüksek BKİ’ye sahip yetişkin sayısının Dünya Obezite Atlası’na göre 2030 yılına kadar 47,4 milyona ulaşacağı öngörülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2022 Avrupa Obezite Raporu’na göre, Türkiye, Avrupa’da obezitenin en yüksek oranda görüldüğü ülke konumundadır. Bu veri obezitenin, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda Türkiye için toplumsal ve ekonomik açıdan da ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Obezite yalnızca bireyin fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda toplumun sosyal yapısını ve ekonomik kaynaklarını da derinden etkileyen çok yönlü bir sorundur.
Yüzde 5 ila yüzde 10 ve üzerindeki kilo kaybı, aşırı vücut yağına bağlı birçok sağlık sorununu iyileştirebilir. Obezite sadece fazla kiloya bağlı bir durum değil, aynı zamanda pek çok ciddi sağlık sorunuyla ilişkilidir.Tedavideki temel amacımız yalnızca kilo verdirmek değil; hastanın yaşam kalitesini artırmak, eşlik eden hastalıkları kontrol altına almak ve ilaç ihtiyacını azaltmaktır. Örneğin, şeker hastalığı olan bir birey üç farklı ilaç kullanıyorsa, tedaviyle bu sayı bire indirilebilir.
Araştırmalar, yüzde 10 oranında kilo kaybıyla gizli şeker (prediyabet) hastalığının tip 2 diyabete dönüşmesinin engellenebileceğini göstermektedir. Kişi toplam vücut ağırlığının yüzde 15’inden fazlasını kaybettiğinde ise tip 2 diyabet remisyona girebilir; yani hasta ilaç kullanmadan normal kan şekeri düzeylerine ulaşabilir.
Benzer şekilde, kilo kaybı tansiyon ve kalp hastalıkları için kullanılan ilaçların azaltılmasına, hatta bazen tamamen bırakılmasına da katkı sağlar. Yüzde 5 oranında kilo kaybı, uyku apnesinde belirgin düzelme oluşturabilirken; yüzde 10’un üzerindeki kayıplarda eklem ağrıları azalabilir, kolesterol düzeyleri iyileşebilir. Metabolik sendrom (kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, insülin direnci gibi) bulgularında gerileme görülebilir. Hatta karaciğer yağlanması gibi siroza ilerleyebilen durumlar bile olumlu yönde etkilenebilir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB